• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

İskilipli Atıf Hoca

05 Şubat 2013
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]


Dünya üzerinde bizim milletimiz kadar “zor zamanlar” geçiren başka bir halk yoktur.
Her milletin elbet tarihi vardır. Ama bu tarih içerisinde yine bizimki kadar yalan söyleyen başka tarihe rastlanamaz.
Soru şu:
-“Bir milletin tarihi o topluma neden doğru şekilde anlatılmaz?” Böyle bir soru, bizden başka milletlerde de sorulmaz. Sadece bizde sorulur ve sorunun cevabı verilemez.
En az beş nesil, yalan söyleyen tarihle eğitim gördü. Yalan söyleyen tarihe inandırıldı.
¥
Savaşların en berbatı, “tarih ve kültür savaşıdır.” Bir milletin tarihinden, kültüründen, inancından, değerlerinden koparılma savaşıdır.
Dilimizle oynandı, dinimizle oynandı, örf, adet ve geleneklerimizle oynandı. Tarihimiz karalandı, yalanlandı. “Yalan” tarih, “doğru” diye dayatıldı.
¥
İşte İskilipli Atıf hocamız (1874- 4 Şubat 1926) kültür savaşının kurbanlarındandır.
4 Şubat 1926 yılında Ankara Ulus’taki eski meclisin karşısında bulunan ve bugün yüzüncüyıl çarşısı olan sahada idam edilmişti?
-“Suçu neydi İskilipli Atıf hocamızın?”
Şapka Kanunu çıkmadan 1,5 yıl önce devletin resmi organlarının izni ile basılan “Frenk Mukallitliği ve Şapka” adlı kitabı yüzünden idam edilmişti.
¥
Türkiye’nin zor yıllarından birisi de 1993 yılındaki, “gizemli ölümler,” ve “gizli darbeler”dir.
İşte böylesine kargaşalı günlerde bir adam çıktı ve İskilipli Atıf hocamızın hayatını filme aldı.
Milli sinemanın yalnız kahramanı ve zor zamanların yönetmeni Mesut Uçakan, tabiri caizse kelleyi koltuğa alarak, hiç olmaz bir zamanda, İskilipli Atıf hocamızın idamını, “Kelebekler Sonsuza Uçar” ismiyle beyaz perdeye aktardı.
Kendime pay çıkarmak istemem ama ben de kişisel hayatımın en zor zamanlarında böylesine bir filmde Mesut Uçakan’ın yardımcısıydım.
Kendi adıma söyleyemem fakat Mesut Uçakan adına şunu söylemeliyim.
-“Uçakan, Türkiye’nin bunalımlı yıllarında Atıf hocamıza iaede-i itibar isteyen bir filmi çekme gücünü nereden bulmuştu?” Halen bu soruyu sorarım.
Böyle bir film, para için çekilmezdi. Şan, şöhret, makam, mevki için yapılamazdı.
Demek ki, ister uhrevi, ister dünyevi olsun, bir işin başarılması için “inanmak” yetiyor.
Uçakan, Atıf hocamızın mücadelesine inanmış, ondaki iman gücünü görmüş ve neticesi ne olursa olsun filmi yapmıştı.
¥
Kısacası, İskilipli Atıf hocamızın hayatı ve mücadelesi, Müslüman milletimizin hayatı ve mücadelesidir.
Savunmasını yapacağı günün gecesi, savunmasını hazırlarken, uykuya daldığı bir sırada, Peygamberimiz (s.a.v.)i rüyasında görüp, Efendimizin (s.a.v.)in;
-“Bize gelmek istemiyor musun ki, savunma hazırlıyorsun Atıf efendi” hitabı üzerine uyanır ve savunmasını yırtar.
İşte bu milleti yoğuran mayanın temelinde böylesine iman bağları vardır. Atıf hocamız bize şunu öğretmiştir.
“Allah istemedikçe kuldan imanını kimse alamaz, hüküm O’nundur.” El fatiha.



x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23