• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Ne yani, Şener Paşa beraat mı edecek?

20 Ekim 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Onlar İmam Hatip gençliğini beğenmeseler de.

Hukuk fakültesine giderken, “Hangi liseden mezunsunuz” sorusuna, “İmam Hatip” cevabını verdiğimizde..

Şöyle bir yüzlerini ekşitip verdikleri..

En basitinden, “Hımm” tepkisi ile karşılaşsak da..

Elhamdülillah, İmam Hatip’te okumaktan hiçbir zaman pişmanlık duymadık.  

Bilakis gurur duyduk.. 

Dün eski Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur’un avukatı Filiz Esen’in savunma dilekçesini okuyunca..

İHL’li olmaktan bir defa daha gurur duydum. 

Çünkü İHL’de en temel derslerden birisi de..

“Mantık” idi..

Her şeyin başı “akıl..”

Ve de “mantık..”

Her ne kadar din derslerinin ağırlıklı olduğu bir lise gibi görünse de..

Her işin başının “akıl” olduğunu, biz İHL’de öğrendik.

Nereye geleceğim..

Filiz Hanım’ın, dilekçesindeki mantıksızlığa..

Diyor ki Filiz Hanım: “Müvekkilim beyin kanaması geçirmiş ve 2012’deki müracaatımız sonucunda, kendisine kayyım tayin edilmiştir.”

Bu durumda, çok basit bir mantık sorusu..

Hukuk bilmenize gerek yok..

Kendisine vasi atanan Şener Eruygur’un daha önce verdiği vekaletname, artık geçerli olur mu?

Tabii ki olmaz.

Çünkü kendisine vasi atanmış.

Daha önce verdiği vekaletle, artık işlem yapılamaz, savunma yapılamaz. 

Şener Bey adına, bundan sonra bir dilekçe verilmesi gerekir ise..

Bunu da, Şener Paşanın vasisinin yetkilendirdiği avukat verebilir...

Filiz Hanım, dilekçesinde “vasi”nin verdiği vekaletten bahsetmediğine göre..

Filiz Hanım’ın Yargıtay’da Şener Paşa’yı temsil etmesi mümkün mü?

Tabii ki değil..

Bu çok basit bir mantıksal zorunluluk.

İmam Hatip’te, diğer derslerin yanı sıra..

En çok önem  verdiğimiz derslerden birisi, “mantık” olduğu için..

Orlar bizi, “Dogmalarla yatıp, dogmalarla kalkıyorlar” diye tahkir etmek isteseler de.,

“Dogmalarla yatıp kalkanlar”ın kimler olduğu, bu somut örnekle ortaya çıkıyor!

Gelelim, Şener Paşa’nın Ergenekon dosyasındaki rolüne..

Şener Paşa gerçekten vasi atanacak kadar akli melekelerini kaybetmiştir, kaybetmemiştir, kesin nitelikte bir değerlendirme yapmam mümkün değil.

Ama ben..

Bire bir şahit olduğum olayları size aktarayım.. Ki.. Sonradan akli melekelerini kaybetmiş olsa da....

Artık bir ceza infazı söz konusu olmasa da.. Daha önceki tarihlerde imza attığı işlerin suç olup olmadığını, gözler önüne sermiş olalım..

Nedir, Şener Paşa hakkında bildiklerim..

2003 yılı idi.. AK Parti yeni iktidar olmuş.

AK Parti’nin 6 ay içinde yapmayı vaad ettiği İHL’lerde katsayı zulmünün sona erdirilmesi ile ilgili, henüz adım atılamamıştı.

Kur’an kurslarına gidebilmek için, 15 yaşını bekleme zorunluluğunun kaldırılması yolunda bir adım atılamamıştı.

Ve başörtü yasağının kaldırılması için AK Parti’nin taahhüt ettiği “1 yıl içinde çözeceğiz” vaadinin tarihinin dolmasına da, 3-4 ay kalmıştı..

O tarihlerde, komutanlar ardı ardına açıklamalar yapıyor.

“İzin vermeyiz. Kimse heveslenmesin” türünden beyanatlarla, açıkça siyasi iktidarı tehdit altında tutuyorlardı..

O tarihte, Şener Paşa bir köşe yazısı sebebi ile, bize de dava açtığı için.

Dosyası halen duruyor..

Tabii kendisinin sözleri.. Ve bizim yazdıklarımız da..

O tarihlerde Şener Paşa ne buyurmuş, kısaca aktaralım:

“İrticai unsurlar, demokrasiyi kullanarak anayasal düzeni yıkma amacını sürdürüyor.”

Yani?

“Yani; sakın İHL’ler için adım atma. Kur’an kursları için adım atma. Başörtü için adım atma.. Yoksa, anlarsın ya!..”

“Yok canım” mı diyorsunuz?

Somut delilini vereyim.. Yalaka bir muhabir, soruyor Eruygur’a: “Kur’an kurslarıyla ilgili yaptığınız çalışmada, nasıl bir yapıyla karşılaştınız?”

Cevap veriyor Eruygur: “Sadece kılık kıyafetlerine bakın, ne yapmak istediklerini anlarsınız..”

Evet böyle böyle gidiyor, Jandarma Komutanı’nın sözleri!..

Jandarma Komutanı değil.

Sanki CHP Genel Başkanı.. Veya Komünist Parti Genel Başkanı..

Kılık kıyafetten “başörtü”yü, “sakal”ı, “çarşaf”ı kastettiğinden emin olabilirsiniz. Başka neyi kastedecek ki?

Oysa, bir komutanı ne ilgilendirir, vatandaşın kılık kıyafeti?

Bugün ilgilendiriyor mu?

Hayır!

O gün niye ilgilendiriyordu?

Anlayın işte: Darbe tehdidi!..

O davada, Şener Paşa, iddiasını şuna dayandırdı: “Kılık kıyafetle ilgili konuşmam, benim TSK iç hizmet yasası gereği görevimdir!” 

Yani darbeciliği, kanuna dayandırdı.. Biz her ne kadar, “Vatandaşın kılık kıyafeti, Jandarma Komutanı’nı ilgilendirmez” desek de.. Tehdit ettikleri hakim sayesinde tazminatı aldı..

Şimdi avukatı diyor ki: “Müvekkilim darbeci değildir!”

Efendim? Duyamadım, Filiz Hanım..

Ne demiştiniz?

Siz, dediğinize inanıyor musunuz? 

Lütfen buna olsun, mantıklı bir cevap verin!

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23