• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

Hiçbir teknoloji “kazasız bir dünya” kuramaz!

04 Haziran 2017
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

Uludere’de, Eurocopter Cougar model bir askeri helikopter yüksek gerilim hattına takıldı ve düştü... 23. Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Aydoğan Aydın ile 2 albay, bir yarbay, bir binbaşı, 3 yüzbaşı, bir üsteğmen 2 başçavuş ve 2 uzman çavuş şehit oldu. 

Hatırlarsınız, geçtiğimiz aylarda İstanbul’da bir sivil helikopter Beylikdüzü’ndeki televizyon kulesine çarpmış ve düşmüştü... Yani bu tip kazalar maalesef oldukça sık görülüyor. 

Helikopterler kullanışlı oldukları kadar, hassas araçlar. Uçaklar gibi iniş ve kalkış için büyük pistlere ihtiyaç duymuyorlar ancak yapıları uçaklar kadar yüksek irtifalarda seyretmelerine imkan tanımıyor, bu durum da onları dünya üzerindeki tehlikelere daha açık bir konuma getiriyor.

Uçak kazalarında ölüm oranı helikopter kazalarında olduğundan daha yüksek. Helikopter kazalarının yaklaşık yüzde 54’ü ölümle sonuçlanmıyor.

Helikopter pilotları da uçak pilotları gibi çok ciddi bir eğitimden geçse de, özellikle gece uçuşlarında ve hava şartlarının görüşü etkilediği durumlarda, maalesef kazalar yaşanabiliyor. 

Son çeyrek asırda, pilotların görüşlerine yardımcı olacak teknolojilerde ciddi atılımlar yapıldı ancak söz konusu havaya tutunarak uçan ve insan taşıyan bir araç olunca, en küçük bir engeli görmemek bile ciddi sonuçlar doğuruyor. 

Radar zaten uzun yıllardır kullanımda olan bir teknoloji. Ancak radar sistemi size yer şekillerini ve yapıları tam olarak gösteremiyor. Söz konusu kazadaki gibi, çapı yaklaşık 4 santim olan bir kabloyu radarda görmek ise imkansız.

Burada devreye diğer engel belirleme sistemleri giriyor. Özellikle lazer konumlama teknolojisi (LIDAR) son günlerde oldukça gündemde.

Bu sistem, lazer ve bazı versiyonlarda kızılötesi atımları ve bu atımların geri dönüş sürelerinin hesaplanması vasıtasıyla cihazın menzilinde kalan yer şekilleri ve yapıların üç boyutlu bir modelini oluşturabiliyor. Ama bu sistem de, olumsuz hava koşulları sebebiyle yanlış sonuçlar verebiliyor.

Bu konuda Ford’un sürücüsüz araç teknolojisi birimi bir atılım yapmış gibi görünüyor. Firmanın iddiasına göre, bu sistem daha gelişmiş bir algoritma kullanarak havadaki bir yağmur ya da kar tanesinin orada geçici olarak bulunduğunu anlayabilir ve görüntüden bu objeleri çıkararak gerçek görüntüyü elde edebilir.

Mevcut teknoloji, şu an için insan hatasını tamamiyle ortadan kaldırmaya yetmiyor. Hangi cihazı kullanırsanız kullanın, muhakkak insan vasıtasıyla bazı belirli önlemleri almanız ve müdahaleleri yapmanız gerekiyor.

Ve her şart altında, her zaman bir kaza riskinin olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Dünyanın en tecrübeli pilotunun, en gelişmiş teknolojik imkanlarla bile kazaya mani olamayacağı durumlar muhakkak olacaktır.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

Pazartesi akşamı, iftar saatini beklerken, acı bir haber aldık. Kadir abi, elim bir olay sonucu hayatını kaybetti. 

Yazıişlerinin gece müdürlüğü görevini de yürütmem sebebiyle, rahmetliyle yakın çalışırdık. Sağolsun, hangi saat olursa olsun bir gelişme olduğu zaman arar, yardıma ihtiyacım olup olmadığını sorar, işin içinden çıkamayıp da arayıp akıl istediğimde “Sorun yok, hallederiz” deyip hemen bir çözüm bulurdu...  

Rahmetliyle ara sıra tatlı tatlı atışırdık da, ama kişisel meselelerden bir tartışmaya girdiğimizi veya tartışmalarımızın tatlıya bağlanmadığını hatırlamam. Rahmetli Hasan Karakaya da öyleydi, hayatımın en sağlam azarlarını Hasan abimden işitmişimdir ama hepsi muhakkak gazeteyle ilgilidir ve benim iş bilmezliğimdendir... 

Önce Hasan abiyi kaybettik, şimdi de Kadir abiyi... Mukadderat, elden bir şey gelmiyor... 

“Biz şüphesiz Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz.” 

Kadir abi Hakk’a yürüdüğünde, bazıları yine içlerindeki kini kelimelere döktü... Bizimkiler kızıyor ama ben gülüyorum onların yazdıklarına, söylediklerine... Biliyorum ki rahmetli, arkasından iki kişi yalandan güzel sözler söylesin diye yapmadı hiçbir şeyi... Davasının peşinden gitti, doğru bildiğini yaptı... 

Ben de ruhumu teslim ettiğimde, arkamdan bu kalbi kilitliler güzel sözler söyler ya da sessiz kalırsa, “Ben bu ömrün hakkını verememişim” diye hayıflanırım... Ben öldüm diye haysiyetsizler sevinmeyecekse, bir şeyleri yanlış yapıyorum demektir... Öyle bir yaşamak gerek ki, dünyada ne kadar soysuz varsa, “Öldü de kurtulduk elinden” demeli... Becerebilir miyim bilmem... Rahmetli Kadir abi de, rahmetli Hasan abi de büyük adamlardı, bunu başardılar...

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23