• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Bir Kere Daha İğne Deliğinden Deve Geçti

02 Ağustos 2016
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

“İğne deliğinden deve geçer mi?”

Seksenli yılların ikinci yarısında, Kahramanmaraş şehrimizin istiklalini anlatan bir sinema filmi yapılmıştı.

Senaryosunu rahmetli Tarık Buğra’nın yazdığı filmi, ticari bir gayeden ziyade memlekete ve millete bir armağan olarak ve üçü de rahmetli olan Yücel Çakmaklı, Tolgay Ziyal ile Tuncay Öztürk çekmişti.

Bu dört isimle birlikte vatanımız uğruna şehit olan bütün kahramanlarımıza okumak isteyenler birer Fatiha gönderebilir.

Filme emeği geçenlerin içerisinde benim de hatırı sayılır katkım vardı. Filmin bir sahnesinde Kahramanmaraş’ın istiklaline dair tüm umutların kaybolduğu haberleri geliyordu.

Her kayıp haberi geldiğinde, cepheleri koordine eden komutan; dualarla, Yasinlerle sürekli; “sabır, azim, gayret, dayanma ve mücadele” emri veriyordu.

Bugün FETÖ terör örgütüne destek veren Haçlı ittifakının o günkü işgalcilerine karşı sürdürülen istiklal savaşı, öyle bir hal almıştı ki, son cepheler düşmek üzereydi.

Maraş yanıyor, köyler boşaltılıyordu, bu haberi getiren cephe komutanlarından Halil Bey, Mehmetçiklerimizin emir komuta merkezindeki amirine gelerek şöyle diyordu:

- “Efendim siz bize iğne deliğinden deve geçirtmeye çalışıyorsunuz? Hiç iğne deliğinden deve geçer mi?”.

Soruya verilen cevap:

- “Geçer Halil Bey oğlum geçer. Allah’ın lütfu ve keremiyle eğer insan isterse iğne deliğinden deve de geçer, dünyada geçer.”

Hakikaten Kahramanmaraş başta olmak üzere bütün yurdumuzdaki “Milli Mücadelemiz” veya “İstiklal Mücadelemiz”, iğne deliğinden devenin geçtiğini gösteren son zaferimizdi.

Meğer son olmayacakmış. Bir kere daha İstiklal Mücadelesi verecekmişiz. Bu sefer ki mücadele, dış düşmanları karşı değil, onların beslediği iç düşmana karşı verilecekmiş.

Üstelik bütün toplumu “dini-milli” değerlerle aldatan; yurtlarımıza, yuvalarımıza, işlerimize, evlerimize, kursaklarımıza kadar sinsice girip, bizi Haçlı dünyaya köle edecek müslim görünümlü ihanet çetesiyle mücadele edilecekmiş. 

Rabbim bir kere daha bizi; “vatanımızla, bayrağımızla, millet olarak birbirimizle, devletimizle ve dinimizle” imtihan etti.

Hamdolsun alnımızın akıyla, devlet millet kucaklaşması neticesinde iğne deliğinden deve geçti ve millet-devlet olarak istiklalimizi koruduk.

Kırk yıldır FETÖ terör örgütü tarafından nasıl gafil avlandığımızı gördük ama epeyce maliyetli oldu. Elbet maddi kayıplarımızın hepsi telafi edilir.

Biz “imece” ve “ahi” toplumuyuz, maddi yaralarımızı kimseye müdane etmeden sararız. Yalnız ne şehitlerimize ne gazilerimize vefa borcumuzu ödeyemeyiz.

Tesellilerimizden birisi şudur ki; şehitlerimiz, gazilerimiz ve ihanete dur diyen milletimiz, “izzetle ve şerefle” memleketlerine sahip çıkmayı sürdürürken, FETÖ terör örgütü mensupları, içeride veya dışarıda, yüzyıllarca bu zilletle yaşayacaklardır.

Ders kitapları, araştırmalar, incelemeler, romanlar, hikâyeler, şiirler, belgeseller, sinema filmleri, televizyon dizileri, müzeler, sergiler, konferanslar, seminerler, bu hakikatleri asırlarca nesilden nesle aktaracaklardır.

Tarih böyle yazacaktır. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23