• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halit Kanak
Halit Kanak
TÜM YAZILARI

Srebrenitsa Soykırımı ve Avrupa’da katliam (11 Temmuz 1995)

11 Temmuz 2020
A


Halit Kanak İletişim:

Herşey 11 Temmuz 1995 tarihinde Ratko Miladiç'in Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilân ettiği ve savunmasız insanların sığındığı Srebrenitsa'yı teslim aldığı gün bütün öfkesiyle söylediği "Nihayet bu topraklarda Türklerden intikam alma zamanı gelmiştir" sözüyle başladı.

O gün Srebrenitsa, Sırp Ordusu tarafından uzunkuşatmanın ardından Ratko Miladiç komutasındaki Sırp askerlerce ele geçirilmişti. Ele geçirildi demek de doğru değil, Birleşmiş Milletler tarafından teslim edilmişti. (Hollanda'da yayın yapan Kanal 2 televizyonu Srebrenitsa’daki katliama BM'nin seyirci kaldığına dair belgeler yayınladı. En ilginci Hollanda Savunma eski Bakanı Joris Voorhoeve'nın ifâdesine göre koalisyon ülkeleri Srebrenitsa’da soykırım yapılırken aralarında bir gizli anlaşma yaparak hava operasyonu yapmama kararı almışlar. Eski Savunma Bakanının görüşü, "Eğer BM Srebrenitsa’da hava desteğine izin vermiş olsaydı bu katliam yaşanmazdı" olmuştur.) 

Ve o gün itibariyle Srebrenitsa'da büyük bir katliam başladı.

Önce anons edilerek evlerin boşaltılması istendi. "Kimseye zarar verilmeyecek" sözü sürekli tekrarlanıyordu.

Meydana toplanan erkeklerin bir kısmı otobüslerle, bir kısmı yaya olarak katledilmek üzere şehir dışına çıkartıldı. Sonra kadın ve çocuklar.

Sıra korkuyla evlerindekapılarını kilitleyerek kalanlara gelmişti. Kapılar tek tek kırıldı tek canlı kalmayana dek katliam yapıldı.

Zâten akümülatör fabrikasına can havliyle kendini atanlar çoktan yakılmıştı.

Dağ yolundan güvenli bölgeye kaçmaya çalışanları ise ormanın içinde ayrı bir tuzak bekliyordu. Kurtulanların takip ettiği yol, her sene onların anısına üç gün süren yürüyüşle yeniden geçiliyor.

Katledilenler toplu mezarlara gömüldü. Sonradan yeri anlaşılabilir endişesi, cenazeleri parçalayarak karma halinde iş makinaları ile başka bilinmeyen yerlere götürmelerini sağladı.

Bu soykırımı Avrupa izledi, Birleşmiş Milletler izledi, insanlık izledi. İzlemekle kalmadı kutlamalar ardı ardına geldi.

Srebrenitsa’da silahların ölüm kustuğu günlerde, BM'nin Mısırlı Hristiyan Kiptî Genel Sekreteri Butros Gali şehri Miladiç'eteslim ettiği ve Müslümanların karşısında yer aldığı için büyük bir törenle "Uluslararası Anlayış ve Sosyal Başarı" ödülünü alıyordu.

Tıpkı savaşın başından beri Sırp milislerinyanında yer alan ve yapılan katliamı "Boşnaklar önce birbirini öldürüyor, bombalıyor, sonrada bizi öldürüyorlar diye feryat ediyorlar" diyecek kadar canavarlaşan Avusturyalı yazar Peter Handke'nin Nobel Barış Ödülünü aldığı gibi.

Evet, Srebrenitsa’da 8 bin 372 Müslüman Boşnak, Sırplar tarafından hunharca şehid edildi. 

Aradan geçen 25 yıla rağmen ne Srebrenitsa’nın acısı dindi nede bizlerin.

Bilge Lider Aliya İzzet Begoviç "Bu katliamı yapanları affedebilirsiniz ama kesinlikle unutmayın" demişti, dediği gibi oldu.

Bosna'da Müslümanlara yapılan soykırım hafızalara kazındı öylece kaldı.

BU DURUMA NASIL GELİNDİ

Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek, Karadağ ve Makedonya'dan meydana gelen Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra, Hırvatistan ve Slovenya 25 Haziran 1991'de bağımsızlıklarını ilân ettiler. 

Yetmedi Hırvatlar 18 Kasım 1991'de Bosna-Hersek Hırvat Cumhuriyetini, Sırplarlarda 9 Ocak 1992'de Bosna Sırp Cumhuriyetini ilân ederek Bosna-Hersek'i aralarında paylaştılar.

Bu durum karşısında kendi topraklarında yine birilerinin boyunduruğu altında yaşamaya mahkum edilen Boşnaklar ise, 1 Mart 1992’de Aliya İzzetbegoviç önderliğinde yapılan referandumla Bosna-Hersek'in bağımsızlığını ilan etti.

Bağımsızlık kararı ABD, Batılı ülkeler ve BM tarafındanda kabul edildi. 

Ancak bu durum Sırpları mutlu etmedi. Hâmileri Rusya'nın desteğiyle bölgedeki Boşnakları imha ederek daha fazla toprak edinmek için saldırıya geçti. 

Kısa sürede Boşnak şehirlerinin pek çoğu işgal edildi.

Birleşmiş Milletler, genel sekreter Butros Gali vasıtasıyla güyâ Bosna’da sivil halkı korumak için altı yerleşim birimini Boşnaklar için güvenli bölge ilân etti. (Tıpkı Suriye'de yapıldığı gibi önce güvenli bölge ilân et, mâsum sivilleri topla, sonra kuşat ve imha et) Srebrenitsa da onlardan biriydi. Güvenli bölge ilan edildikten sonra şehrin 25 bin civarı olan nüfusu 60 bini geçti. 

Sırp zulmünden kaçanlar Srebrenitsa’ya sığınıyordu. Tâbi güvenli bölgeye girerken elindeki silahları teslim etmek zorunluluğu vardı. Müslüman Boşnaklar da bu kurala uydu. Herhalde, koskoca BM kendilerini koruyamayacak değildi ya. 

Boşnaklar kuşatma daralınca, en azından bu silahların iade edilmesini istediler ama kabul ettiremediler. Kendilerini korumakla görevli Hollanda Dutchbat Taburunun Komutanı Karremans bu teklifi reddetti. Dolayısıyla tamamen savunmasız kaldılar.

1995 Temmuz’unda Sırp güçlerinin komutanı Ratko Miladiç 1425 gündür kuşattıkları Srebrenitsa’da şehrin güvenliğini sağlayan Hollandalı Birleşmiş Milletler askerlerinin komutanı Thom Karremans'tan şehri içindekiler ile birlikte teslim etmesini istedi.

Karremans, Müslümanların haykırışlarına yalvarmalarına, gözyaşlarına rağmen şehri, BM askerlerinin yaşadığı kamptaki beş bin kişiyle birlikte Sırplara hem de, "uzun bir hayata" temennisiyle kutlama kadehlerininhavalarda uçtuğu törenle teslim etti ve bu konuyla ilgili hiç yargılanmadı.

Sırpların, Ratko Miladiç komutasında Zvanko Bajagiç ve Antonis Mitkos'la birlikte Srebrenitsa’ya girmesiyle insanlık tarihinin gördüğü en acı olaylardan biride başlamış oldu. Şehirde genç, yaşlı, kadın, erkek demeden önlerine gelen herkesi öldürmeye başladılar.

Sırplar, sivil halkı ormanlık alanlarda, fabrikalarda ve depolarda katletti. Bir kısmını Drina Nehrine attılar.

Ormana sığınanları dâhi ele geçirmek için, yakaladıkları ailelerine ismiyle "geliiin Sırplardan korkmayııın biz buradayııız" diye orman içlerine doğru bağırttırdılar. Ailelerinin bu çağrısına kulak veren ormanda saklanmış bâzı gençler, katledilmiş cesetlerin yanından geçerek katillerine teslim oldular.

Acımasızca kurşuna dizilen Boşnaklar, toplu mezarlara gömüldü. 5 gün boyunca devam eden katliamda 8 bin 372 Müslüman şehid edildi. 

Bu olaydan sonra Aliya'nın düzenli ordususavunmadan taarruza geçmiş ilerlemeye başlamıştı ki, Sırpların artık yeni toprak kazanamayacağını anlayan BM yine devreye girerek ateşkes ilân etti.(Tıpkı Libya'da sergilenen oyun gibi. Hafter saldırırken bütün dünya arkasında, kaybederken âcil ateşkes çağrıları. Ancak, artık bu tuzaklara düşmeyen bir Türkiye var.)

ŞEHIT CENÂZELERİNİN BULUNMASINDAKİ MÛCİZE

Sırp askerleri, cesetleri yakarak ve parçalayarak tanınmaz hale getirerek onlarca toplu mezara gömmüş, peyzaj çalışması dâhil yerlerini ustalıkla gizlemişlerdi.

Bu nedenle Srebrenitsa’da şehid edilenlerin yeri yıllar geçmesine rağmen tesbit edilemiyordu.

Yakınlarını kaybedenlerin uzun arayışları sürerken Allah'ın (c.c.) mûcizesi yetişti. Allah-û Teâlâ (c.c.) bir bahar günü, o zamana kadar görmedikleri bir çiçekle karşılaştırdı insanları.

Şehidlerin izini arayanlar, ikinci baharda yine aynı çiçekle ve mavi kelebekle karşılaşırlar. Artemisia adı verilen çiçek yalnızca belli bölgelerde çıkıyor, mavi kelebekler ise çiçeklerden ayrılmıyordu.

Nice sonra anladılarki, minerallerle beslenen bu çiçek, değişik bölgelere gömülen toplu mezarların üzerinde bitiyor ve mavi kelebekler de kendilerine yol gösteriyor.

Mavi kelebekler çiçeklerle, çiçekler 300 toplu mezarda 3730 cenâzeyi yakınlarıyla buluşturdu. Şehidlere âit bu cenâzeler uluslararası mahkemelerde delil sayıldı ve soykırım kararı çıktı. 

Sırbistan'ın teslim ettiği savaş suçlusu 45 Sırp müebbetlerin dışında 699 yıl hapis cezası aldı. Mahkeme Başkanı Almiro Rodriguez Dâvâ Kararını okurken, "Srebrenitsa’da soykırım işlendiğini iliklerime kadar hissettim" diyecektir.

Ortak kanaat şudur ki o dönem Türkiye bu kadar güçlü olsaydı bu soykırım yaşanmazdı.

Mekânları Cennet olsun inşaallah..

Şu anda gelinen nokta, Türkiye’ninde gayretleriyle (Yeni Pazar - Saraybosna arası yaptırılan yol, Sırbistan’ın gelişimine katkı sağlayacak işbirliği protokolleri hatta pandemi döneminde yapılan yardımlar) iyi yürüyen ilişkiler ve Sırbistan'ın başında Kosova'nın bağımsızlığını tanıyacağını söyleyen bir Cumhurbaşkanı var. Bakalım gelişmeler neyi gösterecek.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

insanoğlu

Allah mekanlarını cennet eylesin, onları yalnız bırakmayalım....avrupa adaletsizliğinmerkezidir.

ATABEY

RAHMETLİ MEHMET ŞEVKET HOCAM BİR YAZISINDA, BOŞNAKLARIN MARUZ KALDIĞI KATLİAMLARIN SEBEBİNİ; BOŞNAKLARIN, KIZLARINI ALLAH'IN CC EMRİ HİLAFINA, KAFİR SIRP ERKEKLERLE EVLENDİRMELERİ OLARAK BELİRTMİŞTİ.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23