• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Metin bey, ben de size küfür edebilir miyim?

23 Nisan 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Sözlerim, genç avukat Umut Kılıç’a değil.

O daha, mesleğinin başlangıcında..

Belli ki kullanılmış. Belli ki tahrik edilmiş. Belli ki onu kullanmak isteyenler, bundan sonra da peşini bırakmayacak.

Onu cepheye sürüp, kendi lehlerine siyasi rant devşirecekler..

Benim sözüm, Umut Kılıç’ı kendilerine atlama taşı olarak kullanmak isteyenlere..

Kimdir Umut Kılıç?

Bir avukat. Hakimlik sınavına girmiş. Yazılıyı geçmiş. Mülakata katılmaya hak kazanmış. Aslında geçtiğimiz yıl da imtihana girmiş. Hakimliğe geçememiş. Kendi beyanına göre, artık avukatlığa karar kılmış gibi ama. Sırf "sistem eleştirisi" yapmak için mülakata katılmış.

Bu mümkün mü?

Bence değil..

“Kamu kurumlarını lüzumsuz meşgul etme”ye girer.

Ama avukatımız daha genç.

Görmezlikten gelelim..

Mülakatta olanlara geçelim..

 Hakim adayımıza, kimlik bilgilerini soruyorlar.

Kendim böyle imtihanlara girmedim ama. Giren arkadaşlarımızın beyanı da, işin gereği de şu: “Konuşma tarzından tutun. Kendini ifade etmeye kadar birçok tespit, herkesin kesinlikle bildiği bu sorulara verdiği cevaplardan çıkartılır. Hem de muhatapların, kesinlikle bildikleri bu sorularla, heyecanlarını yenmeleri sağlanır.”

Genç avukat ne yapıyor?

“Bana hukuktan sorun”la başlıyor, Cumhurbaşkanı’na hakaretle bitiriyor..

Dikkat buyrun, kendisi bile hakim önündeki ifadesinde, “Cumhurbaşkanına hakaret içeren sözler söyledim” diye itiraf ediyor.

Ancak o sözlerin, Başbakanlık dönemine ait olduğunu söyleyerek, aklı sıra “Cumhurbaşkanına hakaret”ten değil, “Başbakan’a hakaret”ten yargılanmak istiyor..

Cezasının daha az olduğunu zannederek.

Cezanın daha az olmadığını, kanundaki bir çarpıklığın da bu olduğunu başka bir tarihte hatırlatmıştım. Orayı es geçelim..

Böyle bir durumda ben ne yapardım, söyleyeyim..

“Haydi genç kardeşim, bir çay bahçesine git, biraz otur. Dinlen.. Sonra gez, dolaş..Aklını başına topla, sonra gel!” derdim.

Devamında da, “4 yıl hukuk fakültesine.. Oturduğun yerden insanlara hakaret etmek için.. Suç isnadında bulunmak için gitmedin herhalde? Sen daha mesleğe alınmadan, işkembeden sallayarak, insanları ‘Şu suçu işledi, bu suçu işledi’ diye suçlu ilan edersen.. Ohoooo. Mesleğe kabul edildikten sonra, kimlerin canını kimbilir nasıl yakarsın. Hoşuna gitmeyen insanlara artık neler yaparsın, kimbilir.. İnsanları delilsiz mesnetsiz hapse mi atarsın, kanunda olmayan kürek cezasına mı mahkum edersin, hiç kimse tahmin edemez.. Haydi yavrum, ikile!” derim, kapatırım konuyu..

Ama mülakata girenlerde bizdeki hoşgörü yok, anlaşılan.

Genç avukat konuştukça, onlar tutanak tutmuşlar. Sonuçta da avukat tutuklanmış, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu hemen sahneyi kapmış, hakime soruyor:

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ‘Kamu görevlileri ve siyasetçiler yaptıkları görevler sebebiyle ağır şekilde eleştirilebilir, bu suç değildir’ diyor. Bu kararlardan haberin yok mu?”

Böylesi durumlarda benim tavrımı bilirsiniz..

“Başkasına söylediğini, bir başkası da sana söyleyebilir mi” derim. Kapatırım konuyu..

Burda da..

“Cumhurbaşkanına söylenilen sözleri, başkası da sana söyleyebilir mi Metin Bey” der kapatırım konuyu..

Nedir o sözler?

En ahlaksızca, en vicdansızca..  En iğrenç sözler..

Aklımıza ne kadar tahkir edici kelime geliyorsa, onu yazalım, devamında da “Metin Feyzioğlu, sen busun” diyelim...

Kabul mü Metin Bey?

Ben burda, o hakareti normalleştirmemek için tekrarlamıyorum ama..

Siz biliyorsunuz o hakaretleri..

Alt alta sıralanınca, artık küfür haline dönüşen o sözcükleri..

Hani AİHM diyormuş ya..

“Serbest” diye..

Aynısını, biz de sana söyleyelim Metin Bey..

Bakalım ne diyeceksin?

Hatta tüm AK Partililere..

Devletini, devleti temsil eden makamların itibarını düşünen herkese çağrıda bulunsak..

Sabah akşam Barolar Birliği’nin kapısında toplanıp..

Barolar Birliği Başkanı’nın “Suç değildir” diye normalleştirmeye çalıştığı o sözcükleri..

Haykırsalar..

Suç değilmiş ya..

Adliyelerde nerde sırtında avukat cübbesi olan birisini görseler..

Avukatlar kamu görevi yapıyor ya..

AİHM de, “Kamu görevi görenler, ağır eleştiriye katlanmak zorundadırlar” diyor ya..

Cumhurbaşkanı’na söylenen o iftira niteliğindeki sözleri, avukatlara söyleseler..

Gazeteler manşetlerini, böyle atsalar..

Televizyonlar haberlerine, böyle başlasalar..

Bakalım, o zaman ne diyecek, Metin Bey.. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23