• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Kaza mı, sabotaj mı?

10 Temmuz 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Çorlu’daki tren kazası, gerçekten bir “kaza” mı, yoksa kaza süsü verilmiş derin el yapımı bir “sabotaj” mı?

Çorlu’daki tren kazasında 24 kişi öldü..

Bu sayıya yakın ölümlü tren kazası, en son 2004 yılında yaşanmış.. (Hızlandırılmış tren kazasında 41 kişi ölmüştü.)

4 yıl sonra, 2008’de 9 kişinin, 2009’da 5 kişinin hayatını kaybettiği tren kazalarına şahit olduk..

Bu rakamları niçin veriyorum?

Çünkü tren kazalarında, çok sınırlı sayıda olay yaşayan bir ülkeyiz..

Tabii ki karayolu ile nakliye, demiryolu ile nakliyeye göre kat kat fazla..

Dolayısı ile ölümlü kaza da, karayolunda kat kat fazla..

Ama bir karşılaştırma yaparsak..

Karayolunda hemen her gün 20 kişi hayatını kaybederken..

Demiryolunda nerede ise 16 yılda hayatını kaybeden insan sayısı 100 bile değil..

Bu noktada durup düşünmemiz lazım:

“Ne oldu da.. Tam da cumhurbaşkanı yemin töreni öncesinde, yüksek sayıda ölüm yaşanan bir tren kazasına şahit olduk?”

Evet bu soruyu soruyor ve “acaba” diye devam ediyoruz..

Acaba bu bir kaza mıydı? 

Yoksa kaza süs verilmiş bir sabotaj mı?

• 

Hemen her yıl yüzlerce insanımızı tren kazalarında toprağa veririz..

Her yıl birkaç defa 15-20 ölümlü tren kazası yaşarız.. 

“Biz adam olmayız abi.. Daha üç yıl önce benzerini, iki yıl önce bir başka benzerini yaşamışız. Üç ay önce, iki ay önce tekrar tekrar tren kazaları yaşamışız.. Şimdi bir başka benzerini yaşıyoruz. Ne sabotajı?.. Göz göre göre ihmal işte.. Göstere göstere şapşallık işte” der, içler acısı halimize ah vah eder, suskun kalmaya çalışırdık..

Ölümlü kazalar bir yana.. Ardı ardına yaralamalı tren kazaları yaşayan bir ülke oluruz...

Yaralamalı kazalar her hafta birbirini takip eder..

“Baksana kardeşim, ayda bir yaralanmalı tren kazaları yaşanmış.. Onda ölüm olmamış ise de, bir sonrakinde ölümlü kazanın olmasının sinyali çakılmış.. Tedbirler alınmamış. Şimdi acı son ile karşı karşıya kalmışız.. Vahim sayıda ölümlü kaza bas bas bağırarak geliyorum demiş! Biz kulaklarımızı tıkamışız, duymamışız” der, utancımızı yaşarız.. 

Ama ne ölümlü kaza sayısında..

Ne de yaralamalı tren kazasında..

Kısacası tren kazası sayısında..

Ciddi bir rakam söz konusu değil..

Bu maddi gerçeklere rağmen..

Çorlu’da önceki gün yaşanılan kaza ile 24 insan birden can veriyorsa..

Kimse kusura bakmasın..

“Sağanak yağış varmış.. Rayların altındaki torak kaymış!” mavalı ile olayın üstünün kapanacağını, kimse beklemesin..

Bu gerekçe, doğru olabilir, yanlış olabilir..

Biz bu gerekçeye şüphe ile yaklaşmaya mecburuz..

Öyle ki..

Şüphe ile yaklaştığımızda da, hiç de haksız olmadığımız görülüyor..

“Nasıl yani?” diyeceksiniz..

Şöyle:

“Sağanak yağış sonrası yaşanan sel felaketi ile rayların altı boşalmış” deniliyor..

İyi de.. 

15 gün önce, 20 gün öncesi için, bölgede yoğun yağış haberlerini aldık ve buna bizzat şahit olduk da..

Kazadan önceki son birkaç gün içinde, somut bir sel felaketinden ne bizim bir bilgimiz var, ne de bölge insanının..

Meteorolojinin verilerine baktığınızda da.. Bu yönde somut bir bilgi söz konusu değil..

Rayların altını boşaltacak yoğunlukta bir sel felaketi ile ilgili somut bilgimiz olmaması bir yana..

Aynı raydan birkaç saat öncesinde bir başka tren seferinin sorunsuz yapılmış olması..

Birkaç gün önce yağan yoğun yağıştan  rayların etkilenmiş olabileceği ihtimalini de zayıflatıyor.

O halde?

Tren kazası sabıkamızın bu kazayı işaret edecek ciddiyette olmaması.

Tren raylarının altından boşalan toprak için somut bir sağanak yağışı ve sel olayının kazadan hemen bir-iki saat öncesinde gerçekleştiğine dair bir verinin elimizde olmaması..

Zaten kısa süre önce aynı raylardan bir başka seferin yapılmış olması gerçeği karşısında..

Bu kazanın “sabotaj” olup olmadığı hem araştırılmalı, hem sorgulanmalı ve hem de ciddi şekilde incelenmeli..

Kazanın zamanlaması da manidar değil mi?

Soma’da 301 madencinin öldüğü kaza, 2014 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen bir ay önce yaşanmıştı..

Çorlu tren kazası o sayıda bir ölüme sebebiyet vermiş olmasa da, yine cumhurbaşkanlığı seçimi takvimi ile yakın bir tarihte yaşandı..

Bu sefer seçimden hemen önce değil. 

20’den fazla yabancı devlet cumhurbaşkanı, başbakanı, meclis başkanının katılacağı Cumhurbaşkanı yemin töreninden hemen bir gün önce gerçekleşti..

Ve bize, zaman açısından da, “Acaba” dedirtti..

“Acaba” diyor, soru işaretlerine cevap arıyoruz. Aramaya devam edeceğimizi hatırlatıyoruz.

Nerede bir istismar malzemesi var ise, HDP’liler orda..

HDP’nin yeni yetme milletvekili Barış Atay da, hemen Çorlu tren kazasının yaralılarının bulunduğu hastanede boy göstermiş..

Bir yaralı yakını kendisine tepki gösterince..

Barış Atay da gerçek kimliğini ortaya çıkartmış, sözümona acılı insanlara yardımcı olmak için gittiği hastane içinde, hasta yakınlarının üzerine yürümüş..

Hakaretler, tehditler eşliğinde..

“Şerefsiz”, “Gir bakayım içeri” şeklindeki ifadeler bir yana..

Hasta yakınına el kol hareketleri ile..

Tam bir mafya babası profili çizdi..

Oysa sorsanız, vatandaşa yardımcı olmak için orada olduklarını söylerler..

İyi de..

Ne oldu da, bir anda vatandaşın üzerine yürüyen bir saldırgan pozisyonuna dönüverdiniz?

Sizin amacınız, kazada yaralananların yardımına koşmak mıydı?

Kazada vefat eden insanlarını acılarını paylaşmak mıydı?

Yoksa, biz “Sabotaj ihtimali dikkate alınsın” desek de..

Kaza gibi gösterilen olaydan oy rantı toplamaya çalışmak mı?

Kazayı oya çevirme ihtimali ortadan kalktığında da, vatandaşın üzerine yürümek mi?

Söyle Barış Atay..

Söyle, ismi “Barış”, kendisi saldırgan HDP’li arkadaş.. Söyle de bilelim..

İnsanların acısı için orada isen..

O mafya babası pozları ne?

Mafya babalığına soyundu isen..

O hastanede yapmak istediğin ne?

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23