• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Yargı tescilledi: “Akit, Erkaya’ya hakkını helal etmemekte haklı”

20 Nisan 2016
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

16 yıllık dava bitti.

Dile kolay..

Bu dava başladığında doğan çocuk..

İlkokulu bitirdi. Ortaokulu bitirdi.. Hatta liseyi bitirdi sayılır.

Nerede ise üniversiteye gidecek.

“Bizim için de, bir lisans, bir yüksek lisans, hatta bir de doktora eğitimi oldu” desem, yanlış olmaz..

“Hakkımızı helal etmiyoruz” davasında verilen fahiş tazminat kararını bozdurmak için, bize bir çıkış ışığı olabilir mi diye, 16 yıl boyunca okuduğum Yargıtay içtihadının sayısı, abartmıyorum on binleri aşmıştır..

Belki içinizde, “Gözüne yazık” diyenler çıkabilir..

“Üç kuruşluk dava için, 16 yıl gereksiz çaba sarfetmişsin.. Boş iş” diyenler olabilir..

Rahmetli annem olsaydı..

“Onun yerine, bir Allah kelamı okusaydın, ahiretine yarardı” derdi..

Ben, Allah kelamını da ihmal etmediğim kanaatindeyim..

Dahası..

Bu bir mücadele..

Batıl yolda olanların, dindar insanlara vermek istedikleri zararı engellemeye çalışmak da..

Allah yolunda bir uğraş değil midir?

Bu inançla didindik..

Bunun için gecemizi gündüzümüze katıp, “Bu davayı kazanacağız” azmi ile çalıştık.

Ve sonunda darbeciye yönelik eleştirimizde haklı olduğumuzu, mahkeme kararı ile tescilledik.

Davanın başlangıcı, ne kadar masum, ne kadar olağan bir haberden ibaretti.

28 Şubat sürecinde, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın resmi konutta kuvvet komutanlarına verdiği yemekte..

Sırf kıllık olsun diye..

“Bana rakı getirin” diyen Güven Erkaya..

Televizyon ekranlarında, “İmam hatip liselerinde şu an okuyan öğrenci sayısı 500 bin.. Bu okullar kapatılmazsa, 15 yıl sonra, tüm Türkiye, imam hatipliler tarafından yönetilecek” diyen ve İHL’lerin önünü kesmek için, katsayı ahlaksızlığından tutun, başörtü yasağına kadar, meşru hükümetin postmodern darbe ile devrilmesine kadar bin bir türlü tuzağı kuranların başındaki Güven Erkaya..

24 Haziran 2000 tarihinde öldüğünde..

Akit kendisine yakışan manşeti..

Kimseden korkmadan..

Kimseden çekinmeden atıvermişti: “Hakkımızı helal etmiyoruz!”

İnsanların hakkını helal edip etmemesinin bile darbecilerin iznine bağlı olduğu o dönemde..

Bu manşet ve.. Abdurrahman Dilipak ve rahmetli Hasan Karakaya ağabeyin o gün yazdığı makaleler gerekçe gösterilip..

Erkaya’nın eşi ile iki çocuğu tarafından.. Aleyhimize astronomik manevi tazminat davası açılmıştı..

Ama bana, o astronomik davadan daha ağır gelen..

Dindar kimlikli birçok kişinin..

Hoca kimlikli.. Bizim mahalleden dindarların.. 

“Hakkımızı helal etmiyoruz” manşeti için..

Kendilerine uzatılan mikrofonlara, kendilerine açılan telefonlardaki röportaj tekliflerine, “Ölünün arkasından konuşmak dinimizde yoktur. Akit yanlış yapmıştır” şeklinde beyanat vermeleri idi.

Biz, Erkaya ailesinin açtığı davayı kazandık..

Sırada..

Bize “Yanlış yaptılar” diyen hocaların.. Gerektiğinden fazla tedbirli, çekingen, korkak dindarların Akit’e yaptıkları eleştirinin yargılaması var..

Umarım onlar da..

Yaptıkları hatadan dönmüşlerdir..

Bu ülkede, dindar neslin üniversiteye devamını engelleyenlerin.. Kur’an kurslarını kapattıranların.. Başörtü yasağını dayatanların ölümünde..

“Hakkımızı helal etmiyoruz” demenin..

Yanlış bir mesaj olmadığını..

Bugün geldiğimiz noktada..

Kabul etmişlerdir..

Bu dava sebebi ile..

Abdurrahman Dilipak’ın ve ailesinin fedakarlığını..

Tevekkülünü..

Azmini de not etmeliyim..

Süreç içinde..

Hiç yılmadı..

Bazı dönemlerde, ümitsizliğe kapılıp, biz dahi “Pes” demeye yaklaşırken..

Onun azmi ile..

Mücadele kararlılığı ile..

Davaya yeniden sarıldık.

“Türkiye’deki hukuktan bir cacık olmaz.. Bu işte harcadığımız vakitle, başka davaları da kaybedecek durumlara düşüyoruz” tedirginliği yaşadığımızda..

“Şöyle bir dava açalım.. Bu yolda bir hukuki müracaatta bulunalım.. AİHM’in yanısıra.. BM’ye de bir dilekçe yazalım” diye..

Hukukçu olan biz iken..

Klasik hukuki müracaatların dışında..

Ufkumuzu açan..

Kesinlikle pes etmememiz gerektiğini bize hatırlatan..

Hep Dilipak oldu..

16 yıllık “Hakkımızı helal etmiyoruz” davası için verdiğimiz mücadelede edindiğimiz tecrübe..

Onlarca davada bize ışık oldu..

Tebligat hukukunun en ince ayrıntılarını, bu dava sayesinde ezberlemiş olduk.

Basın davaları dışında.. 

Meskeniyet şikayetinden tutun.. İstihkak davasına.. İhalenin feshi davalarına.. Tasarrufun iptali davalarına kadar.. İcra ceza davalarına kadar.. Onlarca dava çeşidi hakkında..

İhtisas sahibi olduk.

Bu dava kapsamında açılan yan davalarda..

Solak hakimlerin, Abdurrahman Dilipak’a, haksız yere 6 ay hapis cezası verdiğine şahit olduk.. O solcu hakimin, Gülen cemaati ile AK Parti arasındaki ihtilaftan yararlanarak.. AK Parti sayesinde Yargıtay’a seçildiğine şahit olduk.. 

(Neyse ki, o 6 aylık ceza da bozuldu.. Dilipak, hapse girmekten kurtuldu..)

Erkaya’nın 70’lik avukatının, “Bu dava bitti.. Bu parayı kuruşuna kadar size ödeteceğim” dediği günlerden.. 

Yaptığımız masraflar, uğradığımız zararlar için.. O avukata açacağımız tazminat davalarını istişare edeceğimiz günlere geldik..

Elhamdülillah..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23