• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Milli Eğitim Bakanlığı ve Emekli İlahiyatçılar

18 Eylül 2017
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Ülkemizin en sancılı işlerinden birisi eğitim meselesidir. Sebebi açıktır.

Cumhuriyetin kuruluşu itibariyle milletimizin değerlerine muhalif bir eğitim sistemi oluşturulmuş; batının “uygarsızlığı” adına “medeniyetimiz” dışlanmış, değer ölçülerimiz ayaklar altına alınarak, bir eğitim sistemi tercih edilmiştir.

AK Parti hükümetlerinin milli ve yerli eğitim şekli ve teşkilatına sahip olamamasının altında yatan bu zorluklardır.

Bize ait, bizden bir eğitim sistemi henüz oluşturulamamıştır. Bu bir kabahat değildir. Türkiye’de dört bakanlık, 80 yıldır batılılar tarafından gizli gizli yönetilmiştir.

Dışişleri, Maliye, Kültür ve Milli Eğitim bakanlıklarıdır. Söz konusu bakanlıklara AK Parti iktidarına kadar kolay kolay hiçbir hükümet; “Ne oluyor” diyememiştir.

AK Parti hükümetleri de yeni yeni sahip olma yolundadır.

Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen ihtiyacı giderilebilir. Yalnız “İdealist öğretecek adama ihtiyaç vardır. Nurettin Topçu’nun ifadesiyle meseleyi sadeleştirelim.

- “Muallimlerin en mukaddes görevi, medeniyet kurucu bir nesil yetiştirmeleridir”.

……………….

Maşallah yurdumuzun her yerinde mantar gibi İmam Hatip Liseleri açılmıştır. “MÜSLÜMAN MİLLETİMİZİN” özlemiydi.

Gelin görün ki, bu özlemi hayata geçirebilecek kadrolarımızda eksiklikler bulunmaktadır. Bakanlık da pek âlâ bilmektedir.

Bakanımız Sayın İsmet Yılmaz’a küçük bir hatırlatmada bulunalım.

Büyük şehirlerimiz başta olmak üzere memleketimizin pek çok şehrinde emekli olmuş İlahiyatçı hocalarımız vardır.

Bu hocalarımızı İHL’lerde yönetici ve hoca olarak istihdam etmek mümkün değil midir? İHL’lerin en çok; “olgun, sözü dinlenir, yeri geldiğinde baba, yeri geldiğinde ağabey olabilen yöneticilere” ihtiyacı ortadadır.

Ayrıca yine Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan emekli olmuş müftü ve vaizlerimiz bulunmaktadır. Bu hocalarımız da meslek derslerine girebilirler.

Elbet buradan söylemek kolaydır ama görevlendirme açısından çeşitli engeller çıkabilir. Yalnız artık devir, engelleri kaldırma devridir.

Öyle çok İHL’miz var ki, eğer başarısız olunursa, fitne-fesat merkezlerinin beslediği şeytanın insan taifeleri, bırakın bizleri, gelecek nesilleri tefe koyarlar.

Şeytanın adamlarına fırsat vermemek için sadece İHL’lerde değil, bütün eğitim kurumlarında, devlet-millet bütünlüğünü koruyacak ve yaşatacak bir eğitim kadrosu oluşturmak zorunludur.

……………..

Yine Topçu der ki;

- Öğretmen kutsal bir görevi yüklenmiş çile insanıdır. O nitelikli bir kişiliğe sahip olmak mecburiyetindedir. Öğretmenler idealin ustasıdır, geleceği inşa ederler”.

Bakanlık kadrosunda olmayıp da “makam, masa, kasa” üçlüsünü elinin tersiyle itecek “Fazilet” sahibi insanımız çoktur, yeter ki arayalım.

Öğretmen ellerine teslim edilmiş genç ruhları bir örs üzerinde işleyen demirci gibidir. Osmanlı üç kıtaya muallimlerle ve öğrencileriyle medeniyet götürmüştür.

Sözü yine Topçu ile bitirelim:

- “Bir memlekette ticaret ve alışveriş tarzı bozuksa, bundan muallim mesuldür. Siyaset, milli tarihin çizdiği yoldan ayrılmış, milletinin tarihi karakterini kaybetmişse, bundan mesul olan yine muallimdir.” 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23