• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Siz çok daha rezilini yaptınız, ama bizim inancımız buna izin vermez!

15 Eylül 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

PKK çizgisinden siyaset yapan Aysel Tuğluk’un annesi vefat etmiş..

Ankara’da toprağa verilecek..

Vefat etmeden önce, annesinin vasiyeti varmış, evinin yakınındaki mezarlığa defnedilmesini istemiş.

Ailesi de öyle yapmak istemiş.

Ama aynı mahallede oturan bazı kişiler, “Bu mezarlıkta şehit olmuş insanlarımız var. Biz o kişinin bu mezarlığa defnedilmesine karşıyız” demişler..

Aile de, bu protesto sonrasında, cenazeyi Tunceli’ye götürmeye karar vermiş ve öyle de yapmışlar..

Cenazenin defnine karşı çıkma, doğru bir hareket tarzı mı?

Lafı eğmeden bükmeden söyleyelim.. 

“Hayır..”

İnancımıza aykırı mı?

“Aykırı..”

Dikkat edin..

PKK çizgisinden siyasetçilerin, “Ama-mama” gerekçeleri ile yaptıklarını tekrarlamadan söylüyorum...

Onların düştükleri “yanlış”a düşmeden samimi düşüncemizi söylüyorum...

Ve bundan sonra..

Bu net “yanlış” tanımlamamı yaptıktan sonra..

Bu yanlış vesilesi ile..

Yanlış tavrın gösterildiği kişilere.. Yanlışın mağdurlarına bir özeleştiri hatırlatması yapıyorum..

Bizzat Aysel Tuğluk’un kendi sözlerinden aktaracağım..

Yer Batman.. 

Tarih 16 Mayıs 2006..

DTP il kongresinde konuşuyor, Aysel Hanım..

Cümlesi bire bir şöyle:

Sayın Başbakan diyor ki, ‘PKK’yı terörist ilan edin sizinle görüşelim.’ Biz PKK’yı terörist ilan etsek de bu sorun çözülmez. Sizin terörist olarak nitelendirdiğiniz insanlar kimine göre kahramandırlar. Bizim barış talebimize karşın sınıra askerler yığıldı. Abdullah Öcalan’a terörist dersek halkın karşısına çıkamayız. Kürt halkı tercihini demokratik mücadele ile ortaya koydu. Ama bir halka kendi dilini bile özgürce geliştirme hakkı tanımazsanız bu politikanız şiddete zemin sunar.” 

Askerlerimizi, polislerimizi şehit eden bir terör örgütü için..

“Kimine göre kahramandırlar” diyebilen Aysel Hanım’a..

“Sen dedin, ben dedim” kısır kavgası çıkartmak için değil.

Annesini kaybeden bir insana, “Şöyle oldu-böyle oldu” tartışması çıkartmak için değil..

Aslında Aysel Hanım’a söylüyor gibi olsak da..

Aysel Hanım ve benzeri tüm siyasetçilere hatırlatılmak üzere söylemiş olalım..

“Annenizin cenazesinin, Ankara’ya defnedilmesine itiraz edenlerin eylemlerinden çok daha vahimi, sizin bu söyleminiz değil mi?”

Soruyorum ama..

Cevabını da verelim..

Polisimiz şehit edilmiş.

Askerimiz şehit edilmiş.

Şehit eden teröristler için “Terörist” denilmesi isteniyor..

Aysel Hanım itiraz ediyor:

“Size göre terörist olabilir ama.. Birilerine göre onlar kahraman olabilir!”

Bunu dediğiniz an..

Artık iş çığrından çıkmıştır.

Artık akıl yok olmuştur.

Mantık iflas etmiştir..

İş bitmiştir..

Ben, “Bir yaşlı kadın, evinin önündeki mezarlığa gömülmeyi arzu ettiği halde, ona izin vermemek yanlıştır” desem de..

Aslında bu sözüm.. Bu inancım..

Bir “akıl”, bir “mantık”, bir “hukuk” gereği söz değildir..

Bu; dinimizin bize emrettiği, bir öğüt gereğidir..

Ama bu öğüdü dinlemeyene de..

Örneğin..

“Ben de Aysel Tuğluk gibi, yanlış yapma hakkımı kullanacağım. Ahirette de cezama razıyım” diyene de..

Laik bir devlette..

“Allah’a isyan ediyorsun” demekten başka, diyebileceğim bir şey olmaz..

Çünkü “aklı”, “mantığı”, “hukuku” ilk iflas ettiren; teröristler için “Onlar birilerine göre kahraman olabilirler” diyendir/diyenlerdir..

Aysel Hanım’ın konuşmasındaki son bölüm de dikkatinizi çekmiş olmalı..

Orda ne deniliyor?

“Ama bir halka kendi dilini bile özgürce geliştirme hakkı tanımazsanız bu politikanız şiddete zemin sunar.”

Bu doğru bir ifade mi?..

Şu veya bu sebeple.. Aklı esen, şiddete başvurur ise..

Hukuku tavsiye etmesi gereken insanlar da..

Şiddete başvuruyu, normal bir davranış şekli imiş gibi gösterip..

“Şöyle yaparsanız, şiddete zemin hazırlarsınız” diye tanımlama yapmaya kalkarsa..

Çaktırmadan, PKK’lı teröristlere arka çıkmaya çalışırsa.

Bizim yanlış bulduğumuz, önceki günkü  tavrı da, birileri..

“PKK’lılara ‘Terörist’ demezseniz.. Askere, polise kurşun sıkanların cenazelerine giderseniz.. Size karşı şiddete zemin hazırlarsınız” şeklinde yorumlamaya kalkarsa..

Siz tutarlılığınızı kaybetmeden, bu söyleme nasıl karşı çıkabilirsiniz?

Ben o söyleme karşı çıkıyorum..

“Dinim böyle emretmiyor” diyorum..

Ama ben, Aysel Tuğluk’un, “PKK’lı teröristlere arka çıkan açıklaması”nda da..

“Yanlış yapıyorsunuz” dediğim için..

Tutarlıyım..

Ya siz?

PKK’lı teröristler söz konusu olunca..

“Kınamaya mecbur muyum canım? Kınamıyorum. Devletin yaptığı yanlışlar, şiddeti doğuruyor. Devlet yanlış yapmasın. Şiddet de olmasın” söylemi ile, kendinizi çok akıllı sanar ve böyle bir söylem ile binlerce insanın ölümüne sebep olursanız..

Ahirette bunun hesabını vereceğiniz gibi..

Dünyada da böyle..

Belki de ibret olması için..

Bir başka yanlışı hayata geçirenler..

Size, sizin yaptığınızın aynısı ile mukabelede bulunurlar..

“Askeri vurursanız, bizi şiddet zeminine çekmiş olursunuz..” demeye, kendilerini haklı addederler..

Ben tekrar altını çizeyim..

Cenaze defnine karşı çıkanlar yanlış yapmıştır..

Ama bu yanlışı yapanlar..

Bizim inancımıza göre değil..

Aysel Tuğluk ve benzerlerinin dünyevi ideolojilerine göre hareket etmişlerdir..

Nasıl ki Aysel Tuğluk, aklı sıra uyanıklık yaparak..

“Şiddete zemin hazırlama” söylemleri ile "yanlış"ı savunmaya kalkışmış ise..

Cenaze defnine karşı çıkanlar da..

Kendi akılları sıra..

PKK terörügerekçe gösterip..

Kendi “şiddet”lerine gerekçe uydurmuşlardır..

Onun için diyoruz ki..

Bu “Yanlış” vesilesi ile de olsa..

Özeleştiri yapalım..

“Yanlış”tan, hep birlikte dönelim..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23