• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Devlet Umuru Görmüş Olmak

04 Aralık 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

“Aşını, eşini, işini bil; Bin bilsen de bir bilene danış; bin dost az, bir düşman çoktur. Bir korkak bir orduyu bozar”. Oğuz Kağan.

¥

Akıl, her iş ve sözünde, “adil tasarruf sahibi” olanların büyük sermayesidir. Bunun için de tecrübelerden istifade etmek şarttır.

Bir devletin-milletin topyekûn kalkınabilmesi adına aranan şartlardan birisi, öncekilerin millet ve devlet yararına yaptıkları hizmet ve işleri geliştirip devamını sağlamaktır.

Atam Oğuz Kağan’ın da işaret ettiği gibi bir memleketin imarı; aşını, eşini, işini emanet bilip, sahiplenmesiyle olur. İflası da bunları bertaraf etmekle gerçekleşir.

Yanlış anlaşılmasın “Devlet Umuru Görmüş Olmak” derken, geçtiğimiz yıllarda veya şimdilerde oluşturulmaya çalışılan “akil insanlar” sınıfından söz etmiyorum.

Geçmişte bu gruplara dâhil kişi yahut kişilerin neler yaptıklarını gördük.

Güzelim memleketin gidişatını da bozdular. Kendilerini dahi yönetemeyen medya şişirmesi bir kısım kimseler, devleti ve milleti yönetenlere; “Hangi pastadan hangi payı ne kadar alabilirim” diyerek akıllarını değil umduklarını anlattılar.

Kısacası devletin de milletin de zamanını harcadılar. Devlete ne kadar masrafa mal oldular bilmiyorum ama neredeyse benden kesilen vergileri helal etmeyesim geldi.

İkbal beklentisi içerisinde hareket ederek, akıl ve fikirlerini o kadar çok kendilerine yontarak satanlar oldu ki, evlerini bile evirip çeviremeyenler, memlekete ve millete nizam intizam vermek adına, yönetime yönetim dersi verdiler. İşte yanarım da ona yanarım.

Yine sözü frenleyemedik. Geçelim.

¥

Efendim “Devlet Umuru Görmüş Olanlardan” kastım. Devlet hizmetinde 40-50 yıl bulunmuş üst düzey devlet adamlarının, emekli olduktan sonra köşelerine çekilmelerine müsaade edilmemesidir.

Tecrübelerinden istifade etmek için yönetenlerle yönetilenler arasındaki iletişimde köprü vazifesi görmeleri sağlanmalıdır. 

Sizce Osmanlı Devleti’nin sonuna doğru ayağına kimler çelme takmıştır?

Elbet bu sorunun öyle çok cevabı var ve o kadar çok sebep sayılabilir ki, ama önemli nedenlerden birini hatırlatalım.

Osmanlı idarecileri, bulundukları makam ve mevkileri koruma veya siyasi-şahsi çıkarları sebebiyle, devlet umuru görmüş kimselerin fikirlerinden ve tecrübelerinden istifade etmedikleri ve yenilik adına Batıcı zihniyetlilere yönetimi teslim ettikleri içindir.

Ve tabi bir de İttihat ve Terakkicilerin hâkimiyetinden sonra saray kadınlarının, “Harem” dairesinden “Selamlığa, Muayedeye, Mabeyne” çıkmaya başlayıp, buralarda paşa avcılığı yaparak, batan geminin son malları hesabı, istikbal ve ikbal beklentisi hırsıyla yanıp tutuşanları da çelme atanlara not etmelidir.

Bu hale pek çok örnek verilebilir. İsim isim yazıp mevzuyu dağıtmaya gerek yok. Aklı erenlerin değil, ermeyenlerin top koşturduğu google tarihçileriyle vakit öldürmemek lazım.

¥

Ezcümle:

Devletimiz ve milletimiz hesabına sancım var. Yönetenlerle yönetilenler arasındaki dengeye çelme atılmasına gönül razı gelmiyor. Söylediklerim bu yüzdendir.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23