• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Gerçek insan haklarına bir örnek...

13 Temmuz 2019
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Birçok dünya kuruluşları yöneticileri ve maddeten ilerlemiş birçok ülkelerin başkanları, yöneticileri her fırsatta insan hakları ve demokrasiden dem vururlar. İnsan hakları şöyle insan hakları böyle diye… Ayrıca gelişmiş ülkeler her fırsatta demokrasinin erdemliğini anlatırlar. Tüm dünya ülkelerini ve insanlarını, insan hakları ve demokrasi nutukları ile uyutmaya çalışırlar. Gerçekler öyle mi? Elbette ki hayır. Bu ikiyüzlü insanlar, menfaat ve çıkarları durumunda her şeyi unuturlar. Söylediklerinin tam tersini yaparlar. Menfaatler ön plana çıkınca, o zaman ne insan hakları kalır ne de demokrasi. Yakın tarihimizde bunun acı örnekleri çoktur. Çeçenistan, Afganistan, Bosna Hersek ve şu an Irak, Suriye, Filistin, Libya’da olup bitenleri insan hakları ve demokrasi ile izah etmek mümkün müdür? Buraların halkına söylenen hep demokrasi ve insan haklarını getireceğiz sözleri değil miydi? Hele ibretle bir bakalım dünyadaki birçok Müslüman ülkeye demokrasi getireceğiz diyenler; kan, gözyaşı, işkence ve zulümden başka ne getirdiler? Maalesef vaat edilenlerin hepsi lafta kaldı. Güçlü olanlar güçsüzleri ezip ezip geçiyor.

Şimdi anlatacağım hadiseyi idareci mevkiinde olanlar ve sürekli demokrasi ve insan haklarından dem vuran dünyayı idare edenler lütfen okusunlar. Hz. Ömer (R.A.) bir gün Cabiye denilen şehirde dolaşırken bir ihtiyarın dilendiğini görür. Hz. Ömer (R.A.) yanında bulunan şehrin idarecisi durumundaki insanlara dilencilik yapan yaşlının halini sorar. Kendisine cevaben dilencilik yapan o ihtiyar yaşlı ve geliri olmayan bir Yahudi’dir derler. Hz. Ömer (R.A.) biraz öfkelenir, bu vaziyette o dilencilik yapan yaşlının ödediği vergisini kaldırır. Bundan sonra bu yaşlıdan vergi almayınız talimatını verir ve sonrasında Cabiye şehrinin idarecilerine şöyle söyler: “Siz ondan zamanında vergi alıyordunuz. İhtiyarlayınca da kendisini dilenmeye terk ettiniz öyle mi?” Ve işin enteresanı Hz. Ömer (R.A.) dilencilik yapan yaşlı Yahudi’ye dönerek: “Sana insaflı davranmadık. Gençliğinde senden vergi alıyorduk. İhtiyarlayınca yüz üstü bıraktık” der ve sonra kendisine beytülmalden yeteri kadar maaş bağlar.

İşte gerçek insan haklarına bir örnek. Dinine, diline, ırkına bakılmadan koca bir halife, yaşlı Yahudi’ye sana insaflı davranmadık diyor. Ona aylık bağlıyor. Yanındaki şehir idarecilerini de azarlıyor. İşte bugün insanlığın muhtaç olduğu duygu bu duygudur. Sistem bu sistemdir. İman bu imandır. Yoksa yaşlı demeden, kadın demeden, çocuk demeden, hele hele mabetlere sığınmış insanların üzerine makineli tüfeklerle mermiler sıkmakla insan hakları ve demokrasi asla olmaz. Bu gibi iğrenç olayları, ne yapalım savaş hali diyerek tasvip etmek de demokrasi ile bağdaşmaz. Gerçek insanların asla tasvip etmediği hallerdir. Yani yeraltı ve yerüstü servetlerini elet edeceğim diye başkalarının ülkelerini işgal etmek, oralarda fitneler çıkartmak, gizli ajanlar vasıtası ile ihtilaller yapmak, kargaşalar çıkartmak, teröristlere destek vermek ne kendi dedikleri insan hakları ve ne de demokrasi ile bağdaşmaz. Günahsız insanları öldürmek hiçbir zaman dünyada barışın ve huzurun sebebi olmaz. Daha çok kin ve nefret oluşturur. Onun için ırkı, rengi, dili ve dini ne olursa olsun insanı insan olduğu için sevmeli, elimizdeki imkanları adilane olarak paylaşmalıyız. Hz. Peygamber Efendimizin (S.A.S.): “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” düsturunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Türkiye’mizin, dünyanın çeşitli fakir ülkelerine el uzatması, hastaneler kurması, su kuyuları açması, ülkemizdeki mültecilere sahip çıkması hep bu yüzdendir. Demokrasi ve insan haklarından bahseden tüm Avrupa ülkelerindeki göçmenlerin sayısı Türkiye’nin barındırdıklarından çok daha azdır. Birçok Avrupa ülkesinin geçmişi çeşitli zulüm ve işkenceler yapmakla doludur. Tarih boyu gerçek insan haklarını, adaleti, adilane paylaşmayı, din ve dillerinde serbestlik vermeyi şerefli ecdadımız tam olarak yapmıştır. Her zaman zalimden yana değil mazlumdan yana olmuşlardır. Onların halleri, dünyayı gören gözleri olabilenlere bugün bile örnektir. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23