• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Mahkeme iddianameye bakmayacaksa, neye bakacak?

04 Mart 2016
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

“Hukukçu Turgut Kazan, AYM’ye yapılan eleştirileri yanıtladı” diye başlıyor, haber..

Sonra şöyle devam ediyor:

“AYM iddianameyi istemez.”

Düşünebiliyor musunuz..

Anayasa Mahkemesi’nde bireysel başvuru davası açılıyor..

“Hak ihlaline uğradım. Aslında ben suç işlemedim. Suç işlediğime dair somut deliller yok. Buna rağmen tutuklandım” deniyor..

Bu talebi inceleyen mahkeme, sanık hakkındaki iddianameyi istemiyor..

Ve hukukçu olarak tanıtılan bir adam, “İddianame incelemek diye bir şey yok!” diyerek, Anayasa Mahkemesi uygulamasına destek çıkıyor..

Ne diyelim?

Oha yani..

Anayasa Mahkemesi, iddianameyi istemez ise..

“Acaba neyi ister?” diye merak ediyorum..

“İki lahmacun, bir ayran” mı?

“Pilav üstü kuru” mu?

Öyle ya..

Mahkeme ne isteyecek de, “Davacı hakkında tutuklanmayı gerektiren somut deliller var mı, yok mu?” sorusuna cevap verecek?

Can Dündar’ı savunan Cumhuriyet’in “ihtiyar hukukçu”su “İddianameye gerek yok” diyor ama..

Ben yine de..  

Anayasa Mahkemesi’ndeki yüksek hakimlerin gerekçeli kararını bekliyorum..

Bakalım, onlar bu işe ne diyecek?

“Aaa.. İddianame hazırlanmış mıydı? Biz bilmiyorduk..” mu diyecekler?

Yoksa..

“Bütün suç yerel mahkemenin. İddianameyi bize niye yollamamışlar ki.. Her şeyi biz mi isteyeceğiz.. İddianameyi yollasaydılar, ne olurdu sanki? Biz onlara gösteririz” mi diyecekler!

Cumhuriyet’in hukukçusu, diyor ki: “İddianame incelemek diye bir şey yok!”

Gerekçe olarak da, “Bireysel başvuru aşamasında bazen iddianame hazırlanmamış olabilir” diyor..

İyi de hukukçu amca..

“Hazırlanmamış olabilir” ile niye uğraşıyorsun ki?

Bu dosyada, iddianame hazırlanmış mı?

Hazırlanmış..

O zaman ihtimallerle, niye kafa karıştırıyorsun?

Bir dosyada, iddianame henüz hazırlanmamış ise..

Tabii ki onda iddianame istenemez..

Anayasa Mahkemesi’nin, “Yaz ordan bir iddianame yolla.. Bol kaymaklı olsun.. İddianame olmadan, biz ne incelemesi yapacağız ki” diyecek hali yok herhalde..

Savcılık işi savsaklıyorsa..

İddianameyi henüz yazmamış ise.. 

Anayasa Mahkemesi de, mevcut delillerle incelemesini yapar.

Sanığın tutuklu kalmasını isteyen iddia makamı da..

Sonucuna katlanır..

Ama Can Dündar olayındaki gibi..

İddianame yazılmış ise..

O iddianameyi görmeden..

“Hak ihlali var mı, yok mu”  incelemesi yapan Anayasa Mahkemesi nasıl karar verebilir ki?

Hatta dahasını söyleyeyim...

İddianamenin yazılmış olmasına rağmen celbedilmemesi bir yana..

Anayasa Mahkemesi’nin karar vermesinden önceki hafta içinde, Can Dündar olayı ile ilgili olarak ortaya çıkan..

Gülen sempatizanı 4 avukatın, Dündar’ın villasını satın almasındaki şaibeli para trafiği ile ilgili delilleri de, Anayasa Mahkemesi ilgili dosyadan istemeliydi..

Dört tane avukat tutuklanmış..

Anayasa Mahkemesi, “Görmedim, duymadım, bilmiyorum” diyor..

Var mı böyle bir saçmalık?

Doğrusu ne?

Anayasa Mahkemesi’nin.. Gerek dosya içindeki.. Ve gerekse kamuoyuna intikal eden bilgilere göre.. 

Verilecek kararda etkisi olabilecek tüm delilleri dosyaya toplayıp.. Sonrasında incelemesini yapıp.. “Hak ihlali var mı, yok mu” sorusuna cevap aramasıydı..

Ama.. Acelesi olduğu için..

Ne iddianameyi istemiş..

Ne de yeni çıkan delilleri istemiş..

Dosyanın açıldığı tarih itibari ile olan belgelerle yetinip..

“Hak ihlali var” deyip, bitirmiş işi..

“Acelesi var” diyoruz ya..

İşin düğümü, tam da burada işte..

Benzer davalarda, ortalama 1,5 yılda karar veren Anayasa Mahkemesi..

Davacı Can Dündar olunca.. 3 ayda işi bitiriyor..

Dolayısı ile, kendisini tartışmaya açıyor.

Oysa Anayasa Mahkemesi üyeleri..

Göreve başlamadan önce..

“Dürüstlük..”

“Doğruluk..”

“Tarafsızlık” konusunda..

Yemin ediyorlar..

Konferanslarda uzun uzun akademik konuşmalara.. Tartışmalara.. Bildirilere hiç gerek yok..

Mahkeme Başkanı.. Veya görevlendireceği bir kişi çıkıp izah etsin..

Ahmet.. Mehmet.. Osman.. Ömer.. Tutuklandıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin karar vermesini 1.5 yıl beklerlerken..

Can tutuklandığında..

Dosya niçin ve nasıl, 82 günde karara çıkabiliyor?

Bu işin tılsımını bir öğretsinler..

Öğretsinler ki..

Diğer garibanlar da..

O yoldan yürüsünler..

Soruyoruz ama..

Sorunun cevabı olmadığını da biliyorum.

Zühtü Bey kardeşim.. 

Veya, mahkemede borusunu öttüren derinlerden birileri..

“Bu dosya hemen karara çıkacak” dedi..

Ve karar verildi..

Yoksa..

“Tutuklanmam, hak ihlalidir” diyen yüzlerce insan Anayasa Mahkemesi’nden karar beklerken..

Can Dündar’ın dosyasının öne çekilmesinin, hiçbir mantıklı izahı olamaz..

Dolayısı ile..

Anayasa Mahkemesi’nin aceleci hakimleri..

“Tarafsızlık” ilkesini ihlal ettikleri için..

“Yemin”lerine sadık kalmadıkları için..

“İstifa etmeleri” gerekir..

Aksi takdirde..

Verdikleri her kararda.. 

İnsanların kafasında istifhamlar olacaktır..

“Bu davada verilen karar, Ahmet’e, Mehmet’e göre mi? Can’a göre mi?” diye düşünülecektir...

Kendi tarafsızlıkları zedelendi..

Bari mahkemenin itibarını zedelemesinler..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23