• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Aslını İnkâr Eden

30 Nisan 2019
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Dünya kültürleri içerisinde bizimki kadar güçlü bir sözlü kültür medeniyeti yoktur. Sadece atasözlerimiz dahi hayatımızın bütününü yönlendirmeye yetecek durumdadır.

Bir insanın bunu anlaması için kendisini topraklarına, devletine, milletine köklü bir aidiyet duygusuyla bağlı olması gerekir.

Yine dünyanın hangi toplumunda olursa olsun, aslını inkâr eden yahut reddedenler, yerkürenin hiçbir noktasında kabul görmez ve ancak sığıntı olarak kalırlar.

Erenler buyurmuşlar ki; “Asil azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır” demişler.

Yani karakteri edepli ve erdemli kimseler; vakurlu, onurlu, hürmetli ve vicdanlıdırlar. Geçmişlerini, ailelerini, soylarını inkâr etmez, sahiplenirler.

Kendinden, aslından, toprağından, ailesinden, nutfesinden kopan-koparılan her canlı varlık, elbette kendisi olamayacak ve başkalarına benzemek isteyecektir.

Yine irfan sahipleri der ki:

“Aslını inkâr etmek, bir düşünce veya fikir değil; başıboşluk, şüphe, endişe ve hezeyanlarla sersemleyerek yaşanılan bir ömrün bilançosudur.

Bu hal, kişinin kendisini vazgeçilmez zannetmesidir. Kendileri olamayıp, inkârlarını benimseyen kimselerin müracaat edecekleri tek adresleri vardır. Batı ve Batıcılıktır.

¥

Bu hakikati, Kemal Tahir’in 1935 yılında yazdığı bir mektubundaki şu cümlelerle kaydedersek, belki daha iyi anlaşılabilir.

Kemal Tahir ifadeleriyle her ne kadar kendi durumunu anlatsa da bugüne tam uymaktadır. Kemal Tahir, Batı’yı ve Batıcılığı sevmeyen bir mütefekkirimizdir. 

“Yarım yırtık bilgili kafama birçok kocaman mesele yığdırdılar. Kant, Dekart, Engels, hatta Marks bomboş kafamda koşmaca oynuyorlar.

Demokrasi, Liberalizm, Komünizm, Bolşevizm, Faşizm, Hitlerizm, Emperyalizm fır dönüyor etrafımda. Gözleri yeniden açılan anadan doğma bir kör gibiyim”.

¥

Günümüzdeki Batıcılar ve Batılda ısrar edenler, Kemal Tahir’in ta 1935 senesinde reddettiği çürümüşlüğe can simidi gibi sarılmakta ve içinde beslendikleri topluma karşı muhalefetlerini sergilemektedirler.

Akıl denilen büyük nimetin işe yaraması ve kullanılabilmesi için Allah insana bir de muhakeme ve muhasebe kabiliyeti ikram etmiştir.

Bu kabiliyeti kullanabilen her insanımız bilir ve inanır ki, Batılı olmayan bir toplumun, kendi benliğinden büsbütün sıyrılarak başka bir toplum olmaya çabalaması, imkânsızı zorlama halidir.

Böyle bir hakikatin anlaşılması çok zor olmasa gerek. Zerre kadar da olsa; tarihimizi, kültürümüzü, inanç kodlarımızı anlayabilen, idrak edebilen, düşmanca bakmak yerine dostça bakabilen her insanımız, milletimizin Batılı olamayacağı gerçeğini görür ve kabul eder.

¥

Ezcümle:

Kemal Tahir’e göre Batılılaşmaya çalışmak, Batı’yı kopyalamak ve kalıp halinde kendi toplum yapımıza uygulamak, temelsiz başlayıp temelsiz devam eden bir harekettir. 

Kemal Tahir, Batılıları namussuz bir soyguncu çetesi olarak görür. Kendi medeniyetini ve uygarlığını reddederek, Batı uygarlığına girme çabalarını da bu soygun çetesine katılma arzusu olarak belirtir.

Batıla hasret aslı inkâr değil midir? 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23