• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Trabzon Hurması...

16 Ocak 2015
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Evimin bahçesinde bir ağaç, hurma ağacı. Baharda çiçeklenip yapraklanıyor ve daha sonra danelenme sürecine giriyor.

Tabiat, Allah’ü Azimüşşan’ın tuvali... Ne şaheserler döktürüyor tuvalinin üzerine. Mevsim sonbahara döndüğünde ağacın üzerindeki daneler irileşiyor. Yapraklar ise bir başka şaheser. Sonbaharda başlayan sararma ve renklenmeler zemini   bütünüyle kaplamadığından, değişime uğramaktan arta kalan kısmi yeşilliklerin yanında, durgun suya atılan taşın meydana getirdiği dairevi halkalar halinde yer yer bakırın kızıllığı düşüyor yaprağın üzerine. Hurma ağacında ilahi renk cümbüşü başlıyor, hazana doğru...

Pencereden bakıyorum ağaca, cümbüşün yorgunluğuyla yere düşen yapraklar ağacın altında bir öbek oluşturmuş, kendini yaradan Allah’ına kurban toprağa, kendi cinsinden yenilerini yaratması için doğal gübre... 

Hz. Allah, canlı tabiat anayı sırtına bu misyonu yükleyerek yaratmış. Ananın, kendisiyle birlikte kendi bağrında besleyerek ürettiği tüm canlılar, doğduktan sonra kendilerini yeniden üretmesi için öz değerlerini toprağa tevdi ederek ölüp gidecekler, son güne dek...

Tabiat ananın bağrından fışkıran ot, onu yiyen sağmalın anatomik yapısındaki mekanizmalar eliyle insan soyunun kendini yeniden üretmesi için gereken hassalara dönüşürken, sindirim kanallarından dökülen dışkı denilen artıklar da, yeniden ota dönüşüyor...

Hayret verici ve insanı şaşırtırken düşündürerek terbiye edici, eğitici bir süreklilik...

Yüce Mevlamızın tabiat ananın eline teslim ettiği bu düzen hiç aksamadan, ahengi hiç bozulmadan sürüp gidiyor da, İlahi kurgunun lehdarı insanoğlunun hırsına mağlubiyetten olma isyankarlığı olmasa...

Pencereden bakıyorum ağaca. Yaprakları silme dökülünce üzerlerindeki daneleri irileşmiş hurmalar, olgunluktan kirli sarı, balköpüğü ve turuncuyla harmanlaran bir renk cümbüşünü sergiliyorlar kendi kendilerine...

Tuvalin üzerine bir başka şaheser düşüyor...

Kuşlar geliyorlar teker teker ya da çiftler halinde ağaca doğru, hurmalardan nasiblerini almak üzere. Sağmal inek merada yayılarak tabiat anadan hakkını alırken, kuşlar niye almasındı Allah’ın kendilerine tahsis ettiği rızklarını...

Hz. Rezzak, kendisiyle kontra giden kullarının yaptığı gibi, ayırımcılık yapmıyor...

Onlarca hurma içinden sadece birisini gagalıyorlar. Hurmayı gagalayan tek kuş, bakıyorsun aniden çoğullaşıvermiş. Amma, sadece bir tekini kendilerine sofra edinmişken hiç birisi diğer hurmalara yönelmiyorlar. Birisine başlanmış ise, o bitirilmeden diğerlerini israf etmeye kalkışmıyorlar...

İnsan ise, Ahsen-i Takvim. Hayvanlardan üstün, meleklerden üstün, Peygamberler hariç yaratılanların en üstünü. Üstünlüğünü müsrifliğindeki güç kapasitesiyle ortaya koyup hemcinslerine karşı babalanıyor, utanmadan...

Geçenlerde Saidabad şelalesine doğru gitmiştim. Dere yatağındaki suyun debisi, çay ocaklarındaki semaverlerin musluklarına nisbet solda sıfır gibiydi..

Sordum çevredeki yerli esnafa,

Neden?, mevsimden mi?...

Yok efendim. Kapitalist su şirketlerinin, ellerindeki para silahıyla kamunun açık veren bütçelerine yama vaadiyle devlet ricalini punduna getirip, hepimizin hakkı olan suyumuza, kaynağında yatağını saptırtmaktan...

Hayvanlardaki ilahi disipline riayet tok gözlülüğünden utanmayan insan soyunun Ahsen-i Takvim’leri, Demirtaş Organize Sanayi  Bölgesinde linyit yakıtlı enerji santralına kalkıştılar. Kendilerini utandıran kuşlardan, öldürücü intikam almak için...

Hepsinin  boyunları altlarında kala...

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23