• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Yalancısın Şanal, müfterisin Sarıhan!

21 Ekim 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Kendisini ilk defa, 1997 yılında tanıdım..

Ankara’da “Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü”nü düzenlemişlerdi..

Beni kızdıran yönü, şeriata laf etmelerinden ziyade.. (Kimseyi zorla Müslüman da yapamayız.. Dindar da.. Şeriata karşı iseler.. Biz ne yapabiliriz? Zorlayamayız ki.) 

Miting için hazırladıkları afişlerde, bir başörtülü kadın çiziminin üzerine çarpı işareti konulması idi..

O tarihi şöyle bir gözünüzün önünde canlandırın..

Askeri darbe söylentileri zirve yapmış..

Başörtü yasağı üniversitelerde gittikçe yaygınlaşıyor..

Dindar insanlar, “başörtü yasağının kaldırılması” için, Refah-Yol hükümetinden adım atmasını bekliyor..

İşte bu noktada..

Şanal Sarıhan öncülüğünde sözde 52 kadın derneği, sokaklara çıkıp, kadınların başlarını örtmesinin, en azından kamu kurumlarında yasaklanmasını istiyor..

Bir kadın.. Kadın kuruluşu..

Ve kadınlara yasak isteme..

Ne kadar acıklı bir tablo..

İşte bu Şanal Şarıhan, şimdi CHP milletvekili.

“Başörtü yasağı benim sayemde kaldırıldı” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun önce avukatlığını yapmaya başladı..

Akit’e açılan davalarda, Şanal Sarıhan’ın imzasını gördük.

Sonra da..

CHP’ye milletvekili yaptılar..

Şimdi bu milletvekili, halkın parasını alıp, halka hakaret ediyor..

Düne kadar başörtü yasağını savunduğunu unutturup..

Dindar insanlara yönelik her iyileştirici düzenlemede, kafasını kaldırıp, “İstemezük” diyor..

Hiç düşünmüyor..

“Taa 1997’de ben sokaklara çıktım.

‘İstemezük’ dedim..

Ama o yıllardan bu yana..

Ben neye ‘İstemezük’ dediysem..

Onların hepsi, benim istediğimin tam aksine hayata geçirildi..

Artık halkın isteklerine itiraz etmeyeyim..

Halk karşıtlığı ile varılacak bir yer yok..”

Düşünmüyor ve hâlâ “istemezük” şablonu ile yoluna devam ediyor..

Son “istemezük” örneği, “müftülere nikah kıyma yetkisi” ile ilgili.

Bunu da istemiyor, Şanal Hanım..

Ama maalesef(!), o yetki de TBMM’de kabul edildi..

Şanal Hanım bir defa daha halktan, halkın temsilcisi konumundaki TBMM’den tokadı yedi..

Müftülere nikah kıyma yetkisine karşı çıkarken, bir yandan da Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na cevap yetiştiriyordu, Şanal Hanım..

Derdi şu:

“Madımak Oteli’nde yaşananlara, ‘Sivas olayı’ demeyeceksiniz. ‘Sivas katliamı’ diyeceksiniz.”

Hani olaya, hangi tanımlamayı yapacağımızı da, Şanal Hanım’a soracağız sanki..

İfadesi aynen şöyle:

“35 insanımızı yakarak katledenler katildir. Mahkeme, yakalanabilmiş olan sanıkları hem toplu cinayet suçundan hem de Anayasal düzene karşı gelmekten önce idama, sonra da müebbet hapse mahkum etti. Bütün dünya Madımak’ta yaşananları katliam olarak görüyor.. Her 2 Temmuz’u bu acıyla anıyor.. Karamollaoğlu’nun ‘Katliam’ demeye dili varmaz ama tarihin dili varır; tarih, insanlığa karşı suç işleyenleri ve suça ortak olanları yazmaktan imtina etmez!”

Bu sözlerin sahibine..

Önce, 1997’de düzenlediği o mitingi hatırlatıp..

“O tarihten bugüne kadar, kaç bin kadın kamu kurumlarından, kaç yüz bin kızımız okullardan başörtü sebebi ile geri çevrildi ise, hepsinde senin de bire bir suçun var.. O insanlara yönelik katliamda, senin de imzan var!” dememiz gerekir..

Sonrasında da hatırlatmaları sürdürmemiz gerekir:

“Yalan söylüyorsun Şanal.. Sivas’ta Madımak Oteli’nde ölenlerin otopsi raporlarında, yanarak öldüğü tespit edilen tek bir kişi yok.”

Biliyorum..

Daha öncesinde aynı itirazı yaşadım çünkü..

Hemen karşı çıkacaklar: “Ne yani, otopsi raporunda yanarak ölmüş şeklinde bir tespit yoksa, öldürmek mübah mı?”

Tabii ki öldürmek de mübah değil..

Herhangi bir canlıya küçücük zarar vermek de mübah değil..

Ama önce siz dürüst olun..

Yalan söylemeyin..

“Bir”i, “bin” yaparak anlatmayın..

Bir provokatörün çıkarttığı yangında, gerekli tedbirler alınmadığı için dumandan zehirlenerek ölenlere, “yakılarak öldürüldüler” demeyin..

Ne oldu ise, onu söyleyin..

Mesela, “Anayasal düzene karşı geldiler” demeyin..

Bir otel önünde toplanıp slogan atan insanlar, hangi güçle, hangi imkanla, hangi silahla, anayasal düzeni değiştirebilirler ki, bu suçla mahkum ediliyorlar?

Şanal Şarıhan kimliği..

Türkiye’deki dayatmacı mantığın bir sembolüdür..

Bizim kıyafetimize karışırlar..

Ama..

Kendilerine karışıldığını iddia ederler..

Biz kendi çocuklarımızın nikahını müftünün kıymasını isteriz..

Sanki onların çocuklarının nikahının müftü tarafından kıyılması istenmiş gibi, “Nikahımıza karışma” derler..

Aslında bizim nikahımıza karışırlar, bizi belediye memuruna mahkum etmek isterler..

Küçücük bir açık kapı bulurlarsa..

Provokatörlerle de işbirliği yapıp..

Kendi arkadaşlarının ölümüne yol açan olayların gerçek faillerini bulma yerine..

O olayları bahane edip..

Dindar insanların, ilgisiz isnatlarla en ağırından cezalandırılmalarını sağlarlar..

O kadar acımasızdırlar ki..

O kadar gaddardırlar ki..

Madımak’taki olayda, bir tane fotoğrafı yayınlanan Cafer Erçakmak isimli belediye yöneticisi vefat ettiğinde..

İki defa mezarını açtırıp, “Acaba o mu” diye tespit yapılmasını isterler..

Adamın nüfus kaydında, zaten 70 yaşını aştığı görülüyor. Ama onlar için farketmez.. Bu yaştaki bir insan bile öldüğünde, “Yok yok, ölmemiştir. Mezarını açıp bakmadan olmaz” diyerek, içlerindeki kini açığa çıkartırlar..

Haydi bir defa mezarı açtırdılar..

Aile yakınları ile DNA karşılaştırması yaptırdılar..

İkinci defa adli tıp incelemesi istemelerinin, haklı ne gerekçesi olabilir?

Ne dedik?

1997’de tanıştık, Şanal Hanım’la..

Kadınların kıyafetlerinin yasaklanmasını isterken tanıştık..

Yalanlarla, iftiralarla..

O gün, nasıl bir zihniyete sahip olduklarını, göstermişlerdi zaten..

O günden sonra.

Artık bu hanımdan, ne bekleyebiliriz ki?

Darbeci generallere sivil toplum kuruluşu desteği vererek..

Sokaklara çıkıp..

Kadınların kıyafetlerine yasaklama getirilmesini isteyenlerin, bugün hâlâ söz sahibi olması, Türkiye için bir utanç vesikası..

Samimi söylüyorum, CHP için dahi, Şanal Sarıhan’lar bir utanç vesikasıdır..

Ama az kaldı..

2019 seçimlerinde, göreceksiniz..

Halk bunların hepsini.. Süpürüp çöplüğe atacak..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23