• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Kâbe-i Muazzama Tarihi ve Osmanlı Padişahlarının Hizmetleri

19 Şubat 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bu haftaki eserimiz, “Doğu Kütüphanesi” yayınlarına ait. Yazarı Nermin Taylan. Kitap “kırk ölçüp bir biçme” samimiyetiyle yazılmış.

Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in izinde olan, farz ve sünneti, hayatının esas düsturu sayan her iman ehli için Mekke ve Medine kutlu şehirdir.

Kutlu şehirler Mekke ve Medine, medeniyetimizi daima yeşerten ve taze tutan manevi güç merkezimizdir.

Devlet-i Aliye’nin kurucuları için de öyle olmuştur. Hatta eserde belirtildiğine göre Mekke ve Medine’ye ilk yardım gönderen, Selçuklu Sultanı Alparslan’dır.

Şöyle denilmektedir:

“1069 yılında Mekke emiri, Selçuklu Sultanı Alparslan’a gidip, hutbede adının okunduğunu bildirmesi üzerine buna çok memnun olan Sultan Alparslan, Mekke emirine çeşitli hediyeler vererek taltif etmiş ve yıllık tahsisata bağlamıştır”.

Sözü eserin müellifi Nermin Taylan’ın ifadeleriyle sürdürelim. 

Duvarından düşen bir taşın dahi salavat ve dualarla yerine konması, bir padişahın ihtiyaç hâsıl olduğunda, hiç düşünmeden kendi evini Kâbe’ye feda edebilmesi.

“Kisve-i Şerif’in” (Kâbe’nin dış örtüsü) ve “Altınoluğun” eskiyen mahfazalarının dahi Osmanlı sarayında saklanması, asırlarca Kâbe’den daha yüksek bir yapının yapılmamasına özen gösterilmesi.

19. yüzyıla kadar Haremeyn sınırları içerisine herhangi bir bayrak asılmaması gibi pek çok arşiv belgesi, Osmanlı Padişahlarının hemen her yüzyılda, Kâbe’ye nasıl hürmet gösterdiklerini ve ne şekilde ihtiramla hizmet ettiklerini gözler önüne sermektedir.

Meseleyi tam olarak kavrayabilmek ve her gün yönümüzü döndüğümüz Kâbe’nin varoluş serüvenini anlayabilmek adına, “Kâbe’nin Tarihi” ve “Osmanlı Padişahlarının Kâbe’ye Olan Hizmetleri” diye iki bölüme ayrılan çalışmamda, bu alanda var olan bir eksikliği birinci elden kaynaklarla gidermeye gayret gösterdim.

Büyük bir titizlik ve fedakârlıkla Osmanlı arşivlerinde sabırla araştırma yaparak hazırladığım çalışma esnasında şunu anladım.

‘Peygamber Efendimiz (s.a.v)in Mekke’yi fethinden, Hz. Osman (r.a.)’ın ölümüne kadar olan Kâbe’nin mes’ud dönemi, daha sonraki yüzyıllarda ancak Osmanlı Devleti’nin Haremeyn hizmetkârlığı döneminde yaşanmış’.

Osmanlı arşiv belgelerine dayanarak hazırlanan kitapta 22 Osmanlı Sultanının hizmetleri anlatılmaktadır. Şu paragrafla sözü hitama erdirelim:

“Osmanlı Devleti, Mısır’ın fethinden sonra Yavuz Sultan Selim’in iradesiyle, Mekke’nin idaresini merkezden atadığı Şeyhü’l-Haremler vasıtasıyla yönetmeye başlar.

Diğer taraftan mahalli idareyi sağlamak için, Osmanlı Sultanının muvafakatiyle göreve gelen Mekke Emiri olan Şerifler bu görevleri ifa ederler.

Bunun haricinde idare ve insan haklarına hassasiyetle riayet eden Osmanlı yönetimi, Mekke’de yaşayan kabilelerin farklılıkları yanında, her mezhebi çok iyi bilen “Kadılar” atayarak, kutsal toprakların sükûn içerisinde kalmasını sağlamaya çalışır.

Osmanlı’nın oldukça mütekâmil devlet nizamı, bütün yönleriyle Mekke’de kendini gösterir”.

Eser hakkında: Doğu Kütüphanesi; 0212- 520 27 19

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23