• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

İki bayram birden yapıyoruz…

01 Ağustos 2020
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Müslüman olarak bizlerin iki dini bayramı vardır. Birisi Ramazanı Şerif Bayramı, diğeri ise Kurban Bayramı, eski adıyla “Udhiyye Bayramı”. Bilindiği gibi Kurban Bayramında kendilerine kurban vacip olan Müslümanlar Allah rızası için kurban keser ve gerektiği gibi fakir ve fukaraya etlerinden tasadduk ederler. Bu sene Cenabı Hakkın bir hikmeti olarak Kurban Bayramını; dünya genelindeki Müslümanların katılamadığı, hac ibadetlerini yapamadığı bir şekilde idrak ediyoruz. Bu arada beyinleri ve vicdanları satılmış olanlar, bir türlü sevinemeyip üzülenler üzülseler bile; Türkiye’deki Müslümanların yıllardır hayali, rüyası olan ve gerçekleşmesi için dualar edilen Hz. Fatih Sultan Mehmet’in hatırası Ayasofya Camii bayrama çok az bir zaman kala çok şükür, Cenabı Hakk’a sonsuz hamd ve senalar olsun ki, müze halinden cami haline dönüştürüldü. Bayram öncesi Müslümanların haftalık bayramı mesabesinde olan Cuma Namazı, Ayasofya Camii’nde yüz binlerce Müslümanın katılımı ile kılındı. Ayasofya’nın üzerindeki zincirler kırıldı. Prangalar sökülüp atıldı. “Acaba batılılar ne der?” tabusu çok şükür rafa kaldırıldı. Böylece Müslümanlar bütün dünyada Ayasofya’nın açılması ile bayram öncesi bayram yaşadılar. Sebep olanlardan Allah (CC) Hazretleri binlerce kez razı olsun.

Yunan kilisesi lideri Atina Başpiskoposu 24 Temmuz tarihini yas günü olarak ilan ettiğini bildirdi. Sayın Başpiskopos İskeçe’de tarihi Osmanlı Tabakhane Camii yıkılıp, yeri park yapıldığı (Caminin yıkılış olayını bizzat İskeçe Müftüsü Merhum Mustafa Efendiden dinlemiştim.) günü de bir din adamı(!) olarak yas günü ilan edebildiniz mi? Beş yüz küsur sene cami olarak kullanılan Ayasofya’ya nerede ise bir asra yakın zamanda giremeyen Müslümanların ıstıraplarını hissettiniz mi? Yüzlerce masum göçmeni hükümetiniz deniz ortasında botlarını delerek ölüme terk ediyor, bir din adamı olarak karşı çıkabildiniz mi? Yeryüzünde milyonlarca Müslüman Ayasofya’nın açılışı ile bayram ediyor. Sevinenler var. Ayasofya için yurt içinde ve yurt dışında şükür kurbanları kesenler var. Bizlere bu günleri gösterdiği içi, Rabbul Alemin Hazretlerine sonsuz şükürler olsun. Türk Milleti olarak bizler bu sene şükür iki bayramı birden yapıyoruz. Zilhicce ayında, hac mevsiminde bayramlardan birisi Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, diğeri ise Kurban Bayramı (Tüm Müslümanlar için mübarek olsun.).

Kütüphanemde eski dergileri karıştırırken elime eski bir dergi geldi (Yeni İstiklal). Sayfalarını çevirirken Merhum Arif Nihat Asya Bey’in bayramla alakalı bir yazısını gördüm. Okudum. Yıllar sonra siz değerli kardeşlerimle o yazıyı aynen paylaşmak istiyorum. Ruhu şad olsun.

BAYRAMLAR

Bizde bayramlar da savaşlar gibi top atımı ile açılır. Savaşı mı bayram diye, bayramı mı savaş diye karşılarız; anlaşılmaz. Öyle derin uyuyanlar vardır ki onları bayram topları dahi uyandıramaz. Şu dünyaya garip gelmiş, şu dünyadan garip gidecek öyle kimseler vardır ki on bayram bir araya gelse onlara hiçbir şey getirmez. Şair “Bayram olur; kanlı, kinli barışır” demiştir. Bayram olur ki kanlı daha çok kanlanır, kinli daha çok kinlenir. Öyle bayramlar vardır ki yolunu şaşırmış, bize gelmiştir. Öyle bayramlar vardır ki ağzını başsağlığı için açar. Öyle bayramlar vardır ki geldiğine özür dileyerek gider. Aramızda öyle insanlar vardır ki bayrama kapılarını ilelebet kapamışlardır; açtıramazsın. Kapılar vardır ki kanatlarını ardına kadar açarak bayramı beklemişlerdir; ömürlerince bekleyeceklerdir. Bayram vardır ki silahlı gelir… Kendini mi koruyacaktır, bizi mi? Anlaşılmaz. Kimin peşine düşecek, kimi yakalayacaktır? Bilinmez. Evler vardır ki bayram, kapıda gözlerini siler de girer. İnsanlar vardır ki bayram tebrikini asri mezarlıkta kabul eder. Öyleleri vardır ki yeryüzünde bayramsız yerler aramaya çıkmışlardır; geri çeviremezsin! Koç, İbrahim Peygambere, kurban etmek üzere olduğu oğlu İsmail’in yerine gönderilmiştir. Birkaç saniye gecikse iş işten geçmiş olacaktı. İbrahimler vardır ki koç onlar için çok geç kalmıştır. Öyle eller vardır ki, yakalasalar, kurban diye bayramı yatırıp keserler. Evler vardır ki bayram, önlerinden geçerken ayaklarının ucuna basar; başını önüne eğer ve parmaklarını dudaklarına götürerek çevresine “Sus!” işareti yapar. Öyle evler vardır ki bayram, gece yatısına gelse kuru tahtada yatar. Bayramlar vardır gerçekten bayramdır. Öyle insanlar vardır ki “Bayram”, içlerinde en mutsuzluğun adıdır. Öyle sokaklar vardır ki bayram, korkmadan geçemez. Öyle acılar vardır ki “Bugün bayram…” diyen takvimler onlar için yalancıdır. Bayram vardır ki “bay” bayla başladığı için adını değiştirmiştir. Öyle kapılar vardır ki içeriden “Kim O?” diye sorulduğu zaman bayram adını söylemeye utanır. Öyle bayramlar vardır ki ziyarete değil, helalleşmeye gelmiştir. Öyle kimseler varır ki, el sıkmaya gelen bayram, ellerini avucunda günlerce tutsa ısıtamaz. Öyle kapılar vardır ki, bayramdır deyip tokmağına elini uzatsan yanar. Öyle bayramlar olur ki, hıncını davuldan almaktadır. “Bayram davulu çalıyor” deriz (Yeni İstiklal Gazetesi, 15 Mayıs 1963, s.3).

Her şey çok güzel ifade edilmiş bunun üzerine başka bir şey yazmaya gerek yok. Bir kere daha Ayasofya’nın prangalarını kıran, zincirlerini söküp atanlara gönülden teşekkür ediyoruz.

Çok kere Sultan Ahmet Camii kürsüsünden Menderes’e hitap ederek: “Menderes, Ayasofya’yı aç!” diye seslenen, dualar eden, gözyaşları döken Süleyman Hilmi Tunahan Hazretlerinin bir kısım sözde bağlılarının(!) Sayın Tayyip Bey’e olan kinlerinden dolayı Ayasofya’nın açılışına sevinememeleri ve Ayasofya’da olmamalarını bir türlü anlayamıyoruz… Bu ne kin? Bu ne düşmanlık? Aynı kini Ankara’ya iman tazelemeye gittim diyen bir siyasi lider için yapabiliyorlar mı? Müslümanların uyanması şarttır. İpler kimin elindedir? Tam olarak bilinemiyor. Güzelim teşkilat ne hallere düşürüldü, düşürdüler. Yazıklar olsun. Ülkemizdeki ve bütün dünyadaki Müslümanlar Ayasofya’nın açılması sebebi ile sevinirken, gözyaşları dökerken, dualar ederken, yurt içinden ve yurt dışından Ayasofya’yı ziyarete ve orada namaz kılmaya koşup adeta bayram ederlerken; dün saat 10 itibari ile elektronik postalara düşen bir haber bizleri ziyadesi ile üzdü. Erzurumlu bir kardeşimiz (Süleyman Hilmi Tunahan (KS) cemaatine bağlı) Ayasofya’yı ziyaret edip orada namaz kılıp dua ettikten sonra bir hatıra fotoğrafı yayınladığı için teşkilattan ihraç edilmiş; yurtlara, kurslara girmesi, hatimlere katılması yasaklanmış. Hepimiz biliyoruz ki, O muhterem zat Ayasofya’nın açılması için Menderes’e dahi kürsülerden “Ayasofya’yı aç!” diye defalarca seslenmiştir. Bu ne kin? Bu ne Tayyip Bey düşmanlığı? Bir dini cemaat olduklarını, dine hizmet ettiklerini iddia edenler iç ve dış bazı güçlerin de etkisi ile teşkilatı ele geçirmiş olanlar neden rahatsızlar? Ayasofya’yı Tayyip Bey açtı diye mi? Yunan papazın internete düşen haykırmalarını duymadılar mı? Bizim bildiğimiz, tanıdığımız ve kendisinden ilham aldığımız Süleyman Efendi asla bu değildir. Bugünkü hizmetlerin, metotların onun hizmetleri ile uzaktan yakından alakası yoktur. Süleymancıyım(!) diye kendilerini tanıtanlar turlar tertipliyorlar ancak Çamlıca Camii’ne uğramak yasak. O camiyi Erdoğan yaptı diye. Yakında bu yasaklarına Ayasofya Camii’ni de katarlar. Tam bir akıl tutulması. Tam bir eksen kayması. Bu gemi böyle yol alamaz. Kayalara çarpar ve batar. Dileriz bunlardan yakın zamanda bir Molla Kasım çıksın köklü bir hesap sorsun. O zamanlar buz dağının suyun içinde olan kısmı ile suyun dışında olan kısmı tam ortaya çıkar. Çok çok yazık. Allah akıl, fikir ve basiret versin.

Bilcümle din kardeşlerimin Kurban Bayramlarını gönülden tebrik eder, hayırlara vesile olmasını niyaz ederim. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz derim.

TEBRİK:

Aslen Adanalı olup Almanya’da ikamet eden, yurt içinde ve yurt dışında birçok hayırlı hizmete imza atan, iyilik seven değerli dostum Hacı Gani Barutçu Bey, hastalığı sebebi ile Ayasofya’nın açılışına katılamadı. Ülke içinde ve ülke dışındaki, birçok Müslüman gibi Ayasofya’nın açılışı sebebi ile Hacı Barutçu bizi vekil ederek şükür kurbanları göndermiştir. Cenabı Hak, gerek Ayasofya’nın açılması sebebi ile şükür kurbanları kesen, gerekse İslam’ın bir emri olan normal kurban kesen kardeşlerimizin kesitleri kurbanları kabul eylesin. Milletimizi, memleketimizi, âlemi İslam’ı ve bütün dünyayı felaketlerden korusun.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Fark

Suleymancilar da mümin münafık farkını iyi biliyor demek ki..

Sayın yazar o toplulukla ilgili yorumlarınızda hiç hakkaniyetli yazmıyorsunuz.Ülkede kim kimi dışlıyor, belli..Siz sayın Dilipak'ı pek okumuyorsunuz galiba.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23