• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

MÜSİAD’ın Kuruluşunda Para Araçtı

28 Kasım 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

“Hiç şaşmayan saat gibi işler durur kader

Bir gün saat çalar… Çok uzaktan gelir haber”. Yahya Kemal.

……………

İnsanların kaderi olduğu gibi müesseselerin, milletlerin ve devletlerin de kaderi vardır. Yahya Kemal’in ifadesiyle hiç şaşmayan saat işler durur kader.

MÜSİAD’ın 17.’sini düzenlediği uluslararası fuarını dolaşırken, 9 Mayıs 1990 yılındaki kuruluş günlerine ve ilk yıllardaki fuarlara yolculuk ettim.

Kuruluş günleri ve son beş yıla kadar yaşanan yerli ve milli heyecanın şimdilerde biraz eridiğini söyleyeceğim ama eli taşın altında olmayanlar burun kıvıracaklardır.

Böyle düşünenlere MÜSİAD’ın kuruluş beyannamesinde, paranın “araç mı” “amaç olduğunu özetleyen şu sözleri hatırlatmak isterim:

…………… 

“Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Hakk’ın ve hukukun, adaletin ve eşitliğin, barışın ve güvenin, refahın ve mutluluğun sağlandığı; tarihe ve topluma mal olmuş mahalli ve evrensel değerlerin korunduğu, gözetildiği; kendi içinde bütün, bölgesinde etkin, dünyada saygın bir Türkiye için yola çıkan hassasiyet sahibi iş adamlarının”… diye devam ediyor.

MÜSİAD’ın kuruluşunda para “araçtı” dedik. Şimdi de “araç” olarak bilenler var ama özellikle ikinci ve ikibuçukuncu kuşak için “amaç” haline gelmiş vaziyette.

Para “araç” olmaktan çıkıp “amaç” haline gelirse, yukarıdaki kuruluş değerlerinde ciddi kayıplar ve umursamazlıklar meydana gelir demektir. Ve aslında başlamış gibi.

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan bile eski kuşak kalmış desem yeridir. Şükür ki, lokomotifin başında paranın “araç” olduğuna inanan birisi var.

Baba sırtından iş sahibi olmuş, havası ve paçası yerinde olanlar şunu sorabilirler.

- “Para amaç haline gelirse ne olmuş ne gördünüz ki”? Söyleyelim.

……………..

Para “araç” olmaktan çıkıp, “amaç” haline gelirse, maddi ve manevi olarak işimizdeki, aşımızdaki, ibadetimizdeki dünya kirlerini temizleyemeyiz.

Hatta; “Günün şartları böyle! “İnsanlar böyle istiyor”! “Ben böyle düşünüyorum”! “Oyunun kuralları böyle” gibi yüksek perdeden çıkışlar yaparak; anadan, atadan, inançtan gelen değer yargılarının kirlendiği görülmez.

Maalesef görülen bir başka kayıp da inanç değerlerimizin kostümlere, şekle ve söylemlere indirgendiğidir.

Bu husus çok çetrefilli olduğu için girmeye cesaret edemiyorum. Geçelim.

Yalnız sapla samanı birbirine karıştıracak olanlara şunu söyleyelim. MÜSİAD bu toprakların, bu devletin, bu milletin gözbebeği bir kuruluştur.

…………………

1990 yılından bu tarafa hangi şartlarda ve nasıl mücadelelerle bugünlere gelindiği asla unutulmamalıdır.

2003 yılına kadar MÜSİAD’ın gırtlağına dayanan güçlerin tarihi henüz yazılmadı ve mutlaka yazılmalıdır.

Erol Yarar, Ali Bayramoğlu dönemlerinin en yakın şahidi ve bizzat sistemin çarkları arasında olup-bitenlere canlı şahitlik eden Dr. Ömer Bolat bu tarihi yazmalıdır.

Ezcümle:

Hepimize bir Molla Kasım lazımdır. Yazının başındaki şiire bir daha bakalım.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23