• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

What is “misilleme”, John Bass?

12 Şubat 2016
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Dün sabaha doğru, Yeni Akit ve Yeni Şafak’a silahlı saldırı yapıldı.

Acaba neden?

Yakın tarihlerdeki somut verileri toplayalım..

Değerlendirmesini sonra birlikte yaparız.

Akit, bodoslamadan “PYD imiş, PKK imiş, DAEŞ’miş farketmez. Hepsi terör örgütüdür” diyor mu?

Diyor...

ABD Başkan Yardımcısı Biden Türkiye’ye gelip, “PYD’nin terör örgütü olmadığı”na, kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor mu?

Çalışıyor..

Başarabiliyor mu?

Hayır...

Kuyruğunu ayaklarının arasına toplayıp, ülkesine dönüyor.

Cenevre toplantılarına PYD’nin de katılacağı iddia ediliyor mu?

Ediliyor...

İddia ne demek? “Davet edildi” açıklaması yapılıyor mu?

Yapılıyor.

AK Parti iktidarı, tavrını net olarak belirleyip “PYD terör örgütüdür, o var ise, biz yokuz” diyor mu?

Diyor..

Siyasi iktidarın bu dik duruşunu, Akit övgü ile destekliyor mu?

Destekliyor..

PYD’nin, daha önce “davet edildiği” açıklanan Cenevre’ye, son anda ustaca bir manevra ile, “davet edilmediği” açıklanmak zorunda kalınıyor mu?

Kalınıyor.

“Şeyini şey ettiğiminin şeyindendir” dediğinde..

“Şey”in de.. “Şey ettiği”nin de.. “Şeyinden”in de, hangi anlamda söylendiğini çok iyi bildiğimiz, çok iyi anladığımız Bülent abimizin..

O günlerde CNN’e çıkıp..

Çok daha somut kelimelerle kurduğu “Dış politika hamasi nutuklarla yürütülemez” şeklindeki cümlesi ile, ne demek istediğini, niçin dediğini, neyi amaçladığını anlayabiliyor muyuz?

Anlayamıyoruz...

Tüm bunların ardından..

Önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Eyyy Amerika” diye söze başlayıp..

“PYD terör örgütüdür” diyerek, PKK ile PYD arasında bir fark olmadığını tüm dünyaya tekrar haykırıyor mu?

Haykırıyor..

Ve hemen o günün ertesi sabahı..

Tayyip Erdoğan’ın, tüm dünyaya karşı, tek başına sergilediği “dik duruşu”nu destekleyen iki gazete..

İkiz saldırı ile..

Benzer saatlerde saldırıya uğruyor mu?

Uğruyor.

Hemen ardından..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan..

Kendisinin “dik duruşu”na destek veren iki gazeteyi..

Yalnız bırakmayıp.. 

“Bu sabah Akit ve Yeni Şafak gazete binalarına saldırı düzenlendi. Saldırıyı şiddetle kınıyorum. Geçmişte bir başka gazetemizin giriş kapısının camları silahlı saldırıda değil, arbedede kırılmıştı. Dünyayı o zaman ayağa kaldıranların tepkisini şimdi çok dikkatle izleyeceğim” diyor mu?..

Diyor..

Devamında “Biz enayi değiliz” şeklindeki anlamlı göndermeyi yapıyor mu?

Yapıyor..

Ve mesaj alınıyor..

ABD Büyükelçisi John Bass..

“Her gazetecinin olduğu gibi, Yeni Şafak ve Yeni Akit’in de misilleme korkusu olmadan haber yapma hakkını savunuyoruz” açıklaması ile sahneye çıkıyor..

“Misilleme” kelimesine takılıyorum..

“Biz ne yapmışız ki? Ne yanlışa imza atmışız ki, bize misilleme yapılsın” diyorum..

PKK’nın eylemlerini meşrulaştırmak isteyen sözde gazetecilerin, siyasi parti temsilcilerinin..

“Misilleme hakkı” nitelemesi aklıma geliyor..

Devlet bölgedeki insanlara haksızlık ediyormuş da..

PKK da, misillemede bulunuyormuş..

Hasan Cemal’in..

Celal Başlangıç’ın..

Aydın Engin’in..

Selahattin Demirtaş’ın..

Ve benzerlerinin..

PKK’lı teröristleri masum göstermek için, kelime oyunları ile yaptıkları terör propagandasının bir benzerini..

John Bass, çaktırmadan yapıyor..

“Acaba, John Bass’ın İngilizce kurduğu cümle, birileri tarafından Türkçeye çevrilirken, ‘misilleme’ kelimesi yanlışlıkla mı oraya girmiş” diye araştırıyorum.

Hayır..

John Bass, açıklamasının hem İngilizce metnini, hem Türkçe anlamını bizzat kendisi vermiş ve “misilleme” kelimesine de Twitter hesabından bizzat kendisi kullanmış..  

O zaman..

Kısa süre önce..

“Bas git Bass” dediğimiz John..

“Bize mesaj veriyor” diyorum..

Mesajın da, “Siz, ABD politikaları ile paralel yayın yapmaz iseniz.. (Biz istemesek de..) PYD’ye ‘Terör örgütü’ derseniz.. Misillemeye, intikam alma eylemlerine  muhatap olabilirsiniz..” olduğunu düşünüyorum..

“Biz istemesek” eklentisi mi?

O kadarcık da olsun artık..

“İstiyoruz” da mı, “istemiyoruz?..”

Yoksa “Dört gözle bekliyoruz” da mı, “istemiyoruz..”

Anlayan anlamıştır..

Ben şahsen, dün sabahki saldırıdan mesajı aldım.

Türkiye’nin huzuru için.. Teröristlerin gerçek yüzlerini göstermek için..

Teröristleri “meşru sivil toplum kuruluşu” gibi göstermeye kalkışanları deşifre etmek için..

Daha çok çalışacağız.. Daha uyanık olacağız.. Terör örgütlerinin birisini “tu kaka” diye tanıtırken, diğerini “cici” gibi gösterenlere eyvallah etmeyeceğiz..

“Dünya ne ki? ABD; dünyadan büyüktür..” diyenlere karşı, her daim teyakkuz içinde olacağız..

Ve bir ekleme..

Temel hak ve özgürlüklerin kazanılması için, yıllardır omuz omuza mücadele verdiğimiz siyasilerin..

Küçük kırgınlıklarla.. Bugün elde edilen konumu.. Tersyüz etmemeleri için..

Uyarı görevimizi.. En güzel şekilde yapmaya çalışacağız..

Gayret bizden..Tevfik Allah’tandır..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23