• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Operasyon 1915 Çanakkale

20 Mart 2017
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bu haftaki eserimiz, isimden de anlaşılacağı üzere, Çanakkale destanını oldukça akıcı ve sade bir dille anlatan, “Operasyon 1915 Çanakkale” adlı kitap.

Eserin müellifi oldukça genç bir yazar. Gençliğini kütüphane rafları arasında geçiren ve tozlu raflarda kuyumcu hassasiyetiyle gerçek tarihi arayan Ozan Bodur.

¥

“Çanakkale Geçilmez” gürlemesi, bu toprakların tapusu mesabesindeki bir haykırıştı. Bu haykırış bugün daha yüksek seslendirilmektedir.

Haçlılar Çanakkale’yi geçerek, tarih sahnesine ve yeryüzüne çıktıkları günden bu yana, esaret tanımamış, boyunduruk altına girmemiş bir milleti köleleştirmek istiyorlardı.

Esas amaç elbet gizliydi. Yahudilerin ve dünyadaki tüm Mason localarının asıl gayesi; topraklarımızdaki ezanları susturmak, dini ve milli eserleri yerle bir etmek, Osmanlı ve İslam tarihini çağrıştıran tarihi yok etmekti.

Her itilaf devlet adamının komutanlarına verdiği talimat şuydu: “İstanbul’un camilerine Haç dikmeden dönmeyeceksiniz”.

¥

Bu hakikatlerin aksini düşünmek mümkün değildir elbet. Aksini düşünenlere hep şu sorular sorulmuştur.

“28 Temmuz 1914’ten bugüne, Birinci Dünya Harbinin gerekçesi üzerinde hiç duruldu mu? Hangi büyük sebepten dolayı bütün bir Haçlı Çanakkale’ye dayanmıştı?”

Şimdiye değin, “I. Dünya Savaşı haklı olarak şu gerekçeden çıkmıştır” diyen bir tek namuslu tarihçi var mıdır?

Altı yüz yıl dünyanın yarısından fazla topraklarda; “huzur, güven ve istikrar” sağlamak, her dinden, dilden, ırktan topluma dini ve milli değerleri ölçüsünde özgürlükler tanımak ve insanları barış içinde idare etmek, Haçlılar nezdinde suç sayılmıştır.

Çanakkale’yi geçememelerinin kin ve öfkesini hâlâ duymaktadırlar. Bilumum terör örgütlerini de yanlarına alarak; siyasi, ekonomik ve kaoslarla mücadelelerini sürdürmekte, Çanakkale’yi geçmek için hunharca eylemlere kalkmaktadırlar.

¥

Demek ki, Haçlılar hâlâ Çanakkale’nin geçilemeyeceğini öğrenememişler. İşte bu eser onu anlatmakta.

Kitabın girişindeki okuyucuları selamlayan şu cümlelerle sözü nihayetlendirelim.

Osmanlı’nın artığısınız dediklerinde kahroluyorum diyen Kerküklü nineye! ‘Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz?’ diye haykıran Şamlı dedeye!

Bu vazifeyi Yavuz Han verdi, 500 yıldır İstanbul’u bekliyoruz’ diyen Halepli mücahide! ‘Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam’ diyen Bosnalı teyzeye!

‘İki patik ördüm, köyüme ilk gelen Türk askerlerine vereceğim’ diyen Ahıskalı geline! Ordumuza katılmak için ceketini satan Pakistanlı gence! Şahadet parmağını İsrailli askerlere uzatarak; ‘Bir gün gelecekler’ diye ağlayan Gazzeli çocuğa!

Abdülhamid’e Cinnah’a! Aliya’ya! Elçibey’e! Dudayev’e! Dr. Sadık’a, Resulzade’ye! Vahapzade’ye! Aytmotav’a! Akif’e! Hazar’a! Tuna’ya! Nil’e! Fırat’a! Dicle’ye! Ahlat’a! Malazgirt’e! Urimçi’ye! Fergana’ya ve Tebriz’e!…

Velhasılı kelam… Yürek bohçasında bize dair ağıt ve umut taşıyan her yere, her sese, herkese armağan edilmiş bir eser.

Evet, bütün şehitlerimizin ruhu için el-Fatiha.

¥

Eser hakkında: Eşik Yayınları, 0216- 564 26 26

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23