• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Fasulyanın öğrettikleri...

11 Mayıs 2015
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Geçenlerde bizim Akit’te okumuştum, şöyle üstün körü geçip gitmişti. Paralelci falan deniliyor, bir altın madencisi imiş. Anadolu topraklarında davarını otlatan köylünün sütünü peynire dönüştürdükten sonra pazara sürerken, yabancı perakendecileri tercihlemiş...

Bizler de “Yerli malı Türk’ün malı, Müslümanın parası Müslüman dükkancıya” sloganlarıyla şartlandırılmışız ya,  ekmeğimizi şarapçıdan almamaya dikkat ederiz. Dolayısıyle yabancı dükkanlarına uzak durmayı prensip ediniriz...

İki üç gün oluyor, Türklerin yerli sermayesi, Müslümanın ticarethanesi diye bildiğim BİM dükkanlarından birine uğradım. Maksadım yoğurt almaktı...

Aslında yoğurtçular da bir alem. İşçi sirkülasyonunun en yoğun ve hızlı deveran ettiği gıda sektörürün bir unsurudur, yoğurthaneler. İnsanın markalı süt peynir gibi hazır paketlenmiş fabrikasyon malları satın almaktan kaçınası geliyor. En iyisi galiba, merdiven altı peynirleri. Zira merdiven altı patronlarının işçilerine köle muamelesini reva gördüğünü duymuyorsun, bilmiyorsun... Beri tarafta ise duyup okuyorsunuz, özlük haklarında iyileştirme isteyen işçilerin sıra ile kapı önüne koyverildiklerini...

Her neyse, şöyle bir üstünkörü dolaşıverdik raflardaki malların etiketlerini okuya okuya...

Kimin suçudur, kabahati veya ayıbıdır bilmiyorum. Kimsenin günahını da almak istemem. Dükkancılar mı ayıp yapıyorlar, hükümetler mi seçmenlere şirin görünmek istiyorlar ve sandık günlerinde hayatı ucuzlatmış intibaını yaratmak için, siz kendiniz düşüne durun...

Şeker fasulyası, piyazlık kurufasulya, kırmızı ve yeşil mercimek, acı biber sosu, Baldo değil pilavlık pirinçler hep Amerikalardan, Kanadalardan, Peru, Mısır ve Arjantinlerden ithal edilmişler. Turşulara falan baktım şimdilik Türk malıymış. Kurutulmuş dolmalık biber paketlerinin de üzerlerinde memleket ismi yerine “made in doğal, tabii, organik” gibi bir şeyler yazılı, yerli mi ithalattan mı sökemedim...

Hani cenaze mezarlığa doğru yol alırken imam efendi ara sıra tabutun kapağını kaldırıp mevtaya mırın kırın bir şeyler söylermiş, merak ederek soranlara da dermiş ki;

Orada sorarlarsa memleket ne alemdedir, dersin Bekri Mustafa imam oldu, onlar anlarlar ne haldeyiz”...

Bakliyatın tepesine bendeniz efendim sizler için sarıverdim Bekri Mustafa’nın sarığını, anlatabilmişimdir hal ve ahval paralelinde ne şekil almışız...

Anlayabildiğim kadarıyla kuru vatanseverlikle milliyetçilik ve onların da üzerinde kuru Müslümanlık bu dünyada pek para etmiyor... Müslümanlısı Müslümansızı, Türklüsü Türksüzü, paralellisi dikine gidenlisi, kâr nerede kazanç nerede, menfaat ve çıkar nerede, oraya bakıp oradan geliyorlar...

Kendi hesabıma konuşup yazmış olayım. Bizler galiba birileri tarafından vatan adına, din adına, memleket adına, Atatürk adına afyonlanarak uyutulmuşuz.

Hani ne oldu, bir Cuma namazı sonrasında içeridekilerle birlikte Beyazıt Camii’ni bombalayarak yakacaklardı, din düşmanları vatan düşmanları ve Türk düşmanları...

Hem de Atatürk adına...

Sizler yine Türk’ün dükkanı, Müslümanın dükkanı, yabancının dükkanı, siyonistin dükkanı, mebusun ve bakanın dükkanı gibisinden kılı kırk yarmaktan vaz geçerek, aynı gavur fasulyasını nerede ucuz gördünüz, oradan satın alın. 

Ar yılında değil, kâr yılında yaşıyoruz...

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23