• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Kime inanalım; Porno dergi sahibi Akbay’a mı, Fehmi Koru’ya mı?

25 Mayıs 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Fehmi Koru’nun duruş noktasını sevmem..

Birçok defa kendisini eleştirdim..

Aşağılık kompleksli yorumları..

Eziklik ürünü olduğu ayan beyan ortada olan değerlendirmeleri..

Karşı mahalleye yanaşma amaçlı kıvrak dönüşleri..

Bana hep itici gelmiştir..

Ancak bu eleştirileri getiriyoruz diye, Fehmi Koru’ya haksızlık yapanlara da, seyirci kalamayız.

Bu anlamda belirtmek istiyorum ki, Fehmi Koru’ya son yapılan operasyon haksızlık..

Daha önemlisi, terbiyesizce..

Aynı zamanda bu saldırı, FETÖ’ye bir şekilde bulaşanların, ne kadar sınır tanımadıklarını da, ispatlar nitelikte..

Kısaca olayı vereyim..

Fehmi Koru, Ertuğrul Akbay’ın kendisine, yıllar önce “Oğlum Burak’ı cemaat evine verdim” dediğini aktarmıştı..

Akabinde, Sözcü gazetesinin Feto gazetesi olabileceği belirtilmişti..

Savcılık soruşturması dosyasında, Fehmi Koru’nun bu anlatımının da yer aldığı duyulunca..

Önce Burak Akbay..

Sonra da babası Ertuğrul Akbay meydana çıkıp (meydana dediğimize bakmayın. Burak yurtdışına kaçmış, Fransa’dan cevap veriyor) Fehmi Koru’ya en ağır hakaretlerle saldırdılar.

Baba Akbay daha da ileri gitti.

Tamamen mizansen olduğu her halinden belli bir anlatımla, Fehmi Koru’nun içki içtiği, kadınlarla pavyonda eğlendiği iftirasını attı.

İftira olduğundan nasıl bu kadar eminim?..

Çünkü Ertuğrul Akbay’ın kim olduğunu çok iyi biliyorum..

Güneri Cıvaoğlu istediği kadar, Ertuğrul Akbay için “Sağlam Atatürkçüdür, oğlunu da iyi okuttu” desin..

1990’lı yılların başlarında, Ertuğrul Akbay’ın ne iş yaptığına bakın.. Ne demek istediğimi anlarsınız.

Ne mi yapıyordu?

Porno dergi sahipliği yapıyordu..

O tarihte “muzır neşriyat” diye meşhur soruşturmalarda, yüz binlerle ifade edilen para cezalarına muhatap oluyordu..

Henüz Akit gazetemiz yayına başlamamıştı ama..

Haftalık çıkarttığımız Cuma dergisindeki yazılar sebebi ile, mahkemelerde koşturmaya başlamıştık..

Ben “Şuna niye hakaret ettiniz? Bunu niye eleştirdiniz?” diye açılan ceza davalarına, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde avukat olarak girerken, Ertuğrul Akbay da, aynı mahkemede porno dergilerin sahipliği sebebi ile hesap veriyordu.

Daha doğrusu hesap veriyor görünüyordu.

Çünkü tuttuğu avukat, en kral avukat idi..

Burhan Apaydın..

Kimbilir porno yayından ne kazanıyordu ki, Burhan Apaydın gibi astronomik rakamlarla dava takip eden bir avukatı tutmuş, milyonlarla ifade edilen ceza davalarını takip ettiriyordu..

1990’lı yılların başında, “Büyük para var” diye porno dergi basan Ertuğrul Akbay’ı, bu sebeple hiç sevmem..

Dahası, oğlu Burak Akbay’ın da..

Aynı mantalite ile hareket etmiş olabileceğini, “büyük para vadedildiği” için, Feto lehine bir gazete sahipliği yapabileceğini, kuvvetle muhtemel görürüm.

Düşünsenize..

Bir baba, porno yayın sahipliği yapabiliyorsa..

O kazanılan paralarla büyütülen oğul da..

Gerisini ne ben yazayım..

Ne de siz okumuş olun..

Bir de bu utanılacak duruma..

Oğul Akbay’ın, “Fetullah Gülen’e bağlı evlerde kalma” iddiası da eklenmiş ise..

İrtibat daha da kuvvetlenmiş demektir..

Şu olabilir..

Ertuğrul Akbay, Gülen grubunun güçlü olduğu dönemde.. 

Fehmi Koru’nun da Gülen grubu ile yakın ilişkisini bildiği için.. 

Koru’ya şirinlik yapmak için..

“Gülen’e bağlı evlerde kaldı” şeklinde bir beyanı, doğru olmadığı halde söylemiş olabilir..

Hani bizim Kemalistlerimiz..

“Benim annem başörtülü idi.. Babam hacıdır” diye söze girer ya..

Veya..

Dindar görünen eziklerimiz..

“Ben laik devlet yapısının bir zorunluluk olduğuna inanıyorum” diyerek, Kemalistlere yanaşmaya çalışır ya..

Ertuğrul Akbay da, o dönemin güçlü görünen grubunun adamı Fehmi’nin gönlüne girmek için..

Böyle bir yalanı atmış olabilir..

Eğer gerçek, böyle ise..

Düzeltmek de, baba Ertuğrul Akbay’a düşer..

Fehmi Koru’ya iftira atarak, kendileri hakkındaki iddiayı düzeltemezler..

O kadar basit, o kadar amatörce bir iftira atıyorlar ki..

“İftira atarken, hiç mi düşünmüyorlar..” diye sorasım geliyor.

Hedefe koydukları Fehmi Koru hakkında, anlata anlata, bir tanecik şaraplı çapkınlık olayı anlatıyorlar..

Tamam, bir tane de olsa, şaraplı çapkınlık olayı vahim hatadır.. 

Ama..

“Yıllarca bu adamla yurtdışı gezilere katıldım” diyen Ertuğrul Akbay’ın, ikinci, üçüncü örnek olaylar da anlatması gerekmez miydi?

Bu adam gerçekten çapkın ve alkolik birisi ise..

Sadece anlatılan o tek gezide mi bu haltı yedi?

Diğer gezilerden de birer örnek, niye veremiyor?..

Biliyor çünkü, iftira atarken, ne kadar çok konuşursan, o kadar yalanın ortaya çıkar..

Ertuğrul Akbay da, bunun için tekil bir örnek ile yetinip, işi kapatmaya çalışıyor.

Çamuru atıyor, mide bulandırıyor ve kenara çekiliyor..

Kenara çekildiğini sanıyor..

Sözcü, aleyhindeki soruşturmadan temize çıkmak istiyorsa..

2013 öncesindeki Feto ile ilgili husumetini anlatarak, bu olaydan sıyrılamaz..

2013 sonrasında, Feto’nun gerçek yüzünü gösterdiği dönemde, bu örgütle bir ihtilaf yaşamış mı, onu göstermeli..

FETÖ’cüler, Sözcü gazetesinde mağdur gösterilerek haberleri yapılırken..

Sözcü yazarları, “Hükümete çakayım” derken, “FETÖ’cülerin yaşadıkları dramlar” diye yaşadığımız darbe sürecini sulandırmaya çalışırken..

Hiç kimse bize, “Sözcü’nün FETÖ ile hiçbir ilgisi yok” diyemez..

“FETÖ” dediğimiz şey, yeri gelirse solcu derneğin en tepesine..

Yeri gelirse, Kemalist derneğin en tepesine, adamını yerleştirebilen gizli bir yapı.

YARSAV bunun örneği..

Gökçe Fırat, bunun örneği..

Dolayısı ile, Sözcü de.. “Biz Kemalistiz. Feto ile bir bağımız olamaz” diyerek, kendisini temize çıkartamaz.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23