• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Siyaseten ödüllendirme…

04 Ağustos 2016
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Her şey fani, Allah Baki…

Bu terkipten anlayabileceğimizin özü ve hülasası: 

Yaratıcı iradi gücün sahibi Hz. Allah-ü Zülcelal ölümsüzdür, bakidir…

O’nun “Ol” emriyle yaratılan cümle mevcudad ise, ölümlüdür. Bugün var, yarın yok…

Siyaset de ömürlü, kendi döneminde astığı astık iken, yıldızı söndüğünde süklüm püklüm yerlerde sürünmenin anlamı, ölümdür…

Türkiye Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in adı verilmişti bir kışlaya. Gün geldi yıldızı göz kıpıştırmaya başladı. Işığının feri kısılınca koltuğuna başkaları oturdu. Siyaset borsasındaki tahtadan ismi silinirken milletin başına doladığı anayasası, afra tafra fırtınalar estirmekten geri kalmadı. En sonunda hakkında düzenlenen iddianamelerle isimleri adliye mübaşirlerinin ağzında sakız oldu bitti…

Oldu bitti amma, anayasasını bir türlü öldüremediler, o ölümlü nesne hâlâ, Allah’ın Beka Sıfatıyla yarışıyor…

Yarıştıranlar da utanmıyorlar… 

Evren Paşanın muhtemelen self servis faslından kendini ödüllendirme amacıyla asker kışlalarından birine yapıştırılan isminin, Hz. Allah’ın beka sıfatına karşı cüret ettiği bu çirkin yarışına son vermeyecektiniz, veremeyecektiniz de, sahibinin adına iddianame tanzimine niye zahmet buyuruldu?..

Değil mi ya…                      

Ne oldu, kışla kapısına kondurulan ödüllendirilmiş isminin raf ömrüne?..      

Bir gün baktık ki Orgeneral Cemal Gürsel, biyolojik varlığı Külli İrade’ce toprağa tevdi edilen Atatürk’ün siyasi ve tarihi kişiliğinin de yok olup gitmek üzere olduğu vehmine kapılınca, siyaseten top gibi patlayıverdi…

Atatürk, siyaseten yeniden yaratılırken eşzamanlı olarak, askerin de erken Cumhuriyet’te olduğu gibi ticaretle iştigaline yeni baştan izin ve imkan kapısı açıldı. Erken Atatürk’lü günlerin ticari ve sınai kalkınma hamlesinde memurlar, mebuslar, ehli ticaret, politikacılar ve sivil halkın yanında askerler de, kurulan şirketlerde hisse sahibi olabiliyor idiler ve oldular da…

Asker, tüccar sınıfına dahil olunca, kendisine siyasetin yanında ticaret de serbest kılındı…

Asker, darbe yaparak Adnan Menderes ve arkadaşlarını ipte sallandıran Cemal Gürsel’in askerleri de, kendilerini de ödüllendirmekte geç kalmadılar…

Oyak kuruldu…

Kuruldu da, politikacının kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesine karşı itiraz tanımayan gücü, Asker’in Oyak’ına karşı şapka çıkartmaktan öteye gidemedi…      

Menderes’i ipe verip yerine kendileri kurulanlar, “kendin pişir kendin ye” faslından İstanbul’daki Samatya’nın ismini Kocamustafapaşa’ya çevirdiler. Beyazıt Meydanı da bir gece içinde ‘Hürriyet Meydanı’ olup çıktı. Ne çare, kimse yemedi tabii…

Samatya yerli yerinde, Beyazıt da eskisi gibi yine Beyazıt…

Samatya, Costantinople Rumlarını, Beyazıt da Osmanlı Müslümanlarını hatırlatırmış. Oysa Atatürk’ün Türkiye’sinde topraklar Türk kalmalıydı…

Kalmış mı?

Hele yahu, inşaat sektörünün öncelikle ‘İHRACAT’ (!) amacıyla sağda solda birbirleriyle yarışırcasına diktikleri gökdelenli sitelerin isimlerine, bir yol bakıversenize...

Türkiye’den ve Türklükten ve ayrıca Müslümanlıktan da her hangi bir emare var mı?

Demek ki Türkiye ve Türkçe de fani…

Devlet Başkanları Tayyip Erdoğan’ın iktidarı da fani… 

Erdoğan, 15 Temmuz kayıplarına bir cemile olarak, milli irade adına canından olan isimleri ölümsüzleştirmeyi vaad ediyor. Hoş bir şey ve takdir edilmesi gereken bir duygu…

Fakat, gelecekteki haleflerinin ne yapacakları belli mi?

Mesela, Hürriyet Meydanı tuhaflığı gibi…

Her şey fani, bir Allah Baki…     

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23