• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Kur’an Kaçkını Müslümanlarız

06 Ekim 2015
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Tamam, kâfirlerle münafıklara malzeme vermemek için derinlemesine içimizi dışımızı irdelemek istemem ama şu kadarını kabul edelim.

Biz Müslümanlar kitabımızın kaçkınıyız. Keşke “Ben ya da biz öyle değiliz” diyen Müslümanlar çıksa da onlara tabi olarak kitabımızı anlayabilsek ama hepimiz aynı sarmalın içerisinde dünyamızı ahiretimize tercih etmekteyiz.

Müslüman aldanmaz, aldanıyoruz. Müslüman aldatmaz, aldatıyoruz. Müslüman helale harama dikkat eder, etmiyoruz. Müslüman kul hakkına girmez, giriyoruz.

Daha sayacak değilim. Artık Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizle direk muhatap olmalıyız. Çünkü Kur’an-ı Kerim fert fert insana ve toplumlara hitap ediyor.

Elbet bizi irşad edecek bir rehbere ihtiyaç vardır fakat rehber edindiğimiz kişi ya da kişilerin “söz ve amellerinin Kur’an ile Sünnete uyup uymadığı” sorgulanmalıdır.

Eğer sorgulanmadan uyuluyorsa, rehberde de bağlı olanlar da ahiret değil, dünya var demektir. İşimize gelen kısımları benimseyerek kitabı ve sünneti harcamamalıyız.

Neyse ölçüyü kaçırmayalım, bilindiği gibi ahir zamanın en büyük fitneleri Müslüman bildiklerimizden çıkıyor. Şeytandan önce böylelerinden kaçmak gerekiyor. Geçelim.

Dünkü yazımızda Feyzü’l Kur’an üzerine Hasan Tahsin Feyizli hocamızın sözlerine yer vermiştim.

“Dünyayı kurtarmadan önce kendimizi kurtaralım” diye bugün de devam etmek istiyorum.

Hasan Tahsin hocamızın, Kur’an-ı Kerim’e dair ifadeleri şöyle:

“Bütün kitap ve dinleri içine alan kitabımız, sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetineceğimiz bir kitap değildir.

O, bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar, çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır.

Kalplerin şifası ve toplumun arınıp temiz toplum olması için sahabe misali onar ayet şeklinde, azar azar da olsa ciddiyet ve samimiyet içinde Kur’an’ı okumak ve gereğini yapmakla işe koyulmak gerekir.

Kur’an-ı Kerim’de eksiklik ve fazlalık yoktur. Vahyedildiği hâli ile korunmuştur. Onun indirilmesiyle bütün dinlerin hükmü ortadan kalkmış, böylece Kur’an-ı Kerim, akıl sahiplerinin kıyamete kadar uyması gereken tek kitabı olmuştur.

O, İslâm hukukunun ilk ve değişmez kaynağıdır. Kur’an-ı Kerim’in hükümleri, insanların Allah’a ve birbirlerine karşı görevlerini bildiren ilâhî kanunlardır.

Kur’an-ı Kerim; her seviyedeki insana o özelliği ile hitap eden ilâhî bir kitaptır. İnsanı değerlendirirken; aile, cemiyet, ahlâk, sosyal hayat ve bütün bir kültür ortamı içinde ele alır.

İslâm dini, bütün hayat gücünü Kur’an’dan alır. Kur’an’ı sadece evlerde ve mezarlarda okumak, süslü kılıflarla duvarlara asmak insanları sorumluluktan kurtarmaz.

Çünkü Kur’an’da; “Kur’an mübarek bir kitaptır ki onu sana, ayetlerini iyiden iyiye düşünsünler ve aklı olanlar öğüt ve ibret alsınlar diye indirdik.” (38/29) buyurulmaktadır.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23