• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Kimlik Kaybının Telafisi Zordur

03 Şubat 2017
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bir milletin sahip bulunduğu hürriyetin derecesi, manevi ve fikri ilerleme yolunda sarf edeceği gayretlerle yükselir.

Yeni Türkiye ve Yeni Anayasaya karşı, daha doğrusu halkın büyük ekseriyetinin iradesine karşı yürütülen çirkin kampanyaların asıl sebebi, bu kimselerin içlerinde ve çevrelerinde yaşadıkları kimlik krizi sebebiyledir.

Kimlik bunalımının ana sebebi, Tanzimat’tan bu yana kendi ülkesine ve insanına sürekli yabancılaşan ve yabancı kalmakta ısrarlı olmalarındandır.

Türkiye’nin Batı âleminden yahut başka cenahlardan gelecek suni şeylere tahammülü yoktur ve kabul görmemiştir.

İhtiyaçlara uymayan her şey, zamanla millet iradesiyle hakiki hüviyetine kavuşur.

¥

Hani derler ya; “Tavuk yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmemiş” diye.

Üzerinde yaşadığı devleti ve milletine karşı aidiyet hissetmeyen kimseler, Batı’dan medet ummaktadırlar.

AB’ye gösterdikleri bağlılık ve onların ağızlarıyla konuşmalarının ağır faturasını maalesef Batı değil, yine devlet ve millet olarak biz ödeyeceğiz.

Devlete ve millete muhalefetin başını çeken CHP ile onların harmanında yatıp kalkanlar, TBMM’deki kavgalardan pek memnun olmuşlardı.

Halk iradesine karşı gösterilen bu dirence bütün bir dünya şahitlik etmişti.

Tüm çirkefliklere rağmen, Yeni Türkiye’nin onayı, 340 ila 348 arasında şerefli oyla şimdi sahibine sunulacak.

Kaybolmuş yılların hüznüyle, geleceğimizi “yerli ve milli” bir zemine oturtmak bize düşmekte.

¥

Necip Fazıl, Türkiye’de boş beleş yaşayarak, milletin derdiyle dertlenmeyen, acısıyla hemhal olmayan, sevincine burun kıvıran, bayramında, seyranında, milletin değerleriyle bir türlü barışamayan, halk tarafından devlet yönetiminden uzaklaştırılmış fikri ucuz, sözü eciş bücüş tipleri şöyle tarif eder:

“İrfan, kabı olan idrak kırılınca nerede dursun? Memleketin hiçbir meselesinde, ona ait (kültür) şartlarından, tarih, felsefe, siyaset, hukuk, iktisat bilgilerinin cep kitabı seviyesinde kanavalarından (oyun iskeleti) bir paycık bulamazsınız.

İttihat ve Terakki’ işportacıları, Batı dünyasının fikri, içtimai, iktisadi hiçbir mezhebini, 19. asrı takip eden ruhi buhranlarını tanımazlar, fikir çilesi çekmezler, hiçbir insan ve cemiyet problemi üzerinde muhasebe ve murakabeye girişmezler.

Londra malı bir (Sulka) kravatın etiketi halinde hükümlerini çerçevelerler. Batılılardan fikir aşırmayı ve halkın değerlerine sövmeyi ilim diye satarlar”.

¥

Evet, ancak böyle güzel tarif edilebilir. İşte bu güruh, Batılılaşma sevdasıyla; yerliliği ve milliliği geri kalmak gibi görüp, kimlik ve kişiliklerinde meydana getirdikleri tahrifat ve tahribat neticesinde, ülke hesabına yapılacak her faaliyete karşı kazık gibi dikilmeyi maharet saymaktadırlar.

Oysa milletimiz yıllardır özlediği kendi kimliğine kavuşmanın beklentisi içerisindedir. Bu beklenti hükmünü icra edecektir. Referandum bunun bir göstergesi olacaktır.

Millet iradesini tam olarak eline almasıyla birlikte, geçmişteki hataların faturaları bir bir ortaya çıkacak ve mesul kimseleri tarih sayfasına kaydedecektir.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23