• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Mehmet Görmez Hoca’dan cevab var

13 Mayıs 2020
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Aslında yazılarımıza yollanan eleştiri veya cevapları, genelde bir not halinde, açıklamanın ulaştığı günün ertesinde, günlük yazımızın sonunda veriyorduk..

Ama gelen açıklama, Diyanet İşleri eski Başkanımız, şahsına da hürmetimiz olan Mehmet Görmez hocamızdan gelince, yazının sonuna değil, yazımızın başına o düzeltmeyi koymak zarureti hasıl oldu..

Hem makamına saygımız, hem şahsına saygımız açısından..

Dünkü yazımla ilgili, Mehmet Görmez hocamızın açıklaması şöyle:

“Sn. Ali Karahasanoğlu,

Evvela selam ile birlikte sizlere ve okuyucularınıza hayırlı Ramazanlar diliyorum.

Bir gazetede şahsımla coronavirüs süreci ile ilgili yapılan uzun bir söyleşiyi konu edindiğiniz, ancak yanlış anlamalara ve hakkımda haksız ithamlara sebebiyet veren ‘Ateistler bile İslam’a koşarken, Görmez Hoca bakın ne diyor?’ başlıklı köşe yazınızdaki bazı hususları tashih etmek istiyor; aşağıdaki açıklamaları köşenizde yayınlamanızı istirham ediyorum.

1. Öncelikle ifade etmek isterim ki söz konusu gazetenin uzun bir söyleşi içinden -söyleşide izah edilmesine rağmen- ayet ve kanun farkını bilmeyen kimselerin yanlış anlamasına meydan verecek bir cümleyi manşete taşıması elbette doğru değildir. Ancak sizlerin de cevabın tamamına vâkıf olduğunuz hâlde, aynı cümle üzerinden yorumlar yapıp ithamlarda bulunmanız da doğru olmamıştır.

2. Söz konusu söyleşide;

▪ Kur’an-ı Kerim’in ayetlerden ibaret olduğunu, ayet ile kanunun farklı manalara geldiğini, ayetin bütün kanunlara kıyamete kadar rehberlik yapma vazifesi olduğunu ifade ettiğim hâlde,

▪ ‘Modern’ bir kavram olan kanunun bir yorum olduğunu, hatta beşerî zihinsel bir formülasyon olduğunu ve Kur’an’ın herhangi bir ayetinin beşerî zihinsel bir formülasyona dönüştürülemeyeceğini açıkça ifade ettiğim hâlde,

▪ Ve bütün bu söylediklerimin Kur’an’da hüküm bildiren ayetlerin olmayacağı manasına gelmeyeceğini açıkça belirttiğim hâlde,

▪ Tevrat’ın tahrifinin rabbilerin kanunlarına dönüştürülerek gerçekleştirildiğini ifade ettiğim hâlde,

▪ Elbette Kur’an’ın kendisinin evrensel, külli kanunları vardır. Ve her ayet o külli kanunlar çerçevesinde anlaşılmak durumundadır, dediğim hâlde,

▪ Kur’an varlık âleminin bir tercümesidir. Bu açıdan Kur’an’da tarih vardır, kıssalar vardır, varlık vardır, tabiat vardır, kozmoloji vardır, insan vardır, toplum vardır, ahlak vardır, itikat vardır, ibadet vardır, dediğim hâlde,

▪ Yazınızda; ‘ateistler bile İslam’a koşarken bizim eski Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez kafayı çıkarıp, kendini gösterdi ve (Kur’an, kanun metni haline dönerse hidayet rehberi olmaktan çıkar.) dedi’, diyerek pek çok yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdiğinizi ifade etmek isterim.

3. Yazının tamamını okuduğunuz hâlde bir tek cümle üzerinden hasbelkader hayatını ilme ve irfana adayan bir kardeşinizi ‘şirinlik’ ile itham etmenizi de esefle karşıladığımı belirtmek isterim.

Prof. Dr. Mehmet Görmez”

Eyvallah.

Hocamızın sözünün üzerine, bir söz söylemiyoruz.

Hocamızın sözlerinin kesilmeden, biçilmeden verilmesi halinde, bir ihtilafımız olmayacağını tekraren belirtiyoruz.

Meramımın, sadece ve sadece..

Toplumun hatta tüm insanlığın İslam’a açlık hissettiği bir dönemde..

İslamî ilkelerin kıymetinin öncelenmesi gerektiğine, ihtilafların geri bırakılması gerektiğine dikkat çekmekten ibaretti..

Yanlış uygulamaları, her zaman eleştirebiliriz.. Eleştirelim..

Ancak şu an ihtiyacımız, İslam’ın bize önerdiklerinin, hayatımız için nasıl kurtuluş reçetesi olduğunun anlatılmasıdır..

Anlatılmasına fırsat verilecek yerden bunun yapılmasıdır..

“Kafama göre bir başlık çıkartırım.. Gazeteciliği Hoca’dan öğrenecek değiliz” diyenlerin tuzaklarına düşülmemesidir..

Özellikle de..

Bir seferliğine hepimiz hata yapabiliriz..

Bize karşı vukuat defteri kabarık olanlara, daha fazla hassasiyet göstermemiz gerekir..

Ne gibi?

Allah rızası için söyleyiniz.

Hocamın elini öpeyim..

Ayağını öpeyim..

Beni mazur görsün..

Bir açıklama daha yollasın..

Tekrar yayınlayayım..

“Sen dedin, ben dedim”e girmeyelim..

Ama bir kardeşi olarak beni hoşgörsün..

Şöyle bir başlık kullanan bir gazeteci ile, bir İslam alimi, o günden sonra merhaba diyebilir mi?

“Mehmet Görmez’i istifaya zorluyorlar, Diyanet İşleri özerk olmalı”

Bu ifadeyi kullanan bir gazeteci..

Günlük siyasette yerini seçmiş ise..

Mevcut Cumhurbaşkanı’na bir anlamda bayrak açmış ise..

Bu gazeteci ile bir İslam aliminin oturup konuşması..

Dışardan bakan birileri için, o gazetecinin durduğu siyasi çizgi ile o İslam aliminin durduğu noktayı özdeşleştirmeleri yanlışına sebebiyet vermez mi?

Bu özdeşleştirmeyi yapanlar haksız olurlar mı?

Dahasını söyleyeyim..

2006 yılında.. (Tam tarihi de vereyim: 12 Ocak 2006)

Mehmet Görmez hocamız, Taha Akyol’a, kurban hakkında İslam’ın temel ilkelerini aktarıyor..

Hepimiz biliyoruz ki..

Hanefi mezhebinde kurban vaciptir..

Farz değildir..

Ama lütfen..

“Kurban şart değil” diye başlık atıp, yazının içinde de bunu söyleyen kişi imiş gibi “Mehmet Görmez hoca ile görüştüm” diyen bir adama, daha ne kadar güveneceksiniz?

Eminim ki, o sohbette Mehmet Görmez hoca, “Kurban’ın farz değil, ama vacip olduğu”nu söylemiştir..

Ama.. Taha Akyol..

Hem Mehmet Görmez hocadan aktardığını belirtip. Hem “Kurban şart değil” başlığını atıp. Hem de.. Mehmet Görmez hoca’nın “Kurban vaciptir” açıklamasını yazısında hiç geçirmiyorsa..

Okuyucu nezdinde, “Kurban şart değil.. Demek ki farz değil.. Eee, Görmez hoca ile görüşen gazeteci, hocanın vacip olduğuna dair bir notunu da aktarmamış.. O halde?.. Artık ne anlarsanız. İster kurbanı kesin, isterseniz kesmeyin” algısı oluşturuyorsa...

Bu Taha Akyol’dan artık kim ne bekleyebilir?

Derdim Taha Akyol’un şahsı değil..

Bu toplumda, daha nice Taha Akyol’lar var.. 

Derdim, İslam alimlerinin, bu tür gazeteci geçinen hokkabazlar üzerinden, İslam’ın tebliğ edileceği noktasındaki hüsnüniyetli yaklaşımlarının yanlışlığıdır..

Bu benim görüşüm.. Tabii ki yanılıyor olabilirim..

Büyüklerimiz tartışmalarını hep, “Doğrusunu Allah bilir” diye bitirirlermiş..

Biz de onları taklit edelim..

“Doğrusunu Allah bilir.”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Zekeriya Gökçe

Görmez

Harun

Taha Akyol’dan bir cacık olmaz da senden de birşey olmaz.Değerli bir ilim adamını karalayıp sosyal medya canavarlarının önüne atmak bir müslümana yakışırmı.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23