• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Milli irade liderinin takipçisi olmak

09 Mayıs 2017
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bugünlere kolay gelinmedi. Büyük bedeller ödendi. Kur’an ve Ezan topraklarında, Kur’an ve Ezan sesleri kesildi ve halen kıpırdanmalar sürmekte.

O meşum devri Necip Fazıl şöyle anlatır.

“Bir devirdi, o tarihlerde (40’lı yıllar) küfür, bütün müesseseleriyle bir buzdağı gibiydi. Ortalıkta hiçbir hareket mevcut değildi.

Camilerden bir hıçkırık bile gelmiyordu. Bazı gafiller; ‘camiye girebiliyorum ya ne devlet!’ gibilerinden seviniyor ve hadım olmanın oltasında mesut görünüyorlardı.

Şimdi şucu, bucu geçinen bazı zümrelere adını vermiş isimlerden hiçbirini görmek mümkün değildi.

Derken, meydan açılır gibi olduktan sonra ortaya çıktılar ve kendilerine evliyalık süsü vermekten de kaçınmadılar.

Biz ise mahut buzdağını, karda avuçlarımızı hohlarcasına, ciğerlerimizden kopan sıcak nefeslerle eritmeye çalıştık ve galiba bunda müessir olduk”.

¥

İşte Necip Fazıl’ın bu feryadıyla yetişen insanlar, bugün milli iradenin nüvesini oluşturan Ezan ve Kur’an toplumunun ve topraklarının emanetini üstlenmişlerdir.

Yalnız burada çok garip ve anlaşılmaz bir duruma daha değinmek lazım.

Haçlı zihniyetli yerli ve yabancı haramiler, Türkiye’nin geldiği noktaya kin ve öfkeyle hücum ederken; memnun olması, desteklemesi gereken bir kısım Müslim kimselerde de büyük bir öfke mayalı kıskançlık görülmektedir.

Yine merhum Necip Fazıl, kıskançlık meselesini de şöyle izah etmektedir:

“Kıskançlık: Yüzümüzün peçesiz cüzzamıdır. Ruhumuza ait öyle bir maraz ki, başka her marazın şifası var, onun yoktur”.

Evet, kıskançlık; odunun ateşi erittiği gibi sahibini eritir. Hem ahiretini hem dünyasını karartır.

Ahiretini kirletmesinin bedelini ödemeyi göze almasına bir şey denilmez ama dünyasını kirletirken, aile fertleri başta olmak üzere, çevresindeki tüm insanların huzurunu kaçırması hiçbir bedelle ödenmez.

Böyle kimseleri anlamak zordur. Kendileri gibi olanların dışında hiçbir insanla kısa süreli de olsa ortak bir dil oluşturamazlar.

Kalpleriyle dilleri arasındaki insani melekelerden oluşan irtibatı koparmış, kıskançlık dehlizlerinde, kin ve öfkeleriyle; “Ben biliyorum ve doğruyum” bencilliğiyle yaşarlar.

Oysa atı alan Üsküdar’ı geçmiştir ve kervan yoluna revan olmuştur.

Gidenin arkasından yürümek varken; küfretmek, hakaret etmek, nifakçılarla birlikte olmak, olsa olsa kıskançlığın özü gereği; “aklı, iradeyi, nefsi tapınmaya teslim etmektir”.

Ancak tam iman etmiş insanlar aksiyon sahibidirler ve liderlik yaptığı toplumun sevgisini, muhabbetini, güvenini kazanırlar.

¥

Sözü yine sahibine bırakalım ve Necip Fazıl’dan devam edelim:

“Küçük ve miskin fikre dayanan hiçbir arzu, heves, merak ve davranış, ideal olmaz.

Bir şeyin ideal olabilmesi için mutlaka cemiyet planında ulvi bir oluş ve erişe göz dikmesi lazımdır”.

Kısacası; amelsiz milli irade davası, batıl kalpten gelir. Allah bizi kötü zan ve itikatlardan korusun.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23