• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Deri değişimi... (Frantz Fanon’dan mülhem)...

26 Kasım 2015
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Aslından şeytancasına kopyalanmış biat kültürünün esaretine mahkûmiyet, yüzümüzle birlikte vicdanımızın tek ‘AKLIĞINI’ oluşturan derimizdeki “SİYAHLIĞI”, maden yorgunluğun giderek yoğunlaşmasıyla kısa zamanda “BEYAZ”a dönüştürdü...

Türki Zencilikten kurtularak, Avrupai beyaz adam olup çıktık...

Muhafazakârlık ve liberalizmden daha farklı mekanizmalar kullanıldığında, derimizde meydana gelen bu renk değişimini; sosyolojik niteliğinden coğrafi niceliğe bağlayarak, sosyal tekamül eserine çevirebilecek, daha farklı bir siyasi modelin var olup  olamayacağını düşlemek, akla ve inanca münafi midir ?

Beşeri fiziki varlığını, düşünebilirliğine borçlu akıl, bunun araç ve sosyal gereçlerini kullanarak toplumda daha adil ve eşitlikçi ve dahi bağımsızlıkçı bir düzen oluşturmanın yollarını bulup açabilir mi ?

 Niye olamasındı !

 Müslümanlığın muhafazakârlıkla özdeşliğini aptalca kabullenen tembellik, açık konuşalım, bu yolda fikren olduğu gibi fiziken de fren vazifesi görüyor...

 İster sol, sosyalist bir dünya görüşü hayat felsefesi olsun, ister Müslümanca tasarlanmış bir düşünce modeli olarak tasavvur edilsin, böyle bir modele uygun hayat ve yönetim tarzı, derisindeki renk değişiminden sanal mutluluk üsaresini emme belasına maruz kalmış topluma, kısa zaman içinde mutluluk getireceğinin, pek inandırıcı olamayacağı da bir gerçek...

 Çünkü. Efendimiz Peygamberimiz Rasulullah, Son Devrimci...

Hızlı kapitalistleşmenin varsıllarla birlikte yoksullar üzerinde de meydana getirdiği değer aşınması; güce ve paraya tapınmayı muhafazakârlığın cebri ritüelleri arasına gizlediği bir sosyal formasyonda, dini bazdaki kardeşlik hukuku bir yana, sıradan mahalle komşuluğu çerçevesindeki insani kardeşliği de yok etti, güzel ve mutlu ülkemizde...

Ne istediğimizi bilmiyoruz. Bu hal, bilmeme değil, bilme yetimizi, kendi hür irademizle biat kültürüne esir ve köle kılışımızdan...

Bildiğimiz tek bilgi, bildiğimizi sandığımız kendimizin nasıl bir insan olduğumuzu, nasıl bir Müslüman olduğumuzu, nasıl bir vatandaş olduğumuzu bilmeden, bildiğimizi sandığımızın bilgisi...

Bilmiyoruz. Kendimizi bilmediğimiz gibi, bizden istenilenin, ne olduğunu da bilmiyoruz...  

Emredilerek, korkutularak ve gerektiğinde açlıkta tehdit edilerek, Avrupalı  BEYAZIN, Afrikalı SİYAHI modernleştirip köleleştirirken eline tutuşturduğu horoz şekerinin; İslam’la özdeşleştirilen muhafazakârlığa, sağ muhafazakârlığa biat mekanizması olduğunu da bilmiyoruz...

Modernize edilmiş biat kültürü esaretine mahkûmiyet, yüzümüzün derisiyle birlikte vicdanımızın tek “Ak”lığını oluşturan zenci siyahiliğini, elbirliğiyle kısa zaman içinde Avrupai cilt beyazlığına dönüştüren yukarıdaki beyazlar, giderek yoksullaşan aşağıdaki tabanın siyahi renge bulanıp zencileştiğinin, bilgisine de kapalı...

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23