• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Parayı verenin düdüğü çalamayacağı Akit TV

08 Temmuz 2015
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Önceki gün Büyükşehir Belediyesi Florya tesislerinde bizim gazetenin iftarı vardı. Akit’e gönül vermiş dostlarla bir aradaydık.

Hatırladığım kadarıyla 15 yıldır aynı mekânda iftar verdik. Her iftar, bir öncekinden daha güzel geçerdi.

Bu seferki muhteşem oldu. İstikrarlı yayın çizgimizin ve ümmete bağlılığımızın bir göstergesiydi. İnancımız kesintisiz ve fasılasız belliydi:

“Hakk ve haklının yanında, haksızın karşısında olmaktı”. Bu çizgiden hiç taviz vermedik.

Hatta bazen dostlarımızdan, okuyanlarımızdan, ikinci kelimesi bir türlü gelmeyen “biraz” uyarılarından başka uyarı gelmezdi.

Aldığımız uyarılar derin devletin elemanlarındandı. Bu ikaz ve tehditlere de tam iman etmiş bir adam şöyle diyordu:

“Allah’tan geldik Allah’a döneceğiz. Bizi yolumuzdan döndüremezsiniz. İmanımızın gereği dışında hiçbir yere ve kişiye hizmet etmedik, etmeyeceğiz”. 

İşte bu inanç ve azimle 16 metrekarede başlayan Cuma Dergisi, 60 metrekarede başlayan Vakit ve Akit ana başlıklı gazeteler, bugüne kadar kullara ve kulların kölelerine boyun eğmeden yayınını sürdürdü.

Bu kadronun eğildiği, alnını yere koyduğu ve boyun büktüğü tek güç, sadece Allah’tı.

Namazda rükû, secde ve selam ile Allah’ı bir bilip, Peygamberi hak bilmekten başka bağlı oldukları ve bağımlı oldukları bir yer yoktu.

Allah’ın izniyle, haberdar olduğumuz olmadığımız, tanıdığımız tanımadığımız yüzbinlerce “amentüsü sağlam mümin”, yıllarca hep yanımızda, yöremizde oldular.

Hamdolsun öyle bir noktaya geldik ki, daha doğrusu Rabbim öyle güzel nasiplerle bizi ve okuyucularımızı mükâfatlandırdı ki, şimdi güçlü bir gazetemiz, güçlü bir internet sitemiz ve güçlü bir yolda ilerleyen televizyonumuz oldu.

Akit TV’nin amacı da aynen gazete ve internet sitesi gibi ümmetin sesi soluğu olmaktan başka bir gaye gütmemektedir.

Haberde, yorumda, belgeselde, tartışmada ve filmlerinde, öncelikle “amentü” çerçevesinde “aile mahremiyetini” muhafaza edecek bir yayın çizgisi takip edecektir.

Peki, bütün bunlar neyle ve hangi parayla yapılacak?

Aman sanılmasın ki, para veya benzeri kıymetli eşyalar isteyerek …… gibi ümmeti hayal kırıklığına uğratacağız. Asla!

Müslümanlardan alıp, İslam’a ve inananlara tuzak kuranlarla iş tutmayacağız. Müminlerin emeklerini, İslam düşmanı yerli ve yabancı münafıklara yedirmeyeceğiz.

Demem şu ki:

Dünyada veya Türkiye’de televizyonların başlıca gelir kaynağı reklamlardır. Reklamı verenler de o televizyonlarda istedikleri gibi mesajlarını verdirtirler.

Bizim televizyonda böyle bir şey olmayacaktır. Alacağımız reklamlar, milletimizin değer yargılarına ters düşmeyen yayınlar olacaktır.

Bilirsiniz televizyondaki her görüntünün bir bedeli vardır. Elbet görünen ve görünmeyen pek çok giderleri olmaktadır.

Bunun için tabii ki reklama ve sponsora ihtiyaç vardır.

Bu ihtiyaç karşılandığı sürece Allah’ın izniyle değil Türkiye’nin, tüm dünyadaki ümmetin televizyonu olacaktır. Vesselam.  

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23