• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Emek ve fiyatlar üzerine…


21 Şubat 2013
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Kapitalist sistemde fiyatlar arz ve talep tarafından belirleniyor. Kapitalizmin yanında diğer sistemlerde de, mesela   bankacılığın sözde helalleştirilmiş türü olarak Türkiye’de uygulanagelen katılım bankacılığında ve dahi değişik özel sermayenin şirketlerinde de emeğin bedeli olarak ücretler ya da fiyatlar, yine arz ve talep faktörlerince dengeleniyor…
Lakin bu belirleme ve dengelemede arz ve talep faktörlerinin efektif eğrileri çoğu yerde ahlaki ve hukuki fonksiyonel güçlerini yitiriyorlar… Üretim araçlarının sahipleri, ellerindeki keserlerin çevre şartlarının kendi hesaplarına yongalama gücünü arttırdığı dönemlerde, ahlakta ve hukukta kural koyucu tek yetkili olarak kendi sınıfını görmeye başlıyorlar…
Depremler, uzun süredir devam etmekte olan derin ve yaygın kuraklıklar, 28 Şubat misali toplum yönetimine el koyan darbecilerin darağaçlı meydanlardan estirdikleri korku ve terör dehşetiyle yiyecek ve içeceklerinde darlığa mahkum edilen insanlar, emek ücret ilişkilerinde, üzerlerindeki giyim kuşamlarına bakılarak perişan hale düşürülüyor.
Ücretlerle fiyatları arz ve talebe göre belirleyen iktisadi mantık, özünde fıtri bir hal… İnsanın doğal tabiatında yer alırken merkantilist iktisat kitaplarında da kurallaştırılan bu şeytaniliğe karşı savaş açan Peygamberlerden biridir, Hz. Yusuf Aleyhisselam… O Peygamberimizin, yedi yıl bolluğun sonrasında sökün edip gelecek yedi yıllık kıtlık döneminde devrin zadeganlarının silah olarak kullanacakları arz ve talep eğrilerine karşı Allah’ın kullarını koruyucu tedbirlere başvurduğunu hep biliriz…
“Bolluk devrinde  stoklayıp darlık sürecinde de tanzim dağıtımı”, gibi…
¥
Türkiyemizde de, Müslümanlısı Müslümansızı Hz. Yusuf Aleyhisselam’ın kıssasını bilir de, darlık rantlarından voleyi vurmak isteyen merkantilizm putlarına kulluk etmeye ram olan ahlaksızlar, bu Peygamberimizin uyguladığı iktisat politikasını, kendi süfli çıkarları için asla tanımazlar…
Darlık ve krizlerin, insanın kas gücünün yanında giyim kuşamında da meydana getirdiği kaçınılamaz perişanlığın istismarına saparlar.
Prof. Külyutmaz’ın bu konudaki mekantilizm döneminden kalma öğretileri de mateessüf böyle. Mesela, “ücretin tesbitinde  işçinin üzerindeki esvaplarının ikinci el fiyatının belirleyici olduğunu” söylemesi gibi…
Bu şeytanca iktisat felsefesinden birkaç misal daha verelim…
YAŞ kararlarının şiddetle uygulandığı günlerden günümüze intikal ettirilen emek sermaye ilişkilerinde de zaman zaman Müslümanlı sermayeden arz talep kurallarını dahi hesaba katmayanları mevcut. Hatta bu usul, musalli erkeklere de uygulanıyor.
Deniliyorki “sizler başınızı örtüyorsunuz ve namaz da kılıyorsunuz. Karşı mahallenin Batıcı laik çevreleri sizlere kolay kolay istihdam imkanı tanımıyor. Buyurun sizleri firmalarımızda misafir edelim. Bu hoşgörü politikamız ayrıca bizlere sevap da kazandırır… Amma çalışma saatlerimiz biraz uzun, ücretlerimiz de karşı mahalle standartlarına göre azıcık düşük olacak…
“Sizler de idrak edersiniz ki, şu karanlık günlerde Müslümanların hayrına iyi kötü ayakta kalabilmek için optimal  kazanım sağlamak zorundayız. Dolayısıyle asgari seviyede de olsa marjinal maliyetleri düşürerek denge sağlamaya mecburuz…
“Bu karanlık günler de geçecek inşaallah, mübarek cumalar dileyerek yeni işleriniz hayırlı olsun”…
Sırtlarımızdaki elbiseler, müceddet yeni de olsa behemal ki, ikinci el sayılır. İnsanın kıymetini elbisesine  göre değerlendiren merkantilizmin piçleriyle birlikte, sırtındaki kürküne dönerek, “Ye kürküm ye, bu itibar bana değil sanadır” esprisiyle devrinin cümle külyutmazlarını lanetleyenin de, bu vesileyle Nasrettin Hoca olduğunu belirtirken, emeğe göre ücret hakkaniyeti yerine, merkantilizmin arz talep şeytanlığına kul olmuş cümle Peygamber tanımazlara hatırlatmış olalım…
 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23