• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Meraklı Melahat, her şeyi merak ediyor da!..

26 Haziran 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

“Siz ne biçim gazetecisiniz” diye yazımı yazıp, noktayı koyduğum saatlerde, hergele de CNN ekranlarında, eski AA Genel Müdürü Kemal Öztürk ile, Diyanet İşleri Başkanı’nın Mercedes’inin haber olup olmadığını konuşuyormuş..

Sonrasında internette gördüm..

Hergele diyor ki, “Gazetecilik merak etmekdir. Ben merak ediyorum arkadaş..”

Devam ediyor hergele: “Diyanet İşleri Başkanı ‘İbreti alem olsun diye iade ediyorum’ dediği Mercedes’ten daha değerlisini, zırhlısını Cumhurbaşkanı kendisine verdiğinde iade etmeyip, onunla iftar yemeğine geliyorsa, bu haberdir arkadaş”

Bu sözleri dinlediğinizde, “haber”e tapan bir gazeteci görmüş oluyorsunuz.

Ama hergelenin bu konuşmasını dinlemeden, ben kendisine sormuştum zaten: “Patronun Aydın Doğan’ın, naylon şirketlerini niye görmüyorsun. Sen nasıl gazetecisin?”

Burada net olan şey ne?

Hergelenin “haber”e taptığı falan yok.

“Dindar insanlara düşmanlık yapmaya” bayılıyor.

Hepsi o.

Yoksa., 

O Mercedes’in bin mislisine patronu biniyor.

Yatına biniyor.

Katında oturuyor.

Temmuz ayına duruşma konulduğunda, hortumculuktan yargılandığı halde, avukatları, “Aydın Bey Temmuz ayında Bodrum’da oluyor” diye, duruşma ertelettiriyor..

Bu kadar keyfine kebap yani..

Temmuz ayında da, hergelesini yatında ağırlıyor.

Ama güvenlik için, Diyanet İşleri Başkanı’na zırhlı Mercedes tahsis edildiğinde, “Bu haberdir arkadaş” deyip kestirip atıyor!

O haberse, senin patronunun naylon şirketi bin defa haberdir arkadaş.

Senin patronunun, dandik şirketler üzerinden kağıt alması, milyon defa haberdir arkadaş..

Senin patronunun, işçisi olmayan şirketten, milyonlarca dolarlık ithalat yapması, milyar defa haberdir, arkadaş!

Atlamış olmayalım..

Diyanet İşleri Başkanı’na çakarken de, resmen yalan söylüyor, hergele..

“Mercedes’i iade etti. Daha değerlisini aldı’ diyor.

Yalan.. Bin defa yalan..

Milyon defa yalan..

Zırhlı Mercedes’i almadı..

Cumhurbaşkanlığı’na ait zırhlı Mercedes’lerden biri, ihtiyaç olduğunda Diyanet İşleri Başkanı’nın hizmetine verilecek.

Yeni bir Mercedes alımı yok.

Ama birini iade etmiş, diğeri satın alınmış gibi bir hava estiriyor hergele..

Kemal Öztürk ısrarla hatırlatıyor, “1978’den bu yana o makamdaki kişiler Mercedes araca biniyor”..

Hergele ne diyor?

“O zaman niye ‘İbreti alem olsun diye iade ediyorum’ dedi?”

Cevap mı şimdi bu?

Ahlaksızca saldır.

Hiçbir etik kural tanımadan bağır çağır, adamı etki altına al.

O da, “Gereksiz tartışmaya girmeyelim, iade edelim” desin.

Bu sefer de, “Niye iade ettin” de..

Ahlak mı bu?

Şunu da söyleyeyim..

Eğer Mercedes’e karşı çıkan hergele ve takımı..

Gerçekten lüks ve şatafata karşı olsalar..

Kendi hayatlarında bunun örneğini sergilerler..

Bu bir yana..

Diyanet İşleri Başkanı Mercedes’i iade edince..

O aracın ne olduğunu araştırırlar..

Herkesin malumu olduğu üzere..

Sıfır aracın fiyatı 10 ise..

Bir gün de olsa kullanılan aracın fiyatı 7’dir..

O Mercedes de iade ettirilerek, 10 olan değeri, bir anda 7’ye indirildi..

Kim zarar gördü?

Devlet zarar gördü..

Mercedes şimdi nerede?

Ve o değer kaybından, acaba kim yararlandı?

Çok meraklı iseniz..

“Gazeteci dediğin; meraklı olur” diyorsanız..

Merak ediyorsanız, işte bunu araştırın..

Meraklı Melahat’ler!

Küçük bir ihtirazi kayıtla yazıyı bitirelim..

Dursun Çiçek, gazetemizin TBMM bürosunu ziyaret etmiş.

Hoşgelmiş, safalar getirmiş.

Paralel yapıyı eleştirmiş..

Biz de eleştiriyoruz.

Ama.. “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ABD ve İsrail istihbarat örgütleri kumpas kurdu” derken..

Hiç özeleştiri yapmıyorsa..

Özellikle, Balyoz davası sürerken, generallerin çocukları ziyaretimize gelip, “destek” istediğinde kendilerine yaptığımız çağrı hâlâ havada dururken..

“Başörtü yasağına, yüksek sesle karşı çıktığınızı söyler misiniz” davetimizi o gün de, bugün de sessizlikle geçiştirmeye çalışırken..

Kimse kusura bakmasın..

ABD, İsrail bu işin içinde olsa da.. Olmasa da..

Başörtü yasakçılarının da.. Sivil idareye talimat vermeye kalkışan darbecilerin de.. Tasfiyeyi hakettikleri bir gerçektir..

Bazen bu, iyi kulların eli ile olur. Bazen “kötü kul”ların eli ile olur..

Önemli olan, Dursun Çiçek’in, dindarları rahatlatan düzenlemelere nasıl baktığıdır.. AK Parti-CHP koalisyonu kurulsa da kurulmasa da, yeni eğitim yılı başlarken, “Burası da İHL olmuş.. Şurası da İmam Hatibe dönüşmüş” mü diyeceği, yoksa “halk ne istiyorsa o olsun” mu diyeceğidir.

Vesselam.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23