15 Temmuz Şehitleri Kitabı
Bu Vatan Kimin?
“İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.
•
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.” Orhan Şahin Gökyay.
•
Bu haftaki eserimiz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşlarından Kültür AŞ’nin hazırladığı “15 Temmuz Şehitleri” isimli kitap.
Eseri M. Davut Göksu ve Nevzat Yıldırım hazırlamış. Vatan ve din şehitlerimizin ailelerine ulaşarak, hem şehitlerimizi hem ailelerini anlatmışlar.
Üçüncü kez istiklalimizin; silahsız, tanksız, topsuz, bombasız, sadece imanları ve imanlarını taşıdıkları göğüsleriyle kazandıkları ve kazandırdıklarının destanı olmuş.
Her biri, 15 Temmuz akşamı evlerinde, komşusunda veya çeşitli ziyaretlerde bulundukları sırada, vatana ve millete ihanet kalkışması haberini alır almaz, yalnızca “şehit olma duygusuyla” yanında bulunanlara veda edip, can verme sırrına ermişlerdir.
Şehitlerimize ve ailelerine baktığımızda hepsinin ortak özelliği şu:
“Bu topraklardan başka gidecek yerleri olmayan, topraklarımızı vatan bilen, dini ve milli değer yargıları uğruna yaşayan; “Tek Millet, Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Bayrak” ilkesinin isimsiz savunucusu ve kahramanları olmaları.
İnancımız gereği, Rabbimiz şehitlerimizden razıdır. İnanırız ki, yerleri Cennet-i âlâdır. Her birinin ruhu şerifi için birer Fatiha gönderelim.
Hangi şehidimizin hayatını okusanız, yüreğiniz ağzınıza geliyor. Ankara’nın şehitlerinden Mucip Arıgan’a yer verelim.
Mucip, Keçiören’deki evinden Genelkurmay’a gider ve ağabeyini oradan arayarak;
“Ağabey buralar karışık, tanklar arabaları eziyor, helikopter ateş ediyor, sen de gel” dedikten sonra “Allahuekber” diye bağırıp, “Vatan için canım feda olsun” sesi duyulur.
Gece üçbuçuk civarında Mucip’ten şehit haberi gelir. Mucip, atılan bombalardan şarapnel parçasıyla şehit olur. Kafasının arkasından, ensesinden, bir de belinden vurulur.
Ve Mucip’in özel durumundan bir bilgi: “Kolon kanseridir Mucip. Tahliller, doktorlar, hastaneler sonucunda teşhis konulmuş ve ameliyat başlayacakken…
•
Kitabın ilk sayfalarından birisinde üzerinde kan damlaları bulunan bayrağımız var ve şu not düşülmüş: Şehit Hüseyin Kalkan’ın kendi kanı ile ıslanan bayrağı.
Hüseyin Kalkan’ın da şehit olduğu andan bir not:
“Yer Ankara Emniyet Müdürlüğü önü. Karşısındaki darbeci albayın ‘VURUN’ talimatına tekbir getirerek meydan okuyor.
Elektrikler kesilip tanklardan yaylım ateşi başladığında, Hüseyin Şehadetin burçlarına, namluların ucundan çıkan beş kurşunu göğüsleyerek çıkıyor ve elinde kendi kanıyla sulanan bayrağıyla şehit düşüyor.
Her şehidimizin hayatı birbirinden ilginç olduğu gibi yine her birinin şehit oluş anları da çok farklı. Tek ortak yanları çelik gibi duran “Vatan ve Din” sahipliği.
Rabbim devletimizi ve milletimizi her tür musibetten muhafaza eylesin!
Eser hakkında: Kültür AŞ. 0212- 467 07 00