• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Kabataş’ta yalan yok, gezicilerde yalan çok!

07 Mart 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Önceki gün, Gezici avukat Yeşinil Yeşilyurt’un şikayeti üzerine, Bakırköy Adliyesi’ndeyiz.

Yeşinil Hanım 10 suçtan şikayetçi olmuş.

Kendisine buradan teşekkürlerimi(!) ulaştırmalıyım, Bakırköy Savcısı Hüseyin Parlakkılıç da, “8 suç isnadı mesnetsiz. İki suç isnadı ise haklı” demiş, iddianameyi düzenlemiş. 

Baktım..

İddianameyi oku oku bitmiyor.

Sanırsınız ki, 30 kişiyi öldürmüşsünüz.. Katrilyonları hortumlamış, ortalığı da yakıp yıkmışsınız.

Hani HSYK, bu savcımızın iddianamelerini şöyle bir toplayıp baksa..

Ortalamasını alsa..

Eminim en uzunu, bize denk gelmiştir..

Sorun sadece uzunlukta değil..

Bize iftira suçundan iddianame düzenliyor..

Aslında müştekinin de ötesine geçip, kendisi bize iftira ediyor.. 

Savcıyı bir başka yazıda konu ediniriz.

Her satırı, başlı başına skandal çünkü..

Onu bırakıp, biz Gezicilere dönelim..

Gezici Yeşinil Hanım, duruşmada ısrarla, “Akit gazetesi benim yanmış ters çevrilmiş polis aracının üzerine çıktığımı haberleştirip, bana iftira etti, halkı bana karşı nefrete tahrik etti. Ben hatıra olsun diye, o aracın üzerine çıktım. Polis aracı olduğunu da bilmiyordum” dedi..

Avukat Hanım.. Mezbeleliğe dönmüş Taksim’de.. Ters döndürülmüş bir aracın üzerine çıkıyor.. Sol elini yumruk yapıp havaya kaldırıyor. 

Sonra da, “Aracın polise ait olduğunu bilmiyordum” diyor. 

Oysa fotoğraflarda çok açık görünüyor.

Araç; sivil polis aracı değil..

Resmi, beyaz bir polis aracı..

Polis aracının her tarafı boyanmış ama..

Kapısının ortasında, kocaman “Emniyet Müdürlüğü” ibaresi görülüyor.. Üzerinde, “Polis İmdat 155” yazıyor. 

Yazıyor da yazıyor..

Ne dersiniz şimdi bu avukat hanıma?

“Okuma yazman yok mu abla?” demez misiniz?

Haydi diyelim o an, polis aracı olduğunu göremediniz. O aracın üzerine çıktınız. 

İnsaf yani..

Bir de kalkıp, bu gerçek olayı haberleştiren gazeteyi savcılığa şikayet edip, “Bunları hapse atın. 30 yıl ceza alsınlar, görsünler Hanya’yı Konya’yı” nasıl diyebiliyorsunuz?

“Yedik bir halt. Oturalım yerimizde” desenize..

Dahasını söyleyeyim.

Gerçekten “o aracın polise ait olduğunu bilmiyor” diyelim Yeşinil Hanım.

İnsaf ya..

Arabanın haşatı çıkartılmış. Ters çevrilmiş.

Velev ki polise ait değil..

Ahmet’e, Mehmet’e ait.

Sen bir hukukçu olarak, o aracın üzerine nasıl çıkarsın?

Çıktın.. Elini nasıl yumruk yapıp kaldırırsın.. Kaldırdın.. Bunun haberleştirilmesini şikayet edip, gazetecilere nasıl “Bana iftira ettiler” dersin?

Bu vesile ile söylemiş olayım..

Benim ne İnstagram’ım var. Ne Facebook’um. Ne de Twitter hesabım.. Adıma açılmış gibi görünenlerin hepsi, okur veya benzer ad sahiplerinindir..

Ama bu Gezici kardeşler.

Hem ne kadar sosyal medya aracı varsa..

Hepsine, anında üye oluyorlar.

Hem de nasıl kullanılacağını bilmiyorlar.

Mahkemede bizimle oturmuş, ısrarla iddia ediyor, avukat hanım..

İnstagram’da, kişinin resimlerine üye olunmadan bakılamazmış. Bakılsa bile, indirilemezmiş! Evinin kapısını kırıp, masa üzerindeki fotoğraf albümünden bir resmi alıp yayınlamak ne ise.. İnstagram’daki bir resmi de alıp yayınlamak o imiş!

Hani iftira ediyorsunuz da.. Birazcık usturuplu edin bari..

Siz hangi devirde yaşıyorsunuz Geziciler.

Okumuş, hukuk bitirmişleriniz böyle ise..

Diğerleriniz ne durumda?

Hem diyorsunuz ki: “Yeni gençlik, artık bambaşka. Sosyal medya ile hükümet sallandı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeni bir nesil var..” 

Caka satıyorsunuz.. 

Sonra da, sosyal medyada neyi nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz..

Bizim işimiz değil ama.. Buyrun; “açtığı hesapların özelliklerini bilmeyenler” için yardımcı olalım...

Ders 1: İnstagram olsun. Facebook olsun.. Twitter olsun..

Hesabınızı herkese açık yapabilirsiniz. Bu durumda, herkes herşeyinizi görür..

Ders 2: Hesabınızı arkadaşlarınıza açarsıız.. Sadece arkadaşlarınız sayfalarınızdakileri görür..

Ders 3: İnstagram’ın “görsen bile, indiremezsin” şeklinde bir özelliği yok..

Tamam mı, Yeşinil Hanım..

Mahkemenin kapısında onlarca kişi duruşmasını beklerken.. Biz Yeşinil Hanım’a, Haber Müdürümüz Kenan Kıran ile.. İnstagram’da neler yapılıp neler yapılamayacağını öğretmeye çalışıyoruz!

Şimdi “Gezi’de şu olmadı, bu oldu” diyenlere açık çağrı yapalım..

Buyrun, somut bir örnek verdim. 

Avukatlık yapan bir Gezici bile..

O günlerde yaptıklarını savunamıyor..

“Ben polis aracı olduğunu bilmiyordum” deyip, yaptığını yumuşatmaya çalışıyor..

Attığı, sonradan sildiği tivitlerin tamamını görseniz.. 

Akıllı işi değil!

Ama hâlâ, “Kabataş’ta o olmadı, bu olmadı” diye, ortalıkta efelenenler var..

Siz nerde yaşıyorsunuz beyler.

Hukukçularınız bile, yaptıklarını savunamıyor.. “Olmaz, savunulamaz bunlar” diyorlar da.. Siz hangi dilden konuşuyorsunuz?

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23