• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Anayasa, kabak tadı vermiş olsa da…

13 Nisan 2017
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

27 Mayıs askeri, emir komuta zinciriyle meşru hükümeti alaşağı ettikten sonra, mer’i anayasayı rafa kaldırıp yenisini düşünmeye başladı…

Darbe komitesi, halk bazlı bir komite oluşturur ve yeni anayasa tasarısını hazırlama görevini bunlara verir…

Darbenin akıl danışmanı Ord.Prof. Sıddık Sami Onar, konuyla ilgili yazısında;

“Milli Birlik Komitesinin, anayasa meselesini bir ilim meselesi sayması ve böyle tarafsız bir heyete bırakması doğru ve faydalıydı. Çünkü, iktidara gelmeyi, devlet kudretini sömürmeyi ve orada kalabilmeyi ilk gaye ve hedef sayan partilerin; toplumun dinamik kuvvetleri ve müesseselerle çeşitli siyasi fikirleri ve cereyanları temsil eden muhtelif siyasi partiler arasında bir denge kuracak, her partiye aynı imkanı verecek tarafsız bir anayasa hazırlamalarına imkan yoktu. Bunların yapacağı anayasa, karşılıklı tavizlere, gizli maksatlara dayanan bir compromis’den (uzlaşmacı anlaşma) ibaret olacak ve yeni uyuşmazlıklara, çatışmalara meydan verecekti…

“Anayasanın bütün siyasi partilerin, basın, meslek teşekkülleri, sendikalar gibi dinamik sosyal müesseselerin, memleketin değerli ve tecrübeli şahısların fikirleri alındıktan ve halkın, toplumun tekamülüne ve dinamizmine uygun eğilimleri de göz önünde tutularak bir uzmanlar heyeti tarafından hazırlanması, bunların arasındaki görüş farklarının da yine aynı yapı ve mahiyetteki bir heyetçe çözülmesi ve son olarak ihtilafın sorumluluğunu üzerine almış olan Milli Birlik Komitesi tarafından incelendikten sonra referanduma arz edilmesi en doğru yoldu” diyor…

Gerçekten de siyasetin, kendince bildiği bir yolla Milli Birlik Komitesinin yanında Anayasayı hazırlayan halk ve uzmanlar ekibinin de içine sızarak, 61 Anayasasına arzu edilen formatını kaybettirmesi, Sıddık Sami Onar’ı doğrulayarak haklılığını ortaya çıkarır…

16 Nisan değişikliği, özü itibarıyle baştan başa yeni bir anayasa yapılmışçasına önem ve değer taşıyor. Kampanyanın tartışma ve halkı bilgilendirme edebiyatına bakıyorsunuz, 18 yaşın, mevsim itibarıyla çocukluk çağı oluşu ve başkan yardımcılığında da, ilk mektep diplomasının yetersizliği…

Başka bir şey yok

Bütün evet hayır atışmalarıyla sataşmaları bundan ibaret. Sokaklarda dolaştırılan gürültü makinelerinden havaya salınan ses tarrakalarından da bir tek öğretici ve açıklayıcı bilgi kırıntısı dökülmüyor…

Fatih Sultan Mehmet de 18-20 yaşın gençlerindenmiş, tek partili günlerin devlet başkanları da partiliymişler vs, vs…

Oysa eskinin o güzel ve medeni Türkiyesinde bu yaşlardaki delikanlılara, askerliğini yapmadıklarından, kız bile verilmezdi…

Referandum kampanyası, iktidar ve muhalefet partileri arasındaki giderek çirkinleşen koltuk kavgasına çevrilmiş, fiziken ve siyaseten orantısız güçler arasında yürütülüp götürülüyor…

27 Mayıs darbesinin baş danışmanı Ord. Prof. Sıddık Sami Onar, anayasa telif çalışmalarıyla ilgili görüşlerinde hakkıyla isabet etmiş. Siyasi partilerin, 16 Nisan anayasasına bilahare bir yolunu bulup sonradan nüfuz edebilirliği bir yana, esasen proje müellifliğini  üstlenenler, siyasi partilerin bizzat kendileri. Proje safhasında olsun, redaksiyon ve tartışma safhasında olsun sivil halk ve temsilcilerine masanın hiçbir köşeciğinde yer verilmedi…

İçerisinde bulunduğumuz şu şimdinin referandumla mayalayıp fırınlama safhasında, aynen Kenan Paşa anayasasında olduğu gibi halkın bu konuda görüş ve tercih b,ildirmesi tek taraflı…

Kabul ise, mesele yok, şüheda çocuklarısınız. Yok eğer bilboardlar ve motorize münadilere rağmen yeterli ilgilendirilememenin reddiyeciyseniz, yandı gülüm keten helva… 

Ya fetocusunuz ya da Hollandalı…

İçerisinde hayır lafzı geçtiği için hayırlar temennisi yerine, “faydalı olsun”la kestirip atalım, başımıza bir şeyler gelmeden…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23