• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Kanlı mı olacak, kansız mı?

12 Mayıs 2016
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

27 Mart 1994 mahalli seçimleri yapılmış.

İstanbul’da Tayyip Erdoğan..

Ankara’da Melih Gökçek..

Büyükşehir belediye başkanlıklarını..

Refah Partisi adayı olarak kazanmışlar..

“Derin devlet” teyakkuza geçmiş.

Bugün nasıl bazı kişiler Twitter’in başına geçip.. Bombardıman yapıyorsa..

O günlerin moda olan iletişim aracı fakslarla..

Provoke edilen insanlar, Refah Partisi’nin genel merkezine; Ankara’dan, İstanbul’dan, İzmir’den fakslar yollamaya başlamışlar.

Fakslarda şunlar yazılı:

“Kanımızı dökeceğiz, vatanımızı koruyacağız. Size bırakmayacağız.”

Aynı zamanda sokaklarda gösteriler başlamış..

“Ankara, Gökçek’e mezar olacak” sloganları atılmış.

27 Mart seçimlerinden iki hafta sonraki 13 Nisan 1994 tarihli Refah Partisi Meclis Grubu toplantısında Necmettin Erbakan Hoca da, bu soytarılara şu cevabı vermiş:

“Şimdi ikinci bir önemli nokta, Refah Partisi iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak, kanlı mı olacak, kansız mı olacak, bu kelimeleri kullanmak bile istemiyorum amma, bunların terörizmi karşısında herkes gerçeği açıkça görsün diye bu kelimeleri kullanma mecburiyetini duyuyorum. Türkiye’nin şu anda bir şeye karar vermesi lazım, Refah Partisi adil düzen getirecek, bu kesin şart, geçiş dönemi yumuşak mı olacak sert mi olacak, tatlı mı olacak kanlı mı olacak, altmış milyon buna karar verecek!”

Ama ahlaksız medya..

Teşviklerle, kamu bankalarından verilen düşük faizli kredilerle şımartılan kartel medyası..

Hortumların sürmesi için..

Kendilerine tek engel olarak gördükleri Erbakan Hoca’nın iktidara gelmesini önlemek için..

“Kanlı mı kansız mı” edebiyatını başlatmışlar.

O sözün niçin söylendiğini, hangi anlamda, kimlere cevap olarak söylendiğini gizleyip, sanki “Öyle de olsa, böyle de olsa.. Biz iktidara geleceğiz. Gerekirse sizin kanınızı da akıtacağız” anlamında bir şey söylenmiş gibi.

Alçakça.. Namussuzca iftiralar attılar.

Hatta bu iftiralar..

Anayasa Mahkemesi’nde, Refah Partisi’nin kapatılması davasında, Erbakan Hoca’nın önüne konuldu..

Erbakan Hoca onlara, şu cevabı verdi:

“Melih Gökçek’in, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmesinden sonra, ‘Gökçek’e Ankara mezar olacak’, ‘Kanımız pahasına da olsa vermeyeceğiz’ şeklinde sloganlar atılarak, yürüyüşler yapıldı. Gelin, yerel yönetimdeki iktidar ile genel iktidar arasındaki dönemi barışçı, huzur içinde geçirelim. Bu dönem ne kadar olacak belli değil. Bu dönem tatlı mı olacak, acı mı olacak? Söylenen şey bu. Kan sözü onların sözü. Vay efendim. Bir kanlı mı, kansız mı? Hayda..”

O sözlerin üzerinden yıllar geçtikten sonra, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, biraz da kendi çapsızlığını gösteren şu cümle ile, kartel medyasının dolduruşuna nasıl geldiklerini ifade ediyordu: “Kanlı mı olacak, kansız mı olacak? Bu rejim kanlı mı değişecek, kansız mı değişecek? Bu çok vahim bir ifade. Ne demek, Kanlı mı olacak, kansız mı olacak?”

Karadayı bir kenara..

Daha üç hafta önce..

Dönemin kukla siyasetçilerinden Mesut Yılmaz da, 28 Şubat davasındaki tanıklığı sırasında, “Kanlı mı olacak kansız mı?” sözünü çarpıtıp, şu alçakça ifadeleri kullandı: “Bu söz açıkça iç savaş beyanıydı. Bence burada yargılanması gereken işte bu anlayıştır. Ordunun buna ilişkin rahatsızlığını ortaya koyması normaldir.”

O sözün üzerinden tam 22 yıl geçmiş..

Kartel medyası öylesine bir hava oluşturmuş ki..

22 yıl sonrasında bile..

Mahkeme salonlarındaki tanıklık sırasında..

“Kanlı mı olacak, kansız mı” sözü, çarpıtılarak dillendirilebiliyor..

Mahkeme başkanı başta olmak üzere..

Orda bulunan hazirun, o alçakça ifadenin karşılığında..

O darbecilerin kuklasını..

Tükürükleriyle boğmuyor!

Tüm bunları niye anlattım?

Dün TOBB Genel Kurulu’nda, CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şu cümleyi sarfetmiş: 

“Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz. Açık ve net!”

Şimdi serinkanlı olalım..

Tuzağa düşmeyelim..

1994’de yapılan ve 22 yıldır sürdürülen ahlaksızlığı tekrarlamalarına fırsat vermeyelim..

“Kan” ile kurulan cümleyi, Kemal Kılıçdaroğlu gündeme getirmiş olsa bile..

Halkın oyu ile yapılmak istenilen bir anayasa değişikliğine karşı.. Kılıçdaroğlu’nun, “kan” döküleceği itirazını yaptığı apaçık ortada olsa bile..

Arka planda Siyonist medyanın hazır beklediğini..

“Kan” çağrısı yapan Kemal’in sözlerinin, şu andan sonra unutturulup..

Buna verilecek cevapların öne çekileceğini..

“Kan dökme” ifadesinin geçtiği tartışmayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk defa açtığı gerçeğinin gözlerden kaçırılacağını..

Ve gerçeğin tümü ile tersyüz edileceğini şimdiden hatırlatarak..

“Bu oyuna düşmeyelim” diyorum..

Hiç kimse..

“Yok canım. Herkesin gözünün önünde cereyan eden bu konuda.. Kılıçdaroğlu ilk defa ‘kan dökme’den bahsettiği halde.. Kılıçdaroğlu, ‘kan’ muhabbetini açtığı halde.. Bu işin sonunda, dindar insanlar nasıl suçlanacak” demeyin..

Aynen böyle olacak..

“Müslüman, bir delikten iki defa ısırılmaz..” uyarısını dikkate alalım.

Karşımızdaki ahlaksızlar..

O kadar büyük bir menfaat şebekesi ki..

O kadar devasa bir hortumla besleniyorlar ki..

Dünya genelinde kurulan tezgahlar o kadar büyük ki.. 

Bu ahlaksızlar, hiç utanmadan..

Gözünüzün içine baka baka..

“Kan dökülmesi”nden bahseden Kılıçdaroğlu’nun bu tartışmayı açtığını saklayıp..

Ona verilecek cevapları, “Bakın, kan akıtarak Başkanlık sistemini getireceklermiş” diye suçlama sebebi yapacaklardır..

Bu ahlaksızlığı yapacaklarından.. Emin olabilirsiniz..

Onun için de..

Uyanık olmalısınız, uyanık olmalıyız!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23