• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hasan Aksay
Hasan Aksay
TÜM YAZILARI

23 Haziran İstanbul seçiminin çizdiği tablo!..

01 Temmuz 2019
A


Hasan Aksay İletişim: ,

23 Haziran seçimi, bütün tazeliğiyle göz önündedir. Kılıçdaroğlu, bu seçim,Cumhurbaşkanı seçimini de içine alacak CHP başarısı diyor. Bu seçim, İstanbul seçiminin çeyreği bile değil. Aşırı bir dış destek ve çaresizlik ittifakı. 

Çalıntı olduğu bilinen ilk seçimden, neden tersinefark yaptı? Seçimin neticesi baştan beri o kadar belliydi ki, İmamoğlu da, durumu görüyor, “Bir dönem daha Beylikdüzü’nde kalmak istiyorum” dediği yazılıyordu. Kemal Bey evinde ziyaretle kabul ettirdi. İzmir’de Kocaoğlu ibretti. Nasıl kabul etmesin?

 Devlet kuran, devletsiz yaşayamayan milletler, tarih şuuruna sahiptir. Yani, günü, geçmişiyle beraber düşünerek karar verir. Çünkü, devlet ve tarihi yapan, insani değerlerledir. İyiliği görüp yaşatmak, tarih ve devlet bilincinin yapı esasıdır. İstanbul, geçen asrın sonunda nasıldı? Bugün nasıl? Kim ne yaptı? 

20. ASRIN SONUNDA 

İSTANBUL’UN FOTOĞRAFI:

20. Asrın sonundaİstanbul zordaydı. İhmal ve bakımsızlıktan hayat damarları kurumuş ve kuruyordu. Sahipsiz, kimsesiz, kolu kanadı kırılmış, yara bere içinde adeta sokakta kalmış bir çocuk gibi ağlıyordu. İstanbul aşıklarını ağlatıyordu? 

Altın gerdanlığı olan Haliç’de, pislik, adacıklar oluşturmuştu. Pis kokudan, sahillerinde yürünmez durumdaydı. İstanbul halkı, sadece çaresizlik hissediyordu. Tankını tamir edemezken, bu pislik deryası nasıl temizlenecekti?

Musluklardan su akmıyordu? Yalova’dan tankerle su taşımaktan başka kuyu açmak gibi tedbirleri de yetersiz kalan Belediye yetkilileri, çaresizdi. Mahallelerde kadın, çocuk, insanlar, yanlarında bidonlarla, su tankeri bekleyen uzun kuyruklar oluşturuyordu. Tankerdeki su bitiyor. Sona kalanlar, boş bidonla dönüyordu?

İki de bir çöpler toplanamıyor. Koku bir tarafa, hastalığa davetiye oluyordu.

İstanbul’u yeşillendirmek şöyle dursun. Mevcut ağacı korumak marifetti.

Şehrin ana ulaşım vasıtaları, Osmanlı’dan kalma tünel, yani, dünyanın en eski metrosunun ikincisi. Tramvay ve vapurdu.

DENİZ ALTI VE ÜSTÜ YOLLARLA, 

KITALAR, İSTANBUL’DA BULUŞTU:

Pis kokuda boğulan, içecek su bulmakta zorlanan İstanbul, köprüler ve deniz altından Yüksek Hızlı Tren ve oto yollarla, ne oldu da, kıtaları buluşturan İstanbul oldu? En büyük Hava Alanı yaptı. Başarıyla işletiyor. Halbuki Ana Muhalefet CHP, kalkınma hamlelerine, şiddetle karşı çıktı? Çıkıyor. Demokrasi şük barajlı seçim sistemiyle, son yıllarda ülkeleri, kısa ömürlü koalisyonlar ve istikrarsızlık içinde boğarken, Türkiye, bu işleri nasıl başardı? Ve başarı devam ediyor?  

20. asrın, çeyrek asrı, CHP’nin tek parti iktidarı. Son yarım asrı demokrasi diye bilinir. Gerçek, biraz farklı. CHP ve Celal Bayar ortaklaşa, “Atatürk’ten farklı, Batı’nın İslam’a bakışına uygun, “Kemalizm” imajı üretti. CHP, bu imajla, darbeler ve iktidarlar üzerinde yer aldı. Anayasa ve Partiler kanunu, “Partiler ticaret yapamaz” diyor. CHP, banka sahibi? CHP çizgisi dışına çıkabilen, Erdoğan’dan önce, sadece üç lider var; Menderes, Özal ve Erbakan. Bunları niçin söylüyorum, CHP, ülke ve millet için önemli bir şey yapmadı ve yaptırmadı. 

Menderes, Vatan ve Millet caddelerini, sahil yolunu, Aksaray ve Beyazıt meydanlarını açarken neler çekti? Boğaz Köprüsü; Fatih Sultan Mehmetve Yavuz Sultan Selim Köprüsüne, İstanbul Hava Meydanına karşı CHP’nin nasıl direnmek istediği hafızalardadır. Bu konuda MARMARAY açılışına dost ülkelerden devlet başkanları katılırken, Kılıçdaroğlu, Ankara Tandoğan’da aleyhte miting yaptı.  

İmamoğlu, seçim itirazı, yargıda iken yetkisiz mazbatayla, Diyanet İşleri Başkanlığınca 37 yıldır yapılan, “İstanbul Kültür ve Kitap fuarını” iptal etmesiyle, CHP’nin, “Yapma değil yıkma” ilkesine uyumunun, reklama varan güçlü ifadesini sergiledi.

BU SİYASİ ATMOSFERDEN İSTANBUL, 

NASIL KURTARILDI? 

Recep Tayyip Erdoğan Şehremini oldu. CHP’nin, “Yapamazsın” direncine bakmadan, “Özürlü evladın, derdini dert edinen bir anne gibi, ekibiyle beraber ümitsizliği yendi. İktidar oldu, “İstanbul” dedi. Çeyrek asır, İstanbul rüyası gördü:

Haliç, temizlenmişti. Adacıklar, koku yok artık. Yeni köprüler var üzerinde.

Dillerini, yağmur duasına kadar uzattılar. Ama, İstanbul’dasu derdi kalmadı.

Her sene yüz binlerce ağaç dikildi.

Yeni parklar açıldı.

Yollar, köprüler, ana caddelerin etrafı, sanki çiçek bahçesi oldu.

Kıtalar, deniz altı ve üstünden, Yüksek Hızlı Tren ve oto yollarla bağlandı, bağlanıyor. Allah’ın lütfuyla, ana şefkati, her derdin devası oldu. 

Bunlar, ne kendiliğinden oldu; ne de muhalefet desteğiyle?

Park sorunu, ulaşım. Daha yapılacak çok şey vardı? Planlar rafta kaldı? 

İstanbul’da gayretle, neler yapılabileceğini göstermiş ve başarılarıyla denenmiş olan bu kadrodan İstanbul alınmadı. İstanbul ilçelerinin büyük kısmı, yine Ak Partiye verildi. Ana kent belediye Meclisinin çoğunluğu Ak Partiye verildi. Bir gariplik olmak üzere de ekibin başı alınıp, bilinen ve denenmiş tarafı; seçim kampanyasındaki bir kısım yersiz söz ve tutarsız eylemleriyle tanınabilen bir şahsa verildi? Olay ve resim bundan ibaret!

Not: Vicdanların ölümü, insanlığın ölümüdür. Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan, Japonya’da, G-20 Toplantısında, dünyanın vicdanını uyandırıcı önemli konuşmasında, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Kaşıkçı cinayetlerinin araştırılmasını ve neticeye bağlanmasını istedi. İnsanlık vicdanının resmen ve hukuken uyandırılmasına yönelik bu talep, son derece önemlidir. Ayrıca dünyanın en güçlü kongresinde, ilk defa böyle insani bir konunun gündeme taşınmasının da ayrı önemi vardır ve açıktır. 

“Görelim Mevla neyler. // Neylerse güzel eyler.” 

Hamd Allah’a! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23