• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hasan Aksay
Hasan Aksay
TÜM YAZILARI

Savcı Kiraz’ın şehadeti ve uyarısı

06 Nisan 2015
A


Hasan Aksay İletişim: ,

Şehidimize Allah’tan rahmet, değerli ailesine ve ümmete baş sağlığı diliyorum.

  “Bir yerde bir insan açlıktan ölse, en yakındakilerden başlayarak herkes bundan sorumludur” diyor İslam. Milletimizin inanç ve tecrübelerini özetleyen bir atasözümüz de, “Arkadaşını şöyle, senin kim olduğunu söyleyeyim” der. Örnekleri artırmak mümkün. Bu konudaki hikmetli sözlerin ifade ettiği ortak nokta, toplum hayatı, bir canlı uzuv gibidir. Fertler, maddeten ve manen birbirini etkileyen, sorumlulukları paylaşması gereken bir bütündür. İnsan fıtratına, aklına, saadet ve selametine uygun olan, bu bakış ve anlayıştır. İnsanlar arasında güven, edeb, ahlak, fedakarlık gibi ölümsüz değerler bu anlayış ikliminde gelişir, huzur ve saadet böyle doğar.

İslam dışı, İslam’a düşman bir yer arayan materyalist düşünüş ve sistemler çıkarcılığa mahkûm. Çıkarcılık, insani yüceliği inkardır. Çıkmaz sokaktır. Toplumun güven ve huzuruna terstir. Adalet yerine, çıkarını koymak, ölümlü hayatı putlaştırmaktır. Bu düşünüş, fıtrat dışına çıkış, yokluk ve hiçlikte biter. Oysa insan, Allah’ın, bütün mahlukata üstün kıldığı, değersizliğe razı olmayan bir yüceliğe sahiptir. 

İslami değerlere düşmanlık, inançla yaşayan fedakarlık, sadakat gibi ölümsüz değerlerin kaybıdır. Çıkar ve zevkinden başka değer tanımayan insan canavarlaşıyor, hayvandan aşağı düşüyor. Bir piyango ikramiyesi, yılların ailesini yıkabiliyor. Kadın, kocasına; koca karısına karşı, korunacak imkan arıyor. Vicdan yok olunca, nimet de külfet oluyor. Ücretini alan terörist, ülkesini dinamitliyor. Heyhat ki heyhat!.. 

Anne babaya “Öf” dedirtmeyen İslam, bütün insanlığa ve her nimete karşı sorumluluk duygusu doğuruyor. İnsan, ihanetten, münafıklıktan kurtulup, samimiyet, güven ve fedakarlık ikliminde yaşama imkanı buluyor. Hamd Allah’a!..

İslamofobia iklimi, iman ve ahlak yerine çıkarı ve çıkar sağlayan etik görüntüyü koymakla, insana ruhunu ve yüceliğini kaybettiriyor. Bu değişim, parayı, sahtesiyle takastan bin beterdir. Çünkü, en üstün fıtratlı insanı, en aşağı atmaktır. Komşu ülkelerin, Kafkaslar’ın, dünyanın hali, “İbret alın!” diyor. Türkiye tekerinin, tümseği aşmak üzere olması, bütün düşman ve tetikçilerini harekete geçirdi. Bu son derece önemli bir seçim arefesinde olduğumuzu ve dağınıklığa düşmememiz gerektiğini ihtar ediyor.

Bir kısım medya ve şahısların,   üzülme yerine, terörden, canilerden yana tavır koymaları nedir? Tam bir utanmazlık ve vicdansızlıktır. Ama, terör ve kaostan çıkar bekleyenler, “Bir adım daha attık” diye seviniyorlar. Şimdi milletçe öncelikli meselemiz, bu seçimlerde, millet arabasına, tümseği aşacak gücü kazandırmaktır.   

Çıkar temeline dayanan kapitalist ve komünist düşünce ve sistemler, insana yarar değil zarar veriyor. Sistemleri, “Başkasına zarar verme! Kanunlara uy! Yeter. Özgürsün, her şey serbest!” diyor. Yanlış! Ferde zarar, topluma da zarardır. “Esrar satıcısı değil, içicisiyim” diyor. Ala. Oysa içiciler, ticaretini doğuruyor. Yasak, tacirin kârını artırıyor. Netice?  “Birine içici; diğerine satıcı” diyen ayrı bir iş sahası ve ticaret doğuyor. 

Saçma da olsa düzenini emek vererek kuran kapitalist ve komünistler, kurdukları sisteme sahip oluyor, uyguluyorlar. Üstünlükleri burada. Kanun ve sistemlerini tercüme ederek, tersiz kazananlar, gevşek uygulayıp, uyuyorlar. Felaket burada. Avrupa’da polis, “X- Ray’dan geç!” diyecek, “Ben avukatım. Baro başkanımın emri, kanun nizam tanımam” diyeceksin? Böyle bir ilkellik düşünülebilir mi? Bir de Taksim belası var. Yine malum sendika, “Ben Taksim’de meydan okuyacağım” diyor? 

Şimdi şehit savcımızın, emniyete saldırı vahşetinin, Taksim ilkelliğinin, hal olarak çağrısı ve ibretiyle, millet ve devletçe sorumluluğumuz ve ÇÖZÜM: 

Bu seçimde, istikrar hükümetine,ülkeyi darbe anayasasından kurtaracak, yeni ve yerli bir anayasa yapacak çoğunluğu, gücü vermektir. Bu, tarihi sorumluluktur. 

Ulaşım ve iletişimle küçülen dünyada, seçimlerin, ekseriyet sisteminden, D’Hond seçim sistemine doğru kayması, barajın fazla aşağı çekilmesi, milleti, çok küçük gruplara parçalamaktadır. (Suriye’de, Esat’a karşı savaşan 1500’e yakın grup olduğundan söz ediliyor. Başarıyı geciktiren, zorlaştıran bu tozlaşmadır)TBMM’de fazla dağınıklık zaman ve kalite kaybı doğurmaktadır. Bu bakımdan, anayasada değişiklik imkansızlaşmamalı, mümkün kılacak bir sayı olmalıdır. Seçim, bu ihtiyacı da dillendirmelidir. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23