• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Hikâye Peşinde Koşan Padişah

25 Mayıs 2015
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bu haftaki eserlerimiz Kapı Yayınları’ndan.

İlk eser, “Hikâye Peşinde Koşan Padişah” üst başlığıyla, “Hâtem-i Tâî Hikâyeleri” ismini taşıyor.

Eseri hazırlayan Ahmet Özalp, “ölümsüz klasikler”sınıfındaki yerini koruduğunu söyleyerek, günümüz Türkçesiyle tam metin olarak hazırladığı Hâtem-i Tâî Hikâyelerinin, dünyada güncelliğini yitirmediğini, farklı biçimlerde sürekli üretilen bir klasik olduğunu ifade ediyor.

Hikâyeler, 13. yüzyılda Basra Padişahı Hâtem-i Tâî’nin, bir hikâyeyi öğrenebilmek için üç aylık mesafedeki Rey şehrine yaptığı yolculukla başlıyor.

Tabi padişah bu hikâyeyi öğrenebilmek için yine aynı mesafedeki beş ayrı şehre daha gitmek zorunda kalıyor.

Böylece cömert padişah Hâtem’in hikâye peşindeki yolculuğu, üç yıldan daha uzun bir zamana sürüyor ve yaşanılanlar hikâye boyutlarını aşarak bir destana ve romana dönüşüyor.

Hint sinemasında pek çok kez filmlere konu olan hikâyeler, ülkemizde ilk kez 1925 yılında bir kez yayınlanmış ve bir daha yayınlanmamış.

N. Ahmet Özalp’in günümüz Türkçesine çevirisiyle yapılan bu baskı, doksan yıllık değerbilmezliği sona erdirmiş oluyor.

Kapı Yayınları’ndan çıkan bir diğer eser ise “Kutlu Dağlar Ülkesi” üst başlığı ile “Göktürkler” ismini taşıyor. Yazarı Mustafa Çevik

Roman, Ergenekon’dan çıkarak Kore’den Karadeniz’e kadar uzanan coğrafyada bir devlet kurup, yüzlerce farklı kabileyi aynı ruh, duygu ve düşünce birliği altında birleştiren Göktürkleri anlatıyor.

Tarihin her döneminde büyük devlet olmayı başarmış bir milletin, kendi adıyla kurduğu medeniyet yolculuğunun destansı öyküsü.

Aynı yayınevinin eserleri arasında çıkan önemli “belge kitaplardan” birisi de Beşir Ayvazoğlu’nun kaleme aldığı “Edebiyatın Çanakkale’yle İmtihanı” üst başlığıyla, “Arıburnu Ve Seddülbahir’de On Gün” ismini taşıyor.

Kitaptaki yolculuk şu ifadelerle başlıyor:

“1915 Haziranının sonlarına doğru, otuz kadar şair, yazar, ressam ve bestekâr, Harbiye Nezareti Karargâh-ı Umumi İstihbarat Şubesi Müdürlüğü’nden birer tezkere aldılar.

Yazıda, Çanakkale’de muharebe alanlarını gezerek duygu ve düşüncelerini anlatmaları isteniyordu. Davete olumlu cevap verenler, 11 Temmuz Pazar sabahı, kollarında beyaz üzerine yeşil defne dalları işlenmiş işaretler bulunan haki keten elbiselerini giymiş, kabalaklarını başlarına geçirmiş olarak Sirkeci Gar’ında buluştular.

Fakat Abdülhak Hamid, Tevfik Fikret, Halit Ziya, Süleyman Nazif gibi ünlü isimleri aralarında göremeyince büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar.

Omuzlardaki yük daha da ağırlaşmıştı. Her birinden Arıburnu ve Seddülbahir cephelerini gezdikten sonra kendi sanatlarının diliyle kahramanlık ve zafer neşideleri bekleniyordu”.

Beşir Ayvazoğlu, eserinde bu heyecan verici geziyi ve sonuçlarını anlatıyor. Sözü Çanakkale hakkında bir notla bitirelim.

“Çanakkale’yi savunanların cesareti, yiğitliği, kahramanlığı dünyayı hayran etti. Yalnız dostların değil, düşmanların da parmağı ağzında kaldı”.

Kapı Yayınları: 0212- 513 34 20

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23