• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

MİT darbecisinden “kara, deniz, hava”ya birer subay!

14 Ekim 2016
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Dersane tartışması başladığında.. Henüz 17 Aralık öncesinde iken..

Samanyoluhaber’den Metin Yıkar’ın daveti ile..

İftarda bir araya gelmiştik.

Yıkar’ın yanı sıra, Zaman’dan Bülent Korucu ve Mehmet Kamış da vardı..

Dersane ekseninde “kapanırdı, kapanmazdı” diye tartışırken..

MİT Müsteşarı’nı tutuklatmak isteyen savcıyı sordum..

“Tanır mısınız? Gülen grubu ile bir ilgisi var mı?” diye..

Hemen yalanladılar..

“Bizle hiç alakası yok..” dediler..

Kestirip attılar..

İftar vakti, bile bile yalan söylediler..

Yalan söylediler de..

Bizi kandırdılar da..

Başları göğe mi erdi?

Şimdi kaçak yaşıyorlar..

Daha önemlisi..

MİT Müsteşarı’nı tutuklatmak isteyen savcı Sadrettin Sarıkaya’nın Gülen grubu ile bir ilgisi olmadığını söylediler ama..

Şimdi ortaya çıkan bilgilere göre..

Kumpasçı savcı, öyle sıradan bir FETÖ’cü de değilmiş..

Bir oğlunu Kara Kuvvetleri’ne..

Bir oğlunu Deniz Kuvvetleri’ne..

Bir oğlunu da Hava Kuvvetleri’ne sokmak üzere askeri liselere kaydettiren..

Dört dörtlük bir FETÖ’cü..

Sadece kendisini değil..

Çocuklarını da örgüte adayan bir fanatik..

Burada bir eleştiriyi MİT de hakediyor.

7 Şubat 2012 darbesi öncesinde..

Baba savcı..

Üç oğul, üç değişik askeri lisede görüntüsünü..

“Ne kadar milliyetçi.. Ne kadar devletlerine bağlı bir aile.. Babaları savcılık görevi ile.. Çocukları da askeriyede.. Canlarını verecek şekilde.. Devletlerine hizmet için seferber olmuşlar” şeklinde izah edenler çıkabilirdi.

Ama..

7 Şubat 2012’deki, MİT Müsteşarı’nı tutuklama girişimi ile ortaya çıktı ki..

Savcı baba, iplerini Pensilvanya’ya teslim etmiş bir kukla.

Ailesindeki üç oğul da..

Pensilvanya’nın yıllar önce ele geçirilmek üzere hedef olarak gösterdiği askeriyeye sızma ile meşgul..

Bu durumda..

MİT’in derhal açıklama yapıp.. Veya gerekli yerlere bilgi verip..

Savcının üç oğlunun.. Üçünün de askeri liselerde okuduğunu..

Bunun garipliğini, kamuoyu ile paylaşması gerekmez miydi?

MİT bu bilgiyi paylaşmayınca..

Kamuoyunda bir kesim diyor ki: “Gülen grubu MİT’i ele geçirmek için 7 Şubat’ta harekete geçti..”

Bir diğer kesim diyor ki: “Camiaya iftira ediyorlar. Bu büyük bir günahtır. O savcı ile camianın bir ilişkisi yok.”

Bu kafa karışıklığı içinde..

Biz de kenardaki, köşedeki bilgileri..

Doğru söyleyeceklerini varsayarak..

Gülen’in diğer adamlarına soruyoruz..

Onlar da pişkin pişkin, “Zinhar yalan.. Büyük iftira..” deyip, konuyu kapatıyorlar.

Ve o dönemlerde..

MİT Müsteşarı’nı tutuklatmaya kalkışan savcı Sadrettin Sarıkaya’nın..

Çağlayan Adliyesi’nden alınıp..

Yine İstanbul’da..

Anadolu Adliyesi’ne ataması yapılmakla yetinilmesi..

Ciddi bir soruşturma yapılmaması..

Ciddi bir ceza verilmemesi..

İstanbul’dan alınıp, küçük illerden birisine atama yapılmaması..

“Pensilvanya’nın emirlerini, bundan sonra Anadolu Adliyesi’nde yerine getirmeye devam edeceksin” dercesine..

Aynı ilde diğer adliyeye atamasının yapılması..

Kumpasların pervasızca sürmesine yol açıyor..

Nasıl bir kafa bu?.

Fetullah Gülen “Adliyede, askeriyede var olmalıyız” demiş diye..

Savcı bey, kendisi adliyeye sızmış..

Üç oğlunun üçünü de..

Askeriyeye sızdırarak..

Sıfır fire ile.

Tam itaati ispatlamış..

Tam bu noktada..

TSK’da, “Başörtülü eş.. Başörtülü anne” avına çıkan Kemalistlere sormamız lazım.

“Onun babası hacı. Bunun dedesi hoca.. Öbürünün annesi başörtülü.. Diğerinin teyzesi çarşaflı” diyerek..

İhraç ettiğiniz subaylar bir yana..

Askeri liselere alım yaparken..

Adayların tüm aile fotoğraflarını isteyerek..

“İlerde başımıza dert olmasın” gerekçesi ile..

Daha hazırlık sınıfına kaydedeceklerinizin bile.. Bütün aile fertlerini fişlediğiniz ortada iken..

“Bir aileden üç sızma birden” vahametine karşı..

Ne tedbir almıştınız?

Yoksa kış uykusuna mı yatmıştınız?

Aile bas bas bağırıyor..

Babası ile.. Üç oğlu ile..

“Biz Gülen’ciyiz” diyorlar..

Ama Kemalist TSK’da tık yok..

İnsan şöyle bir istatiki bilgilere bakar..

“Bir ailede, üç oğul var.. Üçü de askeri liseye kaydolmuş.. Bunun kaç örneği var” diye..

Biraz daha dikkat kesilir, bu “üç oğul”a..

Haydi diyelim, önceki yıllarda uyanamadınız..

MİT Müsteşarı tutuklatılmak istendikten sonra olsun..

“Bu gizemli savcının oğulları bizde idi.. Nerdeler? Ne alemdeler” diye bir araştırma yapılsa?

O da yok..

Sonra da çıkıp, efeleniyorlar: “2002’de AK Parti iktidara geldikten sonra.. YAŞ kararlarına şerh koyduğu için.. İhraçlar azaldı..”

Resmen yalan söylüyorlar..

Şerh konulsa da..

İlk yıllarda yine ihraçlar yapılıyordu..

“Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’nın itiraz şerhi ile” diye, açıklama yapılıyordu..

Ama ihraçlara tam gaz devam ediliyordu.. (İhraç edilenlerin büyük çoğunluğu ise FETÖ’cü değil, gerçek dindarlar idi..)

Kaldı ki..

Bu “derin savcı”nın oğulları..

Askeri liselere girmiş öğrenciler..

Askeri liselerdeki ihraçları da, YAŞ mı yapıyordu ki, böylesine vahim bir sızmaya sessiz kalınmıştı?

Şimdi o oğullardan birisinin sosyal medya hesabına bakıyorum..

“Askeri liselerin kapanması”na isyan ediyor.. Kemalistlerle birlikte..

Nasıl tezgah ama?

Dört dörtlük, değil mi?

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23