• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

Silahla öldürmek cinayet de, arabayla öldürmek ne?

01 Ekim 2017
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

Kaza herkesin başına gelebilir, ne kadar dikkatli ya da tecrübeli olduğunuz bazı durumlarda hiç önemli değildir, o kazaya karışacaksınızdır... Karışırsınız, ama hatanız yoksa, vicdanınıza “Acaba” diyecek bahane vermediyseniz, “Mukaderrat” deyip sabırla karşılarsınız...

Fakat bazı durumlar var ki, insanlar “kaza” olsun diye, adeta ellerinden gelen her şeyi yapıyor... 

İstanbul trafiğinde ona buna makas atanlar mesela... Biraz yüksekçe bir aracın arkasına yapışmış giderken, gazı kökleyip sağa çıkan bir şoför, yüzde 50 ihtimalle kaza yapacak demektir... Çünkü o yüksek aracın arkasında seyrederken, mümkün değil, onun sağında bir araç olup olmadığını şoför göremez... Yaptığı, bir yetenek gösterisinden ziyade bariz kumar oynamaktır: sağda bir araç yoktur ve devam eder ya da vardır ve çarpar...

Kırmızı ışıkta geçenler ya da kavşaklara kontrolsüz girenler de hakeza...

Konunun nereye gideceğini zaten başlıktan anlamışsınızdır...

Başına “Ünlü yazar” sıfatı konulmadan adı anılmayan Emrah Serbes, İzmir’de bir baba ile kızının ölümü, annenin ağır yaralanması ile sonuçlanan bir kaza yaptı... Kazayı önce başkası üstlendi, savcılık durumu şüpheli buldu ve daha detaylı soruşturmaya başladı, Emrah Serbes’in anlatımına göre vicdanı rahat bırakmamış, itiraf etti kazayı kendisinin yaptığını... Vicdanı rahat bırakmayınca insan savcılığa gider, karakola gider, ne bileyim aileye gider, ailenin avukatına gider; Serbes’in vicdanı biraz farklı çalışıyor olsa gerek ki itirafını sosyal medyada yapmış... 

Belki farketmişsinizdir; bu köşede olaylara, kişilere değinmek adetim değil ama benim de vicdanım biraz farklı çalışıyor demek, rahat bırakmıyor işte...

Mezkur olaydaki fail, alkol ya da uyuşturucu etkisinde olmadığını söylüyor... Yaklaşık bir hafta bekleyince kandaki alkolden eser kalmamış olabilir fakat, aracın hava yastığına bulaşan kan durduğu yerde alkolden temizlenmez, adlı tıp incelemede ne varsa bulur... Beyanın önemi yok yani...

Şunu artık netleştirelim; alkollü araba kullanıp ya da trafik kurallarına bile isteye uymayıp kaza yapmak, bunun sonucunda insanların yaralanması veya ölmesine sebep olmak “taksir” barındırmaz... 

Bunun adı “taammüd”dür...

Bu ülkede maalesef, trafik düzenlemeleri ve cezalarında bir ayarsızlık söz konusu...

Şehirler arası yollarda ağır ağır gittiği halde belediyelerin koyduğu radarlar yüzünden birkaç yüz metre arayla üst üste 6-7 tane ceza yemeyenimiz kalmadı... Bu, ayarsızlığın bir ucu...

İstanbul’da emniyet şeridinde gitmeyen servis aracı görmek şaşırtır ama nedense şu emniyet şeridini kendisine hak görenlere müdahale edilmez... Yine servisçilerin (Canlı örneği her iş günü Büyükdere Caddesi’nin Maslak kısmında görülebilir) üç şeritli yolun iki şeridine parkedip trafiği kilitlemesine kimse ses çıkartmaz... Yolcu minibüslerinin şoförleri sağa yanaşmaya üşenip yolun ortasında yolcu indirip bindirir, ağzını açan olmaz... (Yine örneği Yavuz Sultan Selim Köprüsü bağlantı yolunun Basın Ekspres’e bağlandığı yerde görülebilir) Sağa sapıp başka istikamete gidecek ağır vasıtalar 4 şeritli yolun tamamını kapatır, yine kimse “Burada ne oluyor” demez... Bunlar da diğer uçları...

Kendimden örnek vereyim, Otakçılar sapağını bilirsiniz, Haliç Köprüsü’nden Edirnekapı’ya çıkar çıkmaz sağdadır... Orada, emniyet şeridinin olmadığı iki şeritli yan yolda, “emniyet şeridini ihlal”den ceza yemişliğim vardır...

Kurallara uyarak araç sürenlere ceza yazmak için bahane uyduracağımıza, kuralları ihlal etmeyi kendine hak görenlerin bu alışkanlıklarını kırmaya çalışsak, daha iyi olmaz mı?

Bir mesele daha var... Hatırlarsınız, Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin Ortaköy’de bir kazaya karışmıştı... Olay sırasında alkollüydü, daha önce alkollü araç kullanmaktan 2 kez ehliyetine el konulmuştu... O zamandan beri merak ederim, bu psikoteknik denilen muayene ne işe yarar? 

Duyusal ve zihinsel yeterliliğin haricinde, “duygusal” ve “psikolojik” bir değerlendirme yapılıyor mu? Yoksa “Var mı bir sorunun” diye sorup, “Yok” cevabını alınca “Sağlamdır” deyip geçiyorlar mı?

Abartılı davranışlar, genellikle bir bozukluğa işaret eder... Bu bozuklukların devam edip etmediğini belirlemeden, insanların direksiyon başına geçmesine olur vermek de, kazaya davetiye çıkarmanın bir başka çeşidi...

Allah cümlemizi her türlü kazadan ve trafikteki ruh hastalarından muhafaza eylesin...

Hayırlı haftalar efendim...    

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23