• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Barışa Yön Veren Değerler

30 Temmuz 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bu haftaki kitabımız Beyan Yayınlarından. Eserin adı, “Barışa Yön Veren Değerler”. Yazarı ise Bayram Karaçor.

Galiba günümüz insanlığı, “Barışa Yön Veren Değerleri” maddi âlemde ve maddi planda arıyor. “Barışalım” derken sürekli “kavga” ediyor-ediyoruz.

Barışa yön verebilen değerlerin öznesini maddede arayan insanlık, büyük yanılgılar içerisinde girdaptan girdaba düşerek barış kavgayla arıyor gibi.

Çünkü dünyada ve ülkemizde hemen her toplum, kendi ekseni etrafında barış isterken bile kavga ediyor. Gerçi bu hal, toplumların en küçük birimi olan ailelerde de böyle.

Ailede barış sağlanamazsa, toplumda nasıl sağlanabilir? Nihayetinde toplumu oluşturan da ailelerdeki bireyler değil mi?

Bireyselleşen, bencilleşen, nemelazımcı olan insanımızın barışı da elbet; bireysel, bencil ve nemelazımcı olur ve Önce Ben-Hep Ben” kısır döngüsünden kurtulamaz.

Barış istemek veya hak etmek, ancak bu kıskaçtan kurtulanlar hakkı olsa gerektir.

Böyleleri barışı bekleyen değil, dünya ve ahirete nefisleri yerine kalpleriyle bakarak barışa el uzatan kimselerdir.

¥

Sözün burasında eserin yazarı Bayram Karaçor ne diyor ona bakalım:

“Allah tarafından güzel bir kıvamda yaratılmış insana, akletme kabiliyeti ve destekleyerek yol gösterecek ilahi mesaj ikram edilmiştir.

Yeryüzünde yaşanabilecek tüm imkânlar ona sunulmuştur. İsterse yeryüzünün mimarı olur ve orayı huzur, güvenilir ve yaşanabilir bir mekân haline getirir.

İsterse bencil hayatın tercihiyle kaosa göz yumar ve ahiretteki karşılığı önemsemez.

İnsan, diğer canlılardan farklı ve üstün kılınmıştır. Ondan istenilen; iyi insan olması ve ölümden sonraki dirilişte, tercihini verilebilir hesaptan yana yapmasıdır.

İnsan başıboş yaratılmadığı için oradan oraya savrulan bir menkul kıymet değildir.

Eğer aklederek hayatını yönetemezse; bozguncuların elinde hem meçhul hem de menkul bir nesneye dönüşebilir”.

¥

Evet, insanoğlu “kalp-akıl” salibidir. Dümeni kilitlenmiş gemi gibi dalgaların meçhul kıyılara sürüklediği bir cisim değildir.

Böyleleri serseri mayın gibi nerede ve kime hizmet ettiklerini umursamadan yaşar ve yine nerede ne zaman kendilerine yahut topluma zarar verecekleri bilinemez.

Kitapta bu hususta önemli bir örnek verilmiş ve şöyle denilmiş:

“Ebu Leheb, kendisinden borç para almış birisine; ‘Git benim yerime savaş, borcunu sileyim’ der.

Kiminle hangi ilişkiye girdiğinizi önemsemezseniz; İngiliz ordusunda Müslümanlara karşı, Hitler’in ordusunda Ruslara karşı, komünistlerin safında faşizme karşı savaştırırlar. Müslüman kisvesiyle Müslümanlara karşı darbe kalkışması yaptırırlar”.

¥

Ezcümle:

Bizim irfan kültürümüzde kişinin kendisini bilmesi evvel şartlardandır. Bu sebeple iç muhasebe tavsiye edilir:

İç muhasebe; dışarıya gözünü yummaya, münzevi veya mistik bir tercihe işaret etmez. Şeytanın yattığı yeri ve durduğu safı bilebilmek için hazırlıklı olmak demektir. Gerisi kitapta!

¥

Eser hakkında: Beyan Yayınları; 0212-512 76 97

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23