Bir çöküş, bir görüşün iflası ve bir büyük hata...
Hastanelerde yer kalmadı...
Yer olsa, hastaya bakacak personel yok...
Personel olsa, koruyucu ekipman yok...
Medya insanlara konforlu, lüks hastane odaları gösteriyor ama, acil servis girişinde saatlerce bekleyip hayatını kaybedenleri göstermiyor...
Hastanelerden cesetleri forkliftlerle kamyona, oradan toplu mezarlara taşıyorlar gizli gizli...
Ne olacaktı başka? Önlem mi alındı?
Mart ayının ortasına kadar devlet bir tane cerrahi sınıf N95 maske siparişi vermemiş. Mart’ın 21’inde 173 milyon dolarlık maske, yerli üreticiye sipariş edilmiş...
Devletin verdiği destekle uygun fiyatlı solunum cihazı geliştiren bir firma, bir tane cihaz üretmedi... Ne zaman ki ihtiyaç doğdu, cihazın fiyatını dörde katlayıp devletle anlaşma yaptı...
İnsanı da garip...
Bazı cemaatler hâlâ toplu ibadette ısrarcı... Mübarek günler yaklaşıyor, ibadethanelerde ise yasak olmasına rağmen hazırlıklar yapılıyor, cemaate “Sizi de bekliyoruz” deniliyor...
JP Morgan, ekonominin ikinci çeyrekte yüzde 40 daralacağını ve işsizliğin yüzde 20’yi bulacağını tahmin ediyor...
45 yaşın altındakilerin yüzde 52’si ya işini kaybetti ya da maaşından feragat etti...
Devletin acil durumlarda esnaf ve sanatkarları desteklemek üzere ayırdığı fon tükendi...
•
Korkmayın...
Yukarıda anlattıklarımız, Türkiye’nin durumu değil...
Dünyanın süper gücü, refah ülkesi Amerika’nın içler acısı hali...
Hani derdim; ölümü gösterip sıtmaya razı etmek değil ama...
Acaba bizdeki müfsit ekip Amerika’da olsa...
Mesela onların tabip odaları ya da eczacı birlikleri, gerçek sorunlara hiç değinmeyip, sırf ideolojik saiklerle ve yalan yanlış bilgilerle insanları kışkırtmaya odaklansa...
Belediye başkanları insanlar iç içe seyahat etsin de hastalansın diye toplu taşıma araçlarını trafikten çekse...
Muhalif gazetelerle muhalif siyasetçiler “Falanca kurumda virüs var, falanca ilçede sağlam insan yok” diye insanları paniğe sevketse...
Halleri nice olurdu acaba?
•
Hepsini bırakın...
Demek ki ne imiş?
Acizmişiz...
Bilim meğer o zannedilen şey değilmiş...
Bütün o tartışmalarımız, sadece kendimizi tatmin etmek için varmış...
Farkında mısınız bilmiyorum, şu anda COVID-19 vakaları için bir tedavimiz yok... İnsanları 14 gün hayatta tutmaya çalışıyoruz ki, bünyeleri virüsü tanısın da savaşacak duruma gelebilsin...
Virüs bizim bilim ve teknolojimize yenilmiyor. Yönetemediğimiz, sadece destekleyebildiğimiz bir süreç tarafından yeniliyor.
Sistemdeki en etkili yırtıcı olabiliriz... Besin zincirinin en üst basamağı olabiliriz... Bunların hiçbiri, yüz binlerce yıldır devam eden dünya düzeni içinde hiçbir anlam ifade etmiyor...
Ne zeka ne de alet kullanmaya uygun şekilde konumlanmış bir başparmak, bırakın kainatı, dünyanın ve dünya üzerinde var olan canlılığın döngüleri içinde yaşanması mukadder olaylara çare olabilecek güçte değil.
Aczimi anlamamız kenara çekilmemiz için değil, gerçek sorunları çözmeye başlamamız için önemli.
Hepimiz biliyoruz ki zamanımızın ve imkanımızın çoğunu isteklerimize harcıyoruz, ihtiyaçlarımıza değil...
Artık bu değişmeli...
•
Bu olmadı...
Süreci dünyanın bir çok ülkesinden daha iyi yürüten Türkiye’ye bu yakışmadı...
Bana sorarsanız, bu süreçte yapılmış en büyük hata...
Haftasonu için 30 büyükşehirde ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi...
Yerinde bir karar, ancak bu kadar kötü hayata geçirilebilirdi...
Sokağa çıkma yasağı ilan edilip edilmemesi ile ilgili değerlendirmeyi yapan ekip, “3 saat sonra yasak başlıyor” demenin insanları paniğe sevkedeceğini düşünemedi mi?
Ne yaşandı da son anda bu karar alındı?
Yoksa bakanlık, haftasonunun geleceğini Cuma günü mesai bitince mi farketti?
Ya da karar alındı ama duyurulması mı son ana saklandı?
Neden? Mesela neden Çarşamba günü bu karar alınmadı veya açıklanmadı?
Peki, paniğe gerek olmamasını sağlamak adına yasağa bir sürü istisna da getirilmişken, önce yasağı, saatler sonra istisnaları açıklamak neden?
Madem ekmeğe, suya veya ilaca erişimde hiçbir şey değişmeyecekti, yasakla beraber açıklasaydınız, en baştan insanlar panik yapmasaydı...
Dört haftadır iyi kötü sosyal mesafeye dikkat ediliyordu, şimdi bu 3 saatlik panik sürecinde sokakta dip dibe sıra bekleyen kaç kişi daha enfekte oldu, nasıl bileceğiz?
İnşallah, diğer ülkelerde yaşandığını öğrenip “Göz göre göre böyle hata mı yapılır” diye kızdıklarımız gibi sonuçlanmaz...