• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Hiçbir kale dışarıdan fethedilmez

29 Mart 2019
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Dünya tarihi ve bizim tarihimiz böyle olaylarla doludur. Kaybedilen savaşların esas sebebi, kalelerin fethinde hainlerin, ihanetlerin, yıkanların içeriden olmasıdır.

Tarih boyunca on altı ayrı devlet kurmuş, dünyanın en büyük imparatorluğunu altı yüz yıl ayakta tutmuş bir milletin devlet tecrübesi, dış güçlerin tesiriyle zayıflatılabilir miydi?

Kendi toplumunun tarihinden, kültüründen, dini-milli inançlarından koparak, içinde yaşadığı milletinin değerlerine tam bir zıtlık içerisinde batıla sığınmak kalenin içten fethi değil de nedir?

Malum sıkça dile getirildiği gibi Türkiye kalesinin dört ana esası vardır.

“Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet” ilkesi, kalenin surlarıdır. Bu surlar dışarıdan zarar görmez, ancak içeriden zarar verilebilir.

Sadece surlardan birisinin zarar görmesiyle, diğer surların mukavemetinin zayıflayacağı muhakkaktır. Devlet-millet bütünlüğü açısından kalenin içindekilere fırsat vermemelidir. 

Batının ve içimizdeki Batıcı batılların topluma dayatmak istedikleri ve bu hususta ittifak ettikleri başlıca hedefleri, ülkemizin 90 yılda ancak yakalayabildiği birlik ve beraberliği ortadan kaldırmak ve eskiye döndürmektir.

Bunun için evlerimizde (eğer varsa) aile içi muhalefetten başlayarak, işimizdeki ve çevremizdeki şeytani planlara dikkat etmeli ve nefsimizle değil, aklımızla hareket etmeliyiz.

Aile bütünlüğümüz, devlet-millet kalesinin muhafazası demektir. Bizde aile parçalanınca her türlü bütünlük parçalanır. Kale kolayca tarumar edilebilir.

¥

Bizim inanç değerlerimizde devlet büyük bir varlıktır ve güçlü bir millet iradesi ister. Ayrıca inançlarımıza göre devlet-millet bütünlüğü, ahiret odaklı ve sonuçlu bir husustur.

Bizde devlet cumhur için vardır. Devletin cumhuru için olması, idarenin cumhurun emrinde olmasını gerektirir.

Biz devlet ve millet olarak bu esası çok zor yakaladık. Bir daha çarçur etmeye, üzerimizden gözlerini ve emellerini çekmeyen Batıya ve batıllara; “Biz yapamadık, siz buyurun” diyemeyiz, denilmesine de müsaade edemeyiz.

Bunun için de sandık başına gitmeden önce, evlerimizde aile bütünlüğünü -oybirliğini- sağlamak mecburiyetindeyiz.

Eğer sağlayamazsak ve her fert istediği partiye oy verebilir gibi bir boş vermişliğe müsaade edersek, bedelini sadece aileler değil, bütün bir millet olarak öderiz.

Geçmişte bunun çok örnekleri vardır. Nemelazımcılık hiçbir Müslümanın yanından geçmemesi gereken büyük bir hastalıktır.

Amentüsü sağlam insanlarımız pekâlâ bilir ve inanırlar ki, “ne ekersek onu biçeriz”.

Öfkelerimize, kızgınlıklarımıza, dargınlıklarımıza bakarak, geleceğimizi oylarsak, sömürülen ve kemirilen ülkelerin durumuna düşeriz.

¥

Ezcümle:

Türkiye Ak Parti iktidarına kadar hep dışarıdan model aradı ve hazır elbise olarak sırtına geçirdi, bedelini de yıllardır halk olarak ödedik.

R. Tayyip Erdoğan iktidarıyla birlikte kendi elbisemizi kendimiz dikmeye başladık. İşte savunmamız başta olmak üzere diğer icraatlar meydanda.

Yıkmak, eleştirmek kolay, yapmak zordur. Bari yapanların yanında olalım.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23