• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Lozan bir medeniyetin tasfiyesidir

25 Temmuz 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Lozan “Hezimet mi Zafer mi”? Bu konuda tarihçiler iki ayrılıyor.

İngilizler ve yedeklerindeki itilaf devletlerinin hinliğini bilen tarihçiler “Hezimet” diyor.

Bedeni topraklarımızda yaşamakta ve beslenmekte ama zihinleri İngilizler ve beraberlerindekilerin tekelinde olan tarihçiler de “Zafer” diyor.

“Zafer” diye nara atan söz konusu tarihçilere baktığımızda; siyasi ve fikri olarak milletimize-tarihimize uzak duran fakat İngilizler ve o meşreptekilere benzemenin bir kurtuluş olduğuna inanan, bugün de halen öyle düşünenlerdir.

Bu yüzden tarihimizle de milletimizle de kavga halindedirler. Geçelim.

……………..

Lozan’ın başka bir boyutunu hatırlayalım.

Lozan’daki “Hezimetin” sebebi, istihbarat oyunlarından haberdar olamayışımız yahut bile bile bu oyunlara gelmemiz midir?

Aklın yolu bir derler. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar; İstanbul başta olmak üzere memleketin her bir yanında cirit atarken, buralara istihbarat elemanları koymayacakları düşünülebilir miydi?

Elbet düşünülemezdi! Bir İngiliz araştırmacının tespitlerine göre İngilizler, İstanbul’a konuşlandırdıkları özel eğitilmiş telgraf çalma ve çözme ekibi sayesinde, Türk hükümetinin Lozan’a çektiği telgrafları bizim heyetten önce çözmekte ve Londra’ya yetiştirmektelermiş.

Haliyle İngilizler ve bilgilendirdikleri müzakereci ülke ilgilileri de Türk heyetinin neler isteyeceğini bilerek masaya oturmuşlardır.

Kurtlar sofrasında her şeyin akla gelmesi kadar doğal bir şey yoktur. Böyle bir oyuna gelinebileceği nasıl olmuş da hesap edilmemiştir? Orası karanlık ve hayret vericidir!

Mesela Milli Mücadelenin önemli isimlerinden Rauf Orbay, Londra Büyükelçiliği sırasında bu hadiseyi öğrenince çok şaşırmış ve dehşete düşmüştür.

İlginç bir ayrıntı daha!

İngilizler kendi önderliklerinde yapılan 24 Temmuz 1923 Lozan antlaşmasını ne zaman hukuki olarak tanımışlardır?

El cevap: 3 Mart 1924 Hilafetin ilgasından sonra aynı yılın ağustos ayında. Geçelim.

………………..

İnsanı dehşete düşüren başka bir hadiseden daha söz edelim de geçmişi bilerek geleceğe nasıl hazırlanacağımıza dayanak olsun.

Lozan sonrası hızlı bir şekilde Devlet-i Aliye’nin tasfiyesine başlanmıştır. Bu tasfiyenin en büyük kolu da bin yıllık tarihimizin arşivleridir.

4 Haziran 1931 tarihli Son Posta gazetesinde “Okkayla Satılan Kıymetli Evrak” başlığı ile bir haber yayınlanır.

Habere göre İstanbul Defterdarlığı Maliye Evrak Hazinesinde asırlardan beri korunan evraklar, “okkasına üç kuruş on paraya” Bulgaristan’a satılır.

İki yüz balya evrak, Sultanahmet’ten Sirkeci garına taşınırken bir kısmı yollara dökülür ve yerlerden toplanma zahmetine bile girilmez.

Devrin ehli vicdan yazarlarından Muallim Cevdet bu konuyu kendine dert edinerek iki yüz balya evraktan elli bir balyanın iadesini sağlar.

Bulgarlar, Viyana’dan getirttikleri Kraelitz’e evrakları mevzularına göre tasnif ettirirler ve kendi tarihleri ile ilgili kısmını ayırarak kalanları Vatikan’a satarlar.

………………..

Evet, dünyada bizden başka bu garabete uğrayan ülke ve millet yoktur.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23