• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Milli Mücadele İskilipli Atıf Hoca

10 Şubat 2016
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

“Ey iman edenler! Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir güruhu dost edinmeyin. Çünkü inkârcıların kabir ehlinin dirilmesinden ümitlerini kestikleri gibi onlar da ahiretten öyle ümit kesmişlerdir”. Mümtehine Suresi 13. Ayet.

İşte neredeyse hemen bütün İslam ülkelerinde “Haçlı sempatizanı” belli kesimler, “aşağılık kompleksleri” sebebiyle, Allah’ın gazap ettiği güruhları dost edinmektedirler.

En çarpıcı örneğiyle bugün bizde de olduğu gibi Müslümanlarla iç içe yaşayan kimseler, İslam düşmanlarıyla iş birliği yaparak, memlekette kargaşa çıkarmaktadırlar.

İskilipli Atıf hocaefendi, “amentüsünün” gereği “vatan, millet ve din” sevdasından asla taviz vermeden bu güruhlarla mücadele etmiştir.

“Osmanlı’nın yıkımı, İslam’ın yıkımıdır” diye sevinen batılı güçlerin, aynı yıllarda şeytani oyunlarını sergiledikleri; Fas, Cezayir, Tunus ve Hindistan’dan gelen feryat mektuplarına cevap vermiş mücadele yollarını anlatmıştır.

Bu manada Atıf hocaefendiden Kırım da istifade etmek istemiştir. Kırım Müslümanlar lideri hocaefendiye gelerek Kırım’a davet etmiş, kendisine Evkaf Nezaretiyle birlikte Kırım’daki tüm dini müesseselerin ıslahıyla birlikte sorumluluğunu teklif etmiştir. 

İskilipli Atıf hocaefendi o gün, bugün ve yarın asla unutulmayacak şu cevabı vermiştir:

-“Vatanımdan ayrılamam! İslami kalkınma davasının merkezi Türkiye’dir. Başka bir yer olamaz”! 

Vatan hainlerinin hezeyanlarının ülkeyi kasıp kavurduğu ve memleket topraklarını terk ettikleri günlerde, İskilipli Atıf Hoca “Teali-i İslam Cemiyetini” (İslam’ın Yükselişi) kurmuş ve İstiklal mücadelemize büyük destek vermiştir.

İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesine ilk protestoyu ve ilk tepkiyi, bu dernek göstermiş, maddi manevi destek sağlamıştır. 

Ve Atıf hocaefendi, derneğin başkanı sıfatıyla, devrin din âlimlerinden bir heyet oluşturarak, ezeli İslam ve Türk düşmanı olan İngilizlerin işgal ettiği İstanbul’da, işgal kuvvet komutanlarının karşısına dikilerek, onların suratlarını çürümüş iskarpin derisine çevirten şu sözleri haykırmıştır:

-“Kötü politika yüzünden zebun düşmüş bir milletin zaafını bu dereceye kadar istismar etmek, hiçbir din ve insaf ölçüsüne sığdırılamaz! Gayeniz, Türk milletinin şahsında İslam’a darbe vurmaksa, bunu açıkça bildiriniz ki, biz de ona göre başımızın çaresine bakalım”.

İmanının gereği kimseye karşı hiçbir mihneti olmayan Atıf hocaefendiden iki hatıra ile yazıyı noktalayalım.

Atıf hocaefendi Sultan Vahideddin’in sofrasında bulunmuştur. Saraydan ayrılırken, kendisine hediye vermek isteyen Padişaha şunları söyleyerek hediyeyi kabul etmemiştir.

-“Sultanım lütfen bizleri ihsan almaya alıştırmayınız”.

Başka bir gün de, kendisini çok seven ve hürmette kusur etmeyen emektar bir çalışanı, evinde yaptırdığı bir tatlıyı hediye olarak getirmiştir.

Emektar çalışanının hediyesini büyük bir üzüntüyle şöyle diyerek geri çevirmiştir:

-“Evladım kabul edemediğim için ne olur beni affet! Öyle bir meslek ve dava üzerindeyim ki, maddi menfaatin zerresine dahi tahammül edilemez”.

Ruhu için El-Fatiha.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23