• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Tanrı market...

31 Mart 2014
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Market, uluslararası kapitalist sermaye gücünün bizim eski Türkçemizdeki bakkal’ın yerine zorlama yoluyla ikame ettiği nevzuhur yeni ve modern bir tedavül dükkanı...

Bakkallar, bir zamanlar dükkancıklarında yarım ve çeyrek somun satarlardı. Millet yavaştan yavaşa cebi para görmeğe başladığında, birbirlerinin sebep ve neticelerini oluşturan iki yönlü bir değişime uğradı. Zamanla bakkal mekanlarının hacmen büyümesi müsrifliği yoğunlaşırken, yarım ve çeyrek somun alışverişini de gündemden düşürdü...

Dememiz o ki, bakkallığın anlamı, nesne satıcılığı olup ufak çapta bir ticaretle iştigal...

Geçenlerde Fatih’ten aşağılara doğru sarktığımda bir ticarethane tabelası gözüme çarptı.

Hac ve umre marketi...”

Demek ki, bu dükkanda hac ve umre satılıyormuş... Sağlık sıhhat ile eğitim satılan mekanların isimleri henüz böylesi bir değişime uğramadı... Hac ve umre marketinde iki alana bir de bedava ikramı var mıymış yok muymuş sormadım... Kafamı eğdim, dümenimi adımlarıma bağlayarak yürüdüm gittim, düşünerek....

Tanrı market nerede?..

Haber Vaktim’i zaman zaman şöyle bir erkete ederim. Uzun süredir bir göbek haberi hep aynı yerinde duruyordu. Bir ara meraklanarak bakmak istedik. Koskocaman bir göbek varmış ve bu göbekler noter tastikli bir metodla eritilerek, göbeklerinden mutazarrır sahiplerinin ayaklarını suya erdirirmiş...

Meraklandık işte, hoş bizde göbek möbek yoktu amma...

İcadkar mucidlerimizden bazıları ortaklaşa bir çalışma sonucu safranlı sulu şifayab bir içecek tipi yaratmışlar. Bu işlemiş suyun birkaç çeşitli modeli de varmış. Bunlar bir süre içilip bir süre de galiba beklendiğinde, okuyucuya göbekliye gözlerini yuvalarından fırlatacak derecede hayret nidaları koyverdirtiyormuş havasını veren bilgiler...

Peygamberimiz Efendimizin pek de iyi gözle bakmadığı göbek belasından safranlı su ile kurtulan bu şanslı talihli grup, koşa koşa gittikleri noterlere hikayelerini anlatmışlar...  

Noter tasdikli bu hikayelerden üç beş kadarını da, konunun önemine binaen her halde, Haber Vaktim, duyup işitmeyen kalmamasın diye, kendi haberler sahifesinde uzun süre yayından kaldırmamış...

Safranlı sulu çay ile göbek belasından kurtulanlar galiba Türkiye’nin küçümencik, ufacık bir belde sakinlerinden olacak. Çünkü noter belgelerinin hepsi flu. Hangi il, ilçenin ve hangi noterleri oldukları belli değil. Göbek belasından kurtulan kazazedelerin kimlikleri de pek okunamıyor.

Adamlar notere gittiklerinde muhtemelen “vallah billah biz çayı içtik ve göbeklerimizden kurtulduk” demiş olmalılar. Amma, kim bunlar, gerçek mi değil mi, sonra bakıyorsunuz bu beladan kurtulmanın bir bedeli de var. Siz denize düşmüş bir göbekli iseniz, parayı yatırıyorsunuz bir süre sonra nakliye firması safranlı su paketini getirip size teslim ediyor.

Siz bu suyu içtikten sonra göbeğinizin hacminde bir değişiklik olmadığında, göbeğinden kurtuluşunu notere tastik ettiren hikayecinin yakasından yapışma ihtiyacını duyacaksınız mutlaka. Peki kimin yakasına yapışıp da parayı geri isteyeceksiniz, olmadı ana avrat düz gidip bedduada bulunacaksınız...

Biz yeni yeni Müslümanlığı öğrenirken hep kitaplarda okumuş ve hocalardan da dinlemiştik... İçki içmekle birlikte içkinin ticaretini yapmak da, faiz alıp vermenin yanında, bu işin katipliğini üstlenip, masalı sandalyalı oda aracılığı da hem harammış ve hep günah imiş...

Şimdi bakıyorum da, gerçek hayat pratikleri ne kitaba uyuyor ne Sünnete...

Yer gök, tanrı market... 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23