• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Kâinat Kur’an Ve İnsan

20 Haziran 2016
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bu haftaki eserimiz, Osman Nuri Topbaş hocaefendiye ait.

Yüzakı Yayıncılık’tan çıkan kitabı adı; “Mekteb-i Âlem” üst başlığıyla; “Kâinat, Kur’an Ve İnsan”.

İnanan ve inanmak isteyen her insanın, fani olan bu dünyasıyla, ebedi olan esas dünyasının reçetelerini sunan bir eser.

Kâinatı, Kur’an-ı Kerim’i ve insan başta olmak üzere, diğer tüm canlıları tanımak ve anlamak için ilk reçete olarak “Tefekkür” meselesi ele alınmış.

Derler ki; “Tefekkürsüz bir hayat, yel önünde rastgele savrulan sonbahar dikenleri gibidir”.

Sonbahar dikenleri gibi hayatların zuhur ettiği bir asırda yaşıyoruz. Bu asrı ya da bu zamanı değiştirmek, insanların tefekkür mecrasından çıkmadan yaşamasıyla mümkündür.

İşte Osman Nuri Topbaş hocaefendinin eseri de bu konuyu, “din ve bilim” açısından ele almış, ayrıca din ile bilimin birbirinden asla ayrılamayacağını anlatmış.

Müslüman topluluklar başta olmak üzere, İslam dışı ne kadar inanç varsa, hepsine inanan insanlar bilirler ki, bu dünya sonludur ve ölüm mutlaktır.

Tahrif olmamış diğer hak kitaplarla birlikte onların tüm muhtevasını içine alan son kitap Kur’an-ı Kerim, bu hakikati bütün ayrıntılarıyla izah etmektedir.

Kalplere gaflet ve dalâlet kilitleri, gönüllere nefsaniyet ve enaniyet kilitleri vurulmamış kimseler bilirler ki, “Kâinatı, Kur’an’ı ve insanı” anlamanın anahtarı tefekkürdür.

Bu noktada Osman Nuri Topbaş hocaefendi şöyle diyor:

“Hakiki tefekkür nazarıyla, Kelamullah ve Kâinat kitabını okuyan her insan; fıtratındaki tertemiz özü hissedecek, vicdanındaki hisli sese kulak verecek ve bu cihandaki ilahi vitrinleri hayranlıkla seyredecek, hakikat güneşini inkârdan vazgeçecektir”.

Kitapta; inanan veya inanmayan yahut inanmakla inanmamak arasında kalıp; nefsinin hoşuna gidenlere “âmin” diyen, gitmediklerine de; “nefsinin yorumlarıyla iman eden” kimselerin sorabileceği her sualin cevabı verilmiş.

Yeri gelmişken eserden şu üç ayet-i kerimeyi paylaşayım.

-“Ey insanlar! Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız”? (el-Mü’minun, 115)

-“İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır”? (el-Kıyâme, 36)

-“Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık”. (ed-Duhân, 38)

Evet, bu ayetler çerçevesinde eserde deniliyor ki;

“Bu ayetleri tefekkür eden kişi anlar ki, Cenâb-ı Hak ne kadar muazzam bir tefekkür zenginliği ihsan etmiş. Bu zenginliğin sebebini tefekkür eden insanın bir kere daha şükretmesi gerekir.

Zira kişiyi felaha kavuşturacak iman ve ibadete anahtar olan tefekkür nimetini, binbir fırsatlarla vesileler halk etmesi, Allah’ın kullarına en büyük yardımlarından biridir”.

Bu yardımlar ve ikramlardan, tefekkürlü bir iman dairesinde nasiplenmemiz duasıyla, eser hakkında bilgiye geçelim.

Yüzakı Yayıncılık; 0216- 532 44 44- 

[email protected]

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23