• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halit Kanak
Halit Kanak
TÜM YAZILARI

CAHAR DUDAYEV

22 Nisan 2019
A


Halit Kanak İletişim:

(Şehid)

(8.Şubat.1944 - 21.Nisan.1996)

(Kafkasya dağlarından bir "DUDAYEV" geçti.

O Ecel'e, Ecel O'na güldü geçti.)

5 Ağustos 1991 günü Hollanda'nın Goaga Şehrinde Temsil Edilmeyen Milletler Teşkilâtı binası önüne Çeçenistan Cumhuriyeti Bayrağı törenle yerleştirildi.Sonra Brüksel'e taşındı.

Aynı gün Çeçenistan Cumhuriyeti TEMT (Temsil Edilmeyen Milletler Teşkilâtı) üyesi oldu.

Bu, 1990 Kasım ayında toplanan Çeçen Halk Kurultayı, Milli Kongre'yi kurarak başına Hava General Cevher DUDAYEV'i getirmesinden yaklaşık sekiz ay sonra Çeçenistan'ın bağımsızlık yolundaki ilk başarısıydı.

Dudayev, Sovyetler Birliği'nden 12 ayrı madalya alarak hava kuvvetlerinde generalliğe yükselmiş ilk müslüman askerdi.

Baltık Cumhuriyetlerinde bağımsızlık mücadelesi için başta Estonya'da  olmak üzere bir takım bölgelerde kıpırdanmalar başlayınca; Moskova, Dudayev'den hava harekâtıyla taş taş üstünde kalmayacak şekilde bölgeyi bombalamasını isteyince, "yurdunun bağımsızlığı için mücadele eden bu insanların üzerine bomba atmam" diyerek bu talimatı kesin bir şekilde reddededip istifa etmiş ve çok sevdiği Çeçenistan Halkının arasına dönmüştü.

Bunu, başka gelişmeler takip etti.1991 Ekim ayında yapılan seçimde yüzde 85 oyla Devlet Başkanlığına seçildi.

İlk ònce Grozni olan başkentin ismi Caharkale olarak değiştirildi. Çünkü Tataristan'ın başkenti olan Kazan'ı kuşatarak söz verdiği halde 500 bin Müslüman Tatar'ı kılıçtan geçirerek Rusya'da halk kahramanı ilân edilen İvan Grozni'nin adının artık Çeçenistan'da anılması istenilmiyordu.

Fakat bağımsız bir Çeçenistan istemeyen Rusya, çok geçmeden Çeçenistan'ın isgâlini planlamış ve 1994 yılının aralık ayının 11. günü sabahın erken saatlerinde tarihte eşi görülmemiş kanlı bir saldırıya geçmişti.

21. yüzyıl savaşları için geliştirilen, tahrip gücü son derece yüksek silahlarla donatılan Kızılordu, tank, helikopter ve uçaklarla üç koldan başkente saldırıyordu.

Son yarım asırda benzeri görülmemiş bir saldırı yapılıyordu. Dudayev'in komutasındaki Çeçen güçleri canla  başla topraklarını savunuyordu.

Hem de ne savunma, Rusya Savunma Bakanı Pavel Graçov "Çeçenistan'ı iki saatte teslim alacağım " diye bildiri yayınlamış, söylediğini yapamayınca da istifa etmek zorunda kalmıştı.

İşte bu bildiriden yaklaşık yedi ay sonra Cahar DUDAYEV bir radyoda verdiği mülakatta şunları söylüyordu: " 240 milyon nüfuslu dev bir devlet, 70 senedir bütçesinin yüzde 70'ini silahlanmaya sarfetmesine rağmen 600 bin nüfuslu küçücük bir devletle başa çıkamamış olması hayret edilecek durum değil midir? Yüzbinlerce asker, sayısız tanklar, uçaklar, kimyevi silah kullansalar da bizi teslim alamazlar. Çünkü bu ALLAH'ın zaferidir."

Dudayev bağımsız bir devlet olan Çeçenistan'ı bütün dünyanın gözü önünde isgâl ve imha etmek isteyen Rusya karşısında ise şu mesajı vermiştir: "Bosna Hersek,  Hırvatistan, Slovenya, Makedonya, Çek ve Slovakya Cumhuriyetleri için kabul edilmiş bu hakkın, Çeçenistan'dan esirgenmesi açıkça, çifte standart uygulaması ve milletlerarası hukuka aykırılıktır." 

Fakat mesajları dikkate alınmaz. Rusya savaşa devam eder.

Ülkesinin bağımsızlığı için, yılmadan, usanmadan büyük bir kahramanlık ve cesaret örneği sergileyen Dudayev; durdurulamayacağı anlaşılınca pusu kurularak şehid edildi.

Hür dünyayla irtibat kurmak, birliklerini sevk ve idâre etmek, yönetmek ve  için yanından ayırmadığı uydu telefonundan, suikast ihtimâline karşı üç dakikadan fazla konuşmuyordu. Çünkü o zamanlardaki Rus teknolojisi, üç dakikadan fazla görüşme yapılan telefonların yerini uydudan ancak tesbit yapabiliyordu.

Suikast planı işletilmeye başlanmıştı. Bunun için Dudayev'in çok sevdiği, saygı duyduğu biriyle telefon trafiği yaptırılmalı, o saygın kişi kapatmadan Dudayev telefonu kapatamamalıydı.

Bu aranan isim Duma'da ki sözde Çeçen taraftarı olan, Dudayev'in eski dostlarından bir milletvekili idi. Dudayev ile üç dakikadan fazla telefonla konuşması sağlanacak, bu arada uydu aracılığıyla frekanslar tesbit edilecek ve Dudayev güdümlü füzeyle vurulacaktı. Öyle de oldu.

Tam yedi dakika süren görüşme sırasında Dudayev gönderilen füzeyle şehid edilmişti.

(Bu isim bazı kaynaklara göre Süleyman Demirel olduğu iddia edilmiş ve uzun süre konuşulmuştu.

Güyâ Demirel o sıralar Rusya'da yapılacak seçimlerde Boris Yeltsin'e destek olmak, Yeltsin'in başarılı gözükerek seçimden zaferle çıkması için bu plân'ın içerisinde yer almış ve Dudayev'in şehid edildiği sıradaki telefon görüşmesini yapmış, Demirel telefonu kapatmayınca Dudayev de kapatamamış 7 dakika süren görüşmede yer tesbiti kolayca yapılabilmişti.)

Hâlbuki, Şehid Dudayev savaştan yana olmadığını, Rusya'yla diğer devletlerle yaşadığı dostâne ilişkiler gibi kendilerinin de aynı ilişkiler içerisinde olmak istediğini bir mektupla Yeltsin'e iletmiş, ancak cevap alamamıştı.

Dudayev'in mektubu şöyleydi :

"10.Aralık.1992

Sayın Boris Yeltsin

Rusya Cumhurbaşkanı

Biz, sizinle birlikte tarihi hadiseler yüzünden milletlerin kader ve milletlerinin nasıl değiştiğine şahit olduk.

Biliyorsunuz ki Çeçen Cumhuriyeti bağımsızlığına kavuştu. Uzun zaman devam eden mücadelelerden sonra biz hürriyete eriştik. Sizin demokrat biri olarak bunu en iyi anladığınızı düşünüyorum.

Rusya ile Çeçenistan arasındaki meseleleri siyasi yolla çözmek istiyoruz.Bir arada yan yana kardeşler gibi yaşamak taraftarıyız.

Milletimizin iyi komşuluk hedeflerini gerçekleştirmek için çok şey politikacıların önüne geliyor. Bunu sizinle, bu meseleleri el ele vererek, gelecek iyi günler için birlikte çözmemize sıcak bakmanı istiyorum.

Sizin ve Rusya Hükümetinin tekliflerini bekliyoruz.

Saygılarla.

Covhor Dudayev

Çeçenistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı"

Bu mektuba ve bu çağrıya cevap vermeyen Yeltsin, Dudayev şehid edildikten sonra âdeta şahlanan savaş karşısında işin pahalıya mal olduğunu görecek ve Dudayev'in arkadaşlarından, 2005 yılında şehit edilen halefi Aslan Maşadov karşısında Moskova'da barış şartlarını görüşmek üzere bizzat masaya oturmak zorunda kalacaktı.

Koca şehid Dudayev, Devlet Başkanı olduktan sonra rahmetli Alpaslan Türkeş'le de görüşmüş, görüşmede bâzı arkadaşlarımız gibi bana da bulunmak nâsip olmuştu.

Ülkemiz için hayati önem taşıyan ilk büyük proje Bakü,Tiflis, Ceyhan boru hattının gerçek gizli kahramanlarının bu iki lider olduğunu da bu buluşmada görmüştük.

O sıralar Hazar Petrollerinin dünyaya açılması planlanmış, bu konu için büyük devletler ve büyük tröstler işin içine girmişler güzergâh tartışıyorlardı.

Türkiye de bir proje sunmuş, Bakü-Tiflis-Ceyhan'ı gündeme getirmişti. Ancak Türkiye bu işten para kazanmasın diye işin içine sokmak istemeyen ulusal petrol şirketleri ile büyük devletler Kafkasya üzerinden farklı projeler geliştirmişlerdi.

Tam bu arada Türkeş devreye girmiş; kendisine, "Efendim yeryüzünde sizin yapamayacağınız hiç bir şey yoktur, bizim yapmamız gereken Kıbrıs dahil bir şey var mı? Emrinizi bekliyorum"  diyen Dudayev'e, Alpaslan Türkeş aklından geçenleri paylaşmıştı. O'na  Hazar Petrollerinin dünyaya açılması için proje yapıldığını kendisinin de bununTürkiye üzerinden gerçekleştirilmesini istediğini, dolayısıyla  Kafkaslar'dan petrol boru hattı döşenmesini engellemesini istemişti.

Gücünün zirvesinde olan Dudayev derhal bütün dünyaya "Hiç kimse Kafkaslar'da bir metre boru döşeyemez, anında havaya uçurur ve bedelini ödetirim" diyerek basın yoluyla mesaj vermişti.

Bunun üzerine tröstler, çaresizlik içerisinde, rafa kaldırdıkları Baku-Tiflis-Ceyhan'ı tekrar masaya yatırmışlar ve proje hayata geçmişti.

Vasiyeti üzerine Dudayev'in kılıcını Alpaslan Türkeş'e teslim etmek üzere, onun yerine devlet başkanı olan Aslan Maşadov Türkiye'ye gelmiş, ancak Dudayev'den kısa bir süre önce vefat eden Alpaslan Türkeş yerine, oğlu Tuğrul Türkeş'e takdim etmiştir.

Mekânları cennet olsun inşaallah.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23