• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

İkra Toplumundan İsraf Toplumuna

04 Ekim 2016
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Biz bir “ikra” (oku) toplumuyuz. Bilenler ve aklı erenler böyle söylüyor ve asırlık kitaplarda da böyle kayıt altına almış.

Müslüman kavimlerin zaten “ikra” toplumu olmak mecburiyeti vardır. İman ettiğimiz kitabımızın ilk emri “oku” diye başlıyor.

Buraya kadar iyi güzel de peki kitabımız başta olmak üzere hem ahiretimizi hem dünyamızı mamur edecek neler okuyup, hayatımızı düzenleyebiliyoruz?

Zor soru. Geçelim. Çünkü bu yara bir hayli derin, daldıkça içinden çıkılmaz hale gelebilir. O vakit sadede gelelim!

Geleceğim gelmeye de öyle kolay değil. Zülf-üyâre dokunmamak adına lafın neresinden başlayıp, neresinde duracağımı kestiremediğim için dolanıp duruyorum.

Her müminin kabul edeceği gibi Kur’an-ı Kerim bizim kitabımız. “Kitabımızla aramız nasıl, iyi geçiniyor muyuz, onu okuyor muyuz, anlıyor muyuz” diye soru sorsam, önce kendime sormam lazım. Geçelim.

Bütün hayatını Kur’an-ı Kerim buyrukları çerçevesinde yaşamış Peygamberimiz var. “Onunla aramız nasıl, iyi geçinebiliyor muyuz” diye sorsam, yine önce kendime sormam lazım. Yine geçelim.

¥

Bizim medeniyetimizin temeli, Kur’an ve Hadis kaynaklıdır. Bin yıllık tarihimize bakmasını bilenler, bildiklerini doğru idrak edenler, bunun böyle olduğunu görürler.

Bize insan ve İslam medeniyetini kuranlar, bu iki kaynaktan beslenmiş; “sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel” hayatlarını da bu nizam çerçevesinde inşa etmişlerdir.

İşte bu medeniyetin başı, ortası, sonu, hep “ikra” emriyle donatılmıştır. İkra emrinin getirdiği bir başka özellik ise “okunanları anlamak ve anlaşılanı anlatmaktır”.

Bu sebeple ikinci önemli özelliğimiz de “sohbet toplumu” oluşumuzdur. Tarihimiz başta olmak üzere medeniyetimizin tüm kurucu unsurları olan dini milli hasletlerimiz, “sohbet” kültürüyle; fertten aileye, kabileden kabileye, coğrafyadan coğrafyaya taşınmıştır.

Buraya kadar da her şey güzel ve yolunda, şimdi bundan sonrasına bakalım.

¥

 “İkra” inancımızın yerini başka okumalar aldı. Sohbet kültürümüzün yerini mayamıza uygun olmayan yabancı söylemler aldı. Evlerde bile “cem olma” kültürümüzü kaybettik.

Fıtratımıza uygun okumalar yapamadığımız, sohbetler edemediğimiz, başkalarına benzeme yarışından bir türlü kurtulamadığımız için sürekli bir arayış ve israf peşinde koşuşturmaktayız.

İsraf meselesini sadece madde olarak ele almamalıyız. Gerçi bu konuda da yine kimse muhafazakâr kesimin eline su dökemez ya.

Esas israf, inanç değerlerimizdedir. Dini ve milli hasletlerimizi, dünyevi hırs ve arzularımıza esir ederek, dünyamızı da ahiretimizi de kararttığımızı göremiyoruz.

Okumaktan kaçıyoruz, dinlemekten kaçıyoruz, kaçmaktan öyle yorgun düşüyoruz ki, haliyle kendi kendimizle yüzleşmeye dahi cesaret edemiyoruz.

¥

Erenler der ki; “Kaçanla göçenin sonunu kestirmek zordur”.

Hakikatlere sırtımızı dönerek yaşamak, uçurumun kenarında “Ha düştüm ha düşeceğim” korkusuyla ömür harcamaktır.

Çare: Okumak, dinlemek ve uygulamaya koymaktır.   

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23